İletilerin anlattıkları

Başlatan zeitgeist, 23 Şubat 2009 - 05:21:50

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Zebercet

Hikayedeki Bulgur tarzında arkadaşlar durumlarının farkında asla olamıyorlar. Yazılanları okumuyorlar ve okusalar bile anlayamıyorlar. Malesef bir kısım yeni nesil bu şekilde yetişiyor. Karşısındaki insanın onun ihtiyacını gidermeye mecbur olduğu düşüncesindeler. "Eğer sen bir forum açtıysan benim soruma yazdığımı anlayıp benim anlayacağım şekilde cevap vermek zorundasın." düşüncesindeler. Bu tip insanlarla her yerde karşılaşılıyor. Fakat hiçbir şekilde yardım edilemiyor. Çünkü eğitilmeye(yontulmaya) müsait bir yapıları yok.

Dil bilgisi, imla kuralları gibi kavramlardan bihaberler. İnsanları aşağılamak veya küçümsemek anlamında söylemiyorum bunları. Fakat durum bu. Bu tarzda olan arkadaşlara ilk zamanlar çok şişiyordum. Fakat zamanla şöyle yapmaya başladım. Görmemeye, cevap vermemeye, sanki yoklarmış gibi davranmaya.

oguncak

Üslup hususundaki hassasiyetin çok değerli olduğunu düşünüyorum; zira konuşulduğu gibi yazmak, nasıl konuşulduğuna işaret ediyor. Çokseslilik vazgeçilmez, yararlı ve gerekli elbette, fakat bu "nasıl istersem öyle yazarım" demek değil. Bu bakımdan incelik taşıyan ve gösteren arkadaşlarıma sonsuz teşekkür ediyorum. Sizi seviyorum.

if


arpia

Kesinlikle güncel :)
Yazı harika gerçekten ellerinize sağlık, ayrıca @plymouth'un düşünceleri gerçeği yansıtıyor, katılmamak ve tekrar herkese teşekkür edip takdir etmemek elde değil.

Alıntı yapılan: plymouth - 04 Ocak 2010 - 22:37:48
         Bu konunun geri de kalan kısmında söylediklerim hakkında bir kaç şey daha söylemek istiyorum.
        Ubuntuyla tanışmam ve ilk  kez foruma girmem ile hayatım değişti. Bu öyle bir değişim oldu ki para biriktirdim ve İstanbul'a geldim Linux konusunda kendimi geliştirmek için Linux eğitimi veren bir yere kaydoldum.
        Tabi bunda sizin de çok büyük bir rolünüz var.  Teşekkürler...

Yalnız bu olayın devamı nasıl gelişti onu çok merak ediyorum, sakıncası yok ise paylaşabilir misiniz?

plymouth

Merhaba
Hikayenin sonrası şöyle devam etti.

Red Hat eğitimi aldım. 3 aylık bir kurstu. Sonrasında, tek başına bunun yetmeyeceğini farkettim ve gelişimin devamını sağlamak için Network ve C ile devam ettim. Sonra Linux (çoğunlukla Red Hat ve Debian),  network ve tcl / php / C üzerine çalışan bir firmada işe başladım. Istanbul'a taşındım.

Kısaca böyle oldu.
This life is not the real thing.
It is not even in Beta.
If it was, then OpenBSD would already have a man page for it

heartsmagic

Kısa gibi görünse de emek verilen bir hikâye aslında bu. Sonu da güzel bitmiş gibi, tabi hikâyenin bu kısmı sonlanmış sadece. Devamında da başarılar @plymouth :)
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

plymouth

Doğrusu "Ben Yaptım" diyemem,  yalnız değildim. İnsanlar sabır gösterdiler, yardım ettiler ve öyle oldu. Haklarını vermek gerek. Bu forumun üyeleri sağolsun, burada çok şey öğrendim.
This life is not the real thing.
It is not even in Beta.
If it was, then OpenBSD would already have a man page for it

heartsmagic

Alan bir şekilde verdikten sonra daha ne istenir @plymouth :) Bu arada ben her ortamın bir vesile olduğunu düşünüyorum, asıl mesele insanın kendisinde. Burası dahil her ortam sadece bir araç.
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

plymouth

This life is not the real thing.
It is not even in Beta.
If it was, then OpenBSD would already have a man page for it

arpia

#59
Alıntı yapılan: plymouth - 13 Ocak 2013 - 14:37:34
Merhaba
Hikayenin sonrası şöyle devam etti.

Red Hat eğitimi aldım. 3 aylık bir kurstu. Sonrasında, tek başına bunun yetmeyeceğini farkettim ve gelişimin devamını sağlamak için Network ve C ile devam ettim. Sonra Linux (çoğunlukla Red Hat ve Debian),  network ve tcl / php / C üzerine çalışan bir firmada işe başladım. Istanbul'a taşındım.

Kısaca böyle oldu.

Paylaştığın için teşekkür ederim :) Ayakta alkışlıyorum, çok hoşuma gitti.

Alıntı yapılan: heartsmagic - 14 Ocak 2013 - 03:06:13
Bu arada ben her ortamın bir vesile olduğunu düşünüyorum, asıl mesele insanın kendisinde. Burası dahil her ortam sadece bir araç.

Pek söylenecek bir şey kalmamış :)

Yalnız @plymouth, kullandığın dağıtıma bakarsak pek kısa bir süre olmadığı belli :)

Geri kalan hayatında başarılar diliyorum.
Herkesin senin gibi hayallerinin/isteklerinin peşinden gidip, mutlu ve başarılı olması dileğiyle...

plymouth

Dağıtımı özellikle OpenBSD olarak belirledim. Öğrenme alışkanlıklarımızı değiştirmek bazen süreci kısaltabiliyor. Mesela Ubuntu, kullanıcılarına bir çok imkan sağlar. O kadar ki sıradan bir Windows kullanıcısı bile Ubuntuyu başarılı ve sıkıntısız kullanabilir. Ama öğrenmek istiyorsanız size her şeyi hazır olarak veren bir sistem aslında size bir çeşit ilüzyon ile tembelliği aşılıyor da olabilir. Yeni kullanıcıların en büyük eksiği belkide daha denemeden "bu olmuyor ve olmayacak", "işe yaramadı" demeleridir. OpenBSD, kurulumunu bitirip yeniden başlatınca standart olarak siyah ekran ile karşılar sizi. X, bash, gnome, gnome-terminal hepsi gözünüzün içine bakar. Kurmak, sıralamayı öğrenmek, paketleri indirmek hepsi yeni bir uğraş ve yeni bir öğrenme sürecidir. Bu forumda birininin sıkça söylediği bir söz vardı eskiden. Bütün iyi programlar, bir programcının kendi yarasını kaşımasıyla doğmuştur. Olmasını istemek yetmez, çaba sarfetmek gerek.

Temennileriniz için çok teşekkür ederim. Umarım herkes hayallerini peşinden samimiyetle koşar...
This life is not the real thing.
It is not even in Beta.
If it was, then OpenBSD would already have a man page for it

arpia

Alıntı yapılan: plymouth - 14 Ocak 2013 - 21:37:26
OpenBSD, kurulumunu bitirip yeniden başlatınca standart olarak siyah ekran ile karşılar sizi.

Bir zamanlar Linux dağıtımlarıda böyleydi :) Gerçi hala böyle olanlar var arada. Ama sizin demek istediğinizi anladım, sizin anlatmak istediğiniz başka bir olay.
Göz bebeği slackware gibi :)

Alıntı yapılan: plymouth - 14 Ocak 2013 - 21:37:26
Temennileriniz için çok teşekkür ederim. Umarım herkes hayallerini peşinden samimiyetle koşar...
Ben teşekkür ederim. İnşallah :)

ahmet_matematikci

Türkçe'yi düzgün kullanmak kimliğini kaybetmemiş ,asimile olmamış bir toplumun ve topluluğun işidir.
♥ Kız tavlamak için kahraman olmak gerekmez. Doğru kadın zaten sizi kahraman yapar ;)

JaNaVaR

Aynen katılıyorum ve itiraf ediyorum;

Yazdıktan sonra tek tek, heceleye heceleye okumaya başladım. :)

meda

Atatürkümüz ne güzel söylemiş ta o zamanlar "Türk demek Türkçe demek."
"BEDAVA Bedava yaşıyoruz, bedava;Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;Yağmur çamur bedava;Otomobillerin dışı,Sinemaların kapısı,Camekanlar bedava; Peynir ekmek değil ama Acı su bedava;Kelle fiyatına hürriyet, Esirlik bedava; Bedava yaşıyoruz, bedava. Orhan VELİ"

ekremdogan

sorduğum soruları ve gelen cevapları toplu olarak nereden bakabilirim
not:kişisel iletilerden basetmiyorum.farklı bölümlerde sorular sormuşum .o sorularıma verilen cevapları nasıl bulacam forum içinde??

betseg


ekremdogan

super oldu tesekurler ;)ama xampp sorununa yardım edecek biri olmadı :(

seron

#68
Bakınız(daha doğrusu, lütfen okuyunuz): Bye bye Türkçe - Oktay SİNANOĞLU
Bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum; ama okuyun.

İlave olarak tabiyki, deyilki, iyki ; "choq khothü oluo" , "bepheem seny choq sevioroom" gibi yazan şahısalara da buradan iyi dileklerimi sunarım.


İletinizi düzenledim lütfen forum kurallarına uyalım.
https://forum.ubuntu-tr.net/index.php?topic=32631.0