Windows'tan Ubuntu'ya Kurumsal Geçişle İlgili Tecrübelerim

Başlatan EnesYuksel, 06 Aralık 2011 - 17:57:18

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

EnesYuksel

Bir şirketin, 45 PC ve 4 notebook altyapısını (aslında lisansları da vardı) virüs, firewall, network'ün virüsten dolayı sürekli tıkanması, ana bilgisayarın hizmetlerinin sürekli kesilmesi vb. nedenlerle Ubuntu 10.04 LTS ye geçirdik (5 ay önce). Genel olarak başarılı olduk. Virüs ve tıkanmalar bıçak gibi kesildi. Sistemlerin eli yüzü açıldı.

Gelelim tecrübelerime:
Virüs, net güvenliği vb, firewall Windows'un en büyük sorunuydu, bu sorun tamamen halloldu. 10.04 genel olarak iyi bir dağıtım. Kullanıcılar zorluk çekmesin (ve bana göre tabii) diye kullanımı kolay Gnome 2 arayüzü mantıklı geldi. Önce bir bilgisayara Ubuntu 10.04 kurduk, güncelledik, sonra masaüstü görünümlerini vs. ayarladık. OpenOffice'i Libre'yle değiştirdim (iş olsun). Sonra image aldık. (4 GB civarı bir image. Her HD ye uysun diye ilk kurulum yapılan PC'deki HD'yi 5 GB tuttum.) Sonra her bilgisayara imajı bastık. G-Parted'la makinenin konfigürasyonuna göre bölümleri ve swap'ları ayarladık. İnanın 49 sistem de bir tane driver'la uğraştırmadı. Hepsini kurduk. Local olarak ayarlarını tamamlayıp (kullanıcı ismi, ip vs.) sitemleri çalıştırdık.  Sorun yok gibiydi. Hız iyiydi. Ama sıkıntılar da olmadı değil:

1- Firefox 7 bazı siteleri açmadığı için (tasarımcıların işgüzarlığı) İnternet Explorer lazım oldu. Wine, IE 7'yi açtı; ama randıman vermedi. Virtual Box - XP'yi 3 makinede kullanmak durumunda kaldık. (SGK beyannameleri Firefox-Opera ve Chrome'da girilemedi. Devletin Microsoft'a borcu var herhalde. Bazı bankalar "login" olmada sıkıntı çıkardılar.)
2- Resmi personel programı Wine'de çalıştı. Ama yazıcıdan çıktı alınırken fontlar saçmaladı. Zaten Virtual Box'a geçmek zorunda olunca bu programı burada konumlandırdık.
3- Düşük konfigürasyona sahip PC'de XP, 10.04 den daha seri gibi (gerçi XP de virüs kurulu olursa o da yalan olur ya...). Bir de 10.04 ve XP aynı kuşak OS değiller. Ama yine de bazı kullanıcı "XP hızlıydı abi be" şeklinde davrandı.
4- Yazıcıların 2 modelini tanımadı. Netten bu yazıcıların birini 4 saat falan uğraşarak tanıttım. İş, inada bindi yoksa yazıcıyı satsan 150 dolar etmez. Başka bir driver üzerinden kurduk-paylaştık. Diğerini, fax ve yazıcı olan Laser Lexmark'ı "ölürüm de tanımam" dedi; yazıcı atıl kaldı.
5- Yazıcı paylaşımlarını, elektrik giderse veya sistemleri kullanıcı resetlerse tekrar hatırlamadı Ubuntu.
6- Libre, docx leri düzgün açamadı (Üstbilgi ve altbigileri sayfaya kattı.). Bunu Microsoft Office'te dosyaları .doc olarak kaydedince hallettik.

Sonuç:
Senelerce Win tabanlı sistemler kullanan bir şirket için başarılı bir geçişti denilebilir. Bir kere güvenlik sağlandı. Daha önemlisi sistemler zırt pırt bozulmadan kurtuldu. İnanın 50 makine içinde her gün formatlanacak, yedeklenecek makine %90'a çıkıyordu; bu ihtiyaç bitti. Şirketin lisansları vardı. Ama derlenip toparlanması falan bayağı işti. Bu sorundan kurtuldular. Office sürümlerinin lisansları eskiydi. Her makineye Office'yi korkudan kuramıyorlardı (BSA şirketi taciz ediyordu.). Her makineye Office geldi. Ana makine erişimi o kadar rahatladı ki sadece bu faydası bile geçişi yararlı kıldı. Network, bakım istemeden çalışmaya başladı. Bankacılık işlemlerini güvenli şekilde yapmaya başladılar. (Windows zamanında, bu şirketin kredi kartlarından birinden 10.000TL çalındı. Banka virüs falan dedi; ama koruyucu program olduğu halde ajan program girebilmiş. Banka parayı sonradan bunlara geri ödedi sonuçta. Ama adamlar korktukları için İnternet bankasından da çok çekiniyorlardı. Bu finansçıların sürekli şubelere gitmesine sebep oluyordu.)
3 ay sonra kullanıcılar Ubuntu'ya iyice alıştılar. Compiz, GLX Cario  falan derken coşanlar da oldu. Virüs ve korku olmadan İnternet iyiymiş sesleri iyice duyuldu. Evlerinde de Ubuntu'ya geçenler oldu. Hatta biri bana bu geçişin şirkete kaça patladığını sordu. Dedim: sıfır dolar. Hayretler içinde "Neden?" dedi.
Yazılım Merkezi'ndeki yazılımların işlerine yarayanlarını indirenler memnuniyetlerini, ilk başta Ubuntu'ya dudak bükmüş olsalar da dile getirdiler. Tabii hala Ubuntu'dan gıcık olanlar var. Ama emin olun "Neden?" sorusuna yanıtları tatmin edici değil.
Windows düşmanı değilim. Ama şu bir gerçek ki: Ubuntu gibi dağıtımlar Microsoft' u hizaya getiriyor. Alternatifleri var ve emin olun bu alternatifler çok iyi. Hantal, hatalı ve tekel olması Windows'un sevmediğim tarafı. İnsanların daha fazla haberdar olması ve Linux dağıtımlarının kalitesinin nerelerde olduğunu tecrübe etmesi gerekir.
Neden Pardus değil de Ubuntu?...Bunu da soranlar oldu. Ama cevabı büyük ihtimalle buradakiler biliyor.


(Bu yazıyı başka bir başlıkta sehven yayınladım. Ama bu bölümün daha iyi olacağını düşündüm.)

yakusha

@enes yüksel, deneyimleriniz bana da ışık tutuyor inanın... daha bu cuma günü Doruk Fişek'in verdiği kurumsal dönüşümler ile ilgili sunumdaydık, o sunumdaki notları da üst üste koyup şirketteki 35 kadar bilgisayarı dönüşüme almayı planlıyorum...

Yazınızın biraz daha detaylandırılıp işlenirse, kısaltmalardan arındırılırsa mesela, Sudo ekibi tarafından tam dergilik diye dergiye isteneceğini ümit ediyorum; olmadı müsaadenizle yazıyı editleyip kendi bloğuma da almak istiyorum...

Yazınızı okuyup, Linux'a geçiş yapmayı düşünecek arkadaşlara şu güzel sunumu incelemelerini de tavsiye ederim: http://seminer.linux.org.tr/wp-content/uploads/masaustu_gecis.pdf
Artık bu forumu kullanmıyor.

alquirel

Keşke konu taşınması isteğinde bulunsaymışsınız.
Diğer başlığı kaldırıyorum o halde ;)

EnesYuksel

Alıntı yapılan: yakusha - 06 Aralık 2011 - 18:14:07
@enes yüksel, deneyimleriniz bana da ışık tutuyor inanın... daha bu cuma günü Doruk Fişek'in verdiği kurumsal dönüşümler ile ilgili sunumdaydık, o sunumdaki notları da üst üste koyup şirketteki 35 kadar bilgisayarı dönüşüme almayı planlıyorum...

Yazınızın biraz daha detaylandırılıp işlenirse, kısaltmalardan arındırılırsa mesela, Sudo ekibi tarafından tam dergilik diye dergiye isteneceğini ümit ediyorum; olmadı müsaadenizle yazıyı editleyip kendi bloğuma da almak istiyorum...

Yazınızı okuyup, Linux'a geçiş yapmayı düşünecek arkadaşlara şu güzel sunumu incelemelerini de tavsiye ederim: http://seminer.linux.org.tr/wp-content/uploads/masaustu_gecis.pdf

Yazıyı istediğiniz gibi editleyebilirsiniz/yayınlayabilirsiniz.
Aslında tecrübemi tüm detaylarıyla aktarmak için ciddi bir yazma faaliyeti gerekli. Ama şunları spot olarak ekleyeyim:
- Lisans /Donanım Maliyeti: Şirketin sürekli virüs tarama lisansı alması gerekiyordu. Bu programları, sürekli güvenlik açığı olduğundan değiştiriyorlardı. Başka başka programlar deniyorlardı. Eski donanımlar Win 7 için yeterli değildi. Şirketin donanımlarının %30 kadarının ömrü 2 yıl civarında uzadı. Office lisansları az olduğundan sıkıntı büyüktü. (Gerçi Windows için de Libre var.) Bazı PC'lerin lisansları, kurulum CD'leri kayıptı. (Etiket var fatura yok, fatura var etiket yok).
- Bakım / İşletme Maliyeti: Bakım faaliyeti inanılmaz azaldı. Artık format-şişti-kilitlendi gibi kelimeler yok. Bilgi işlem için ayrılan para ve zaman çok azaldı. Driver deyip geçmeyin. Şu nokta da çok önemli: Geçiş yaptığımız şirkette emin olun aynı PC'den 3 adet yoktu. Hepsi farklı marka, farklı konfigürasyon, farklı model donanım. Hani birine kurunca 10'una kurdum da yok.
- Personel Eğitimi Arttı: Şirket için değilse bile elemanlar için fark etmeden elde ettikleri bir kazanım oldu. Sonuçta Linux dünyasını tanıdılar, yeni birikimler edindiler. Bunun profesyonelce düşünenler için çok iyi kazanım olduğu kanaatindeyim. Pek çoğu kargadan başka kuş yok zannediyordu.
- İyileşmenin / Faydanın hemen gözlenmesi: İnanın geçişten 2 gün sonra herkes "Ne oldu da bu kadar hızlandı bizim sistem." dedi. Sizin sistem temiz olsa bile ağdaki başka bir sorun iletişimi etkiliyordu.

Kolay gelsin...

x x x x

#4
@EnesYuksel çok güzel özetlemişsiniz başından sonuna. Ülkedeki, hatta dünyadaki tüm şirketler keşke bu şekilde açık kaynağa geçse....

Lisans parası, virüs koruyucu, neredeyse ayda bir format, çok güvensiz, her tarafı açık sistem...

Bunlardan kim kurtulmak istemez? Tek gereken ne yaptığını bilen bir ya da iki kişi....

Kurumsal olarak Windows kullanmak demek bir ton paranın sokağa atılması demek.  Paraya göre çok düşük verim...

Lisanslara ve yetkili servise verilen para... İyi düşününce, bunu ülke bazında düşününce epey para ediyor.... Boşa giden para... Yabancıya boşa verilen para....

heartsmagic

Güzel bir değerlendirme olmuş. Böyle nispeten başarılı diyebileceğimiz geçişler beni çok sevindiriyor.
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

rutku

#6
Bu cidden büyük bir başarı. Tebrikler ! sizin gibi işini bilen ve ihtiyacı çözebilen insanlar herkesin ihtiyacı. İnşallah ofis uygulamaları da çoklu platformu destekleyen dillerle baştan yazılır da insanlar seçim yapma özgürlüğünü tadarlar. Zaman artık MS API lerini kullananların zararına işliyor.
Hayallerini kodla ...

uKiriş
Mezgeldek

zeitgeist

Eksisiyle artısıyla kurumsal geçişte yaşanılan bu tecrübeleler, olası benzer durumlar için de eminim çok faydalı olacaktır.
Özgürlüğü ne kadar anlarsan o kadar az sahip olursun. John Fowles

cagriemer

Simdiye kadar sagda solda okudugum yazilarda hep "kademeli gecis" yapilmasi oneriliyordu. Siz sanirim butun kullanicilari ayni anda gecirdiniz. Bu sekilde yapmanizin belirli bir nedeni var miydi acaba? Bir de, bir daha yapacak olsaniz, daha uzun bir surec icinde kucuk kullanici gruplari seklinde mi gecis yaparsiniz yoksa daha once uyguladiginiz gibi mi?

kalkan1973

Ben de 10 kadar bilgisayarı Linux'a geçirmeyi düşünüyorum. Fakat Akınsoft muhasebe-bordro ve üye takip programımızın server üzerinden çalışması beni bağlıyor.
Evde İşte her yerde Linux

Heisenberg

#10
Enes Bey, sizde de iyi sabır varmış, ben kanser olurdum herhalde. İş inada binince böyle oluyor Linux konusunda. Geçmişten bilirim bir PC'ye 9.04 kurmak için 2 gün uğraşmıştım daha toyken ve ben de bilgisayarımı kurumsal işlerde kullanıyorum bazen. Ubuntu'da şimdilik çektiğim en büyük sorunlardan birincisi LibreOffice. Alışık değilim, biraz hoyrat, işlevsiz ve kullanışsız ya da MS alışkanlığı bilmiyorum. Aynı durum OpenOffice için de geçerli. Bir de şu Explorer hikayesi... Ben MEB'in resmi sayfalarında işlem yapmam gerektiğinde Explorer kullanmam gerekiyor. Mecburen Win 7'ye geçmek zorunda kalıyorum. Bana şu an Ubuntu'da Microsoft Office 2010 ve Explorer lazım. Bunun stabil şekilde çalışanını nasıl ve ne şekilde kurabilirim? Bir şey daha soracağım; şimdi ana makineye server mi kurdunuz? Benim evimde 4 PC var: Bir tane kasa var, 3 laptop. Şimdi bunların hepsinin paylaşımını nasıl yaparım? Yani nasıl ortak ağ kurup evdeki router üzerinde paylaşım açabilirim?

Unutmadan okulumda kullandığım bilgisayar laboratuvarında ana makinede server 2008 kurulu, MS tabii. Diğer alt PC'lerin kasası yok. Şu son zamanlarda moda olan, aptal PC denen, her monitörün arkasına takılarak ana makine ile iletişim sağlayan kutulardan var. Böyle bir sistemde Ubuntu çalışır mı? Ne yapılması gerekir?
ALLES WAR DIE SEKTE !

yakusha

@heisenberg:

"Bana şu an Ubuntu'da Microsoft Office 2010 ve Explorer lazım" demişsiniz; BSA'nın ve Kanunların size soracağı soruyu biz soralım; elinizde bu yazılımların Lisansları var mı?

Bu yazılımlar için lisans parası ödedikten sonra 150-200$ da işletim sistemi için ödeyip kullanabilirsiniz...

Eğer ki bu ürünler için lisansınız yok ise, maalesef bu ürünlerin Linux versiyonu bulunmuyor; lakin Wine denilen Linux Uygulaması ile kimi Windows ürünlerini Linux altında çalıştırmak mümkün olabiliyor... Lakin bu kullanım da yine sizden ürün lisansı istiyor...

Ubuntu altında ve Pardus altında çalışan terminal uygulamaları var; özgür yazılım isimli bir firmanın sitesinde konuyla ilgili bilgi gördüm ama  kullanmadım.

ben de hem sanallaştırma hem aptal terminaller hakkında araştırma yapıyorum...

Not: Aptal sıfatı forumdaki herhangi biri için kullanılmamıştır, terminal cihazına aptal terminal diyorlar!


Mesaj tekrarı yüzünden mesajınız birleştirildi. Bu mesajın gönderim tarihi : 07 Aralık 2011 - 18:23:28

Alıntı yapılan: Mustafa Kalkan - 07 Aralık 2011 - 16:15:52
Ben de 10 kadar bilgisayarı Linux'a geçirmeyi düşünüyorum. Fakat Akınsoft muhasebe-bordro ve üye takip programımızın server üzerinden çalışması beni bağlıyor.

yapıyı daha net anlatabilir misiniz; 10 bilgisayarın hepsi mi bu programı kullanıyor? yoksa bu program var olduğu için geçiş mi yapamıyorsunuz?...
Artık bu forumu kullanmıyor.

EnesYuksel

Alıntı yapılan: cagriemer - 07 Aralık 2011 - 14:08:05
Simdiye kadar sagda solda okudugum yazilarda hep "kademeli gecis" yapilmasi oneriliyordu. Siz sanirim butun kullanicilari ayni anda gecirdiniz. Bu sekilde yapmanizin belirli bir nedeni var miydi acaba? Bir de, bir daha yapacak olsaniz, daha uzun bir surec icinde kucuk kullanici gruplari seklinde mi gecis yaparsiniz yoksa daha once uyguladiginiz gibi mi?
Şu ana kadar biri Ankara' da ikisi İstanbulda olmak üzere 3 kurumsal geçişi yönettim. Hepsinde farklı senaryolar çıktı karşımıza. Bu işin bence bir "kalıbı" yok. Yani elinize bir kalıp alıp geçiş yapmak çok olanaklı değil. Bir kere çok iyi planlama ve envanter çalışması yapmalısınız. Burada anlattığım geçiş tecrübesinin planlaması ve donanım/yazılım envanteri çıkarıp gereklilikleri belirlemek 10 günden kısa sürmedi. Yönetim karar verdi falan derken biz 2 hafta ön hazırlık yaptık. Şirketlerin birimsel uyumu çok önemliyse ve başka şansınız yoksa birden geçmek sanki daha yararlı gibi. Bu tamamen senaryoyla ilgili.
Kullanıcı için aslında işletim sistemi değil, ofis ve diğer çok kullanılan programlar sorun oluyor. Libre, Open Ofis orta düzeyli iş görüyor, ama bunlara alışması süreci en çok başı ağrıtan aslında. Ofis paketi OS dan daha sıkıntılı sanki. Esasında, Türkiye de, Excel ve Word' u "adam" gibi kullanan çok az şirket çalışanı gördüm. Demem şu: Milletin Excel ve Word kullanım düzeyine mevcut Libre fazlasıyla yeterli. Ama ofise alışma süreci çok önemli.  Ofis paketini 2 saatlik tanıtım/eğitimle personel anlatmayı deneyebilirsiniz. (Hem Excel Word bilgileri artar. Paragraf boşluklarını enter le değilde format menüsündeki seçeneklerle açmayı gösterince -emin olun- pek çok kullanıcı "aaaa böyle bişey mi var?" diyor.)
Hep birden geçişte yardım eden teknik ekibiniz de "bitirim" olmalı. Siz sistemi sıkıntılı başlatırsanız her sıkıntı artık geçişten bilinir. Pilot makina kurulumda Gnome yi biraz Windows a benzettim. Bunun faydası çok oldu. Yani Gnome üst çubuğunu kaldırdım. Alt çubuğa Gnome menüden başlat düğmesi benzeri bir yerleşim. Saat, hoparlör ve bilinen XP görüntüsü. Bilgisayarım ikonu falan. Yine Windows 7 kullananlar, XP kullananlardan daha çabuk adapte oluyorlar. Ama şirketlerdeki OS lar çoğunlukla XP' dir.
Geçiş öncesi bir sunum yapmak, personele 20-25 dakika tanıtım yapıp, geçişin mantığını bilmelerini sağlamak işimi kolaylaştırdı. Ayrıca millet virüs ve formattan o kadar bıkmış ki... Sadece bunun bir daha olmayacağına bile tav oluryorlar. Ama güzel anlatılmalı. Mesala istesenizde "Linux a virüs bulaştıramazsınız" iddiasını dile getirdim. Firewall olmadanda verileriniz güvende olabiliri anlatmak gerekir. (Şirketlerdeki Firewall a çoğunlukla personel "gıcık" tır. Hem firewall dan hiçbirşeye giremiyoruz hem de yine virüs yine trojan diye söylenirler. ) Özeti: Her geçişin planı ve şekli farklı olacaktır. Özellikle 20' nin üstündeki terminalde, planlama geçişteki işlemler kadar önemli. "Abi bak biz bunu hiç düşünmedik" demek çok sorun. Devletin sayfalarının Explorer de açılması gibi sorunları mutlaka hesaba katın.
Geçiş yapmayı düşünenlere kolay gelsin...


Mesaj tekrarı yüzünden mesajınız birleştirildi. Bu mesajın gönderim tarihi : 07 Aralık 2011 - 19:16:28

Alıntı yapılan: Heisenberg - 07 Aralık 2011 - 17:19:52
Enes Bey, sizde de iyi sabır varmış, ben kanser olurdum herhalde. İş inada binince böyle oluyor Linux konusunda. Geçmişten bilirim bir PC'ye 9.04 kurmak için 2 gün uğraşmıştım daha toyken ve ben de bilgisayarımı kurumsal işlerde kullanıyorum bazen. Ubuntu'da şimdilik çektiğim en büyük sorunlardan birincisi LibreOffice. Alışık değilim, biraz hoyrat, işlevsiz ve kullanışsız ya da MS alışkanlığı bilmiyorum. Aynı durum OpenOffice için de geçerli. Bir de şu Explorer hikayesi... Ben MEB'in resmi sayfalarında işlem yapmam gerektiğinde Explorer kullanmam gerekiyor. Mecburen Win 7'ye geçmek zorunda kalıyorum. Bana şu an Ubuntu'da Microsoft Office 2010 ve Explorer lazım. Bunun stabil şekilde çalışanını nasıl ve ne şekilde kurabilirim? Bir şey daha soracağım; şimdi ana makineye server mi kurdunuz? Benim evimde 4 PC var: Bir tane kasa var, 3 laptop. Şimdi bunların hepsinin paylaşımını nasıl yaparım? Yani nasıl ortak ağ kurup evdeki router üzerinde paylaşım açabilirim?

Unutmadan okulumda kullandığım bilgisayar laboratuvarında ana makinede server 2008 kurulu, MS tabii. Diğer alt PC'lerin kasası yok. Şu son zamanlarda moda olan, aptal PC denen, her monitörün arkasına takılarak ana makine ile iletişim sağlayan kutulardan var. Böyle bir sistemde Ubuntu çalışır mı? Ne yapılması gerekir?
Ubuntu yu Terminal server yapıp, aptal terminallerinde Ubuntu yu (ayrı-ayrı) kullanmalarını sağlamak mümkün. Aptal terminal aslında fare-klavye-ekran ve başlatma CD/USB/HD sini başlatacak donanım demek. Bu terminallerde veri tutulmuyor ve esas işlem gücünü ana bilgisayardan alıyorlar. Deneysel çalışmalarım oldu; ama henüz iş yaşamında tecrübem olmadı. Özellikle düşük konfigrasyonlu çok bilg. olduğu ortamlarda iyi bir ana bilgisayarla herkesi uçurmak mümkün. Terminal Server iyi bir teknolojidir ve iyi çalışır (Windows ayağını iyi bildiğimi söyleyebilirim.) Bu konuda "Linux Terminal Server Project" diye bir proje ve site var. Gerekli herşeyi a dan z ye anlatmışlar.

golgeadam

Merhaba, kurumsal deneyiminizi paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Bana ciddi bir yol gösterdi. Bende kurumda aynı sıkıntıları yaşıyorum. Ayrıca sadece kullanılan yazılımların lisans bedeli değil, her yıl hem antivirüs hemde firewall lisanslarını hatıra sayılır rakamlara yenilemekten usandım. Yakın bir zamanda IT potolujisi çıkartarak bende kurumu tamamen ubuntuya geçireceğim. Lakin tek sıkıntım muhasebe entegre yazılımları :(.   

yakusha

@gölgeadam aradığınız muhasebe yazılımı var ise özgür yazılım'ın geliştirdiği özgür "tekir" muhasebe programını incelemenizi tavsiye ederim.

Maliyet hesaplamaları konusunda kendim bir ön sunum hazırlamıştım eski çalıştığım yerde; önemsemediler...
Artık bu forumu kullanmıyor.

heartsmagic

Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

cos

Alıntı yapılan: yakusha - 09 Nisan 2012 - 23:25:04
@gölgeadam aradığınız muhasebe yazılımı var ise özgür yazılım'ın geliştirdiği özgür "tekir" muhasebe programını incelemenizi tavsiye ederim.

Maliyet hesaplamaları konusunda kendim bir ön sunum hazırlamıştım eski çalıştığım yerde; önemsemediler...

Tekir muhasebe programı değil ön muhasebe programıdır. Kısaca muhasebe modülü yoktur ve defter kayıtları tutamazsınız. Programa muhasebe modülü ne zaman eklenir bunu şirkete sormak gerekir.

XRumer

Ben de ufak bir not ekleyeyim:

İlk mesajda docx ile yeterli uyum bulunamadığı ama dosyaları doc biçimine dönüştürünce sorunun çözüldüğünü söylemişsiniz. Adınıza sevindim. Öte yandan bu uyumluluğu daha da arttırmak mümkün. Ms Office 2010 ile ya da başka bir araç-gereçle dosyalarınızı bozmadan odt biçimine dönüştürebilir, bu uyumu en yüksek düzeye çıkarabilirsiniz. Ayrıca odt biçimindeki dosyalar, kapladıkları alandan da tasarruf sağlar. Böylece Libreoffice, Openoffice.org, Koffice, Gnome Office (Abiword-Gnumeric) vs. arasında evrensel dosya biçimiyle tam uyumu sağlamış olursunuz.

WhiteScars

Öte yandan linux makinaların topluca güncellenmesi, program kurulması topluca konfigurasyon değiştirilmesi gibi işler çok kolay. Microsoft bu iş içinde para alıyor. Bzk (Microsoft System Center)
İnsanoğluna bırakabileceğiniz en güzel miras tecrübelerinizdir.

Anıl

Sevgili Enes Yüksel , size sorulduğunda linux işletim sisteminin  0$ maliyeti olduğunu söylemişsiniz ,şirketin kasasından linux için hiç para çıkmamış , peki siz bu kurulumları ücretsiz mi yaptınız ?
Ubuntu - SuSe

arpia

Öncelikle geçişlerin tartışılmaz çok zor olduğunu biliyoruz, tebrik etmek lazım gerçekten. Umarım bunu düşünen ve isteyen herkes başarabilir, malum zorlu süreç. Bizde de eskiden Netsis, şimdi de Obase Perakende Mağazacılık programları yüzünden geçiş yapamıyoruz.

Ama bir kaç şey eklemek istiyorum gelen cevaplar için.

Alıntı yapılan: x x x x - 06 Aralık 2011 - 18:58:41
Lisans parası, virüs koruyucu, neredeyse ayda bir format, çok güvensiz, her tarafı açık sistem...

Ayda bir format çok gerçekçi değil. Daha doğrusu iş hayatım boyunca böyle bir çalışma planım olmadı. Düzgün Domain yapısı ve kullanıcı yetkisi ayarları ile (Group Policy) çok uzun süre format atmadan kullanılacaktır. Aylardan değil yıllardan bahsediyorum.
Bu sorun orta ölçekli firmalar için Bilgi Teknolojileri departmanının tecrübesizliğinden kaynaklanıyordur. Yoksa kurumsal firmalarda, işini bilen arkadaşlar olupda yüzlerce bilgisayar varken ayda bir format atıldığını düşünmek pek mantıklı değil. Düzgün bir plan ve yapılandırma ile kullanıcılar isteseler de zarar veremezler sistemlerine. Zaten işi bilen arkadaşlar çok uzun süre sorunsuz kullanacaktır. Her tarafı açık diye nitelindirdiğiniz sistem için çok emek harcayan insan var, eksiklerini kapatmak kurumsal firmalar için BT Dep. görevidir.
Türkiye benim ağzımdan çıkan bir kaç kelimeye bakıyor olsa Türkiye'de Microsoft ürünleri kullanımını yasaklarım o ayrı :)

Alıntı yapılan: EnesYuksel - 07 Aralık 2011 - 19:09:01
Ayrıca millet virüs ve formattan o kadar bıkmış ki... Sadece bunun bir daha olmayacağına bile tav oluryorlar. Ama güzel anlatılmalı. Mesala istesenizde "Linux a virüs bulaştıramazsınız" iddiasını dile getirdim. Firewall olmadanda verileriniz güvende olabiliri anlatmak gerekir. i söyleyebilirim.)

Eğri oturup doğruları konuşmak lazım, evet GNU/Linux'e gönül veriyoruz, mümkünse başka işletim sistemi kullanmam ki pek kullanmıyorum zaten (istemciler dışında) ama isteseniz de GNU/Linux'e virüs bulaştıramazsınız doğru bir yaklaşım değil, tecrübesiz yada yeni tecrübe kazanan Bilgi Teknolojileri Müdürü olan yada olmaya aday arkadaşları da yanlış yönlendirmeyelim. MS Windows sistemler için yazılan virüsler Linux çekirdeği kullanan sistemleri etkilemez daha doğru bir yaklaşım, fakat GNU/Linux içinde virüs bulaşma ihtimali vardır, popülasyon arttıkça virüs de artacaktır. Hele ki güvenlik duvarı olmadan veri güvenliği tamamiyle tehlikeli bir cümle ve aslı astarı yok. Evet GNU/Linux'e gönül veriyoruz ama doğruları saptırmamak ve kişileri yanlış yölendirmemek lazım.

Alıntı yapılan: WhiteScars - 10 Nisan 2012 - 16:58:37
Öte yandan linux makinaların topluca güncellenmesi, program kurulması topluca konfigurasyon değiştirilmesi gibi işler çok kolay. Microsoft bu iş içinde para alıyor. Bzk (Microsoft System Center)

Hali hazırda MS Windows yapınız var ise bunun için ayrıca bir bedel çıkmayacaktır. Var olan Windows sunucunuzun üzerine Güncelleme Sunucusu görevini verip istemcilerin sunucunuz üzerinden güncelleme almasını sağlayabilirsiniz ki bu ekstra bir ücrete tabi değildir (yıllardır kullanıyorum) ayrıca internet trafiğine katkısı vardır. Program kurulması ve toplu ayarlar için de "Group Policy" kullanabilirsiniz ki istemcilerin bir domain e dahil olduğunu varsayıyorum. Hatta sıfır kurduğunuz bir bilgisayarı domain yapısına dahil ettiğiniz zaman açılırken Ms Office, antivirüs v.b programların otomatik kurulmasını sağlayabilirsiniz. Tabi bunlarda ekstra ücrete tabi değildir.

WhiteScars

Böyle şeyleri ücretsiz grup policy ile yapabiliyosak neden Microsoft System Center diye bir şey var hocam?

Zaten kafam almıyor bu microsoft sistemlerini. Basit şeyleri komplike hale getiriyorlar.
İnsanoğluna bırakabileceğiniz en güzel miras tecrübelerinizdir.

arpia

"MS System Center"  daha çok çoklu domain, çok sunuculu ve servisli yapıları tek merkezden daha rahat ve kolay organize etmek için yapılmış bir ürün (Daha farklı ve üst seviye amaçları varsa eksik bilgi vermek istemem, benim bildiğim gördüğüm bu kadar).
Malum şirketteki sunucu sayınız ve üzerinde koşan roller arttığında yönetimi daha dallı budaklı ve karmaşık olabiliyor, Bu bir sorun olmasa da, bu soruna çözüm olarak gelen bir ürün diyebiliriz. En büyük gördüğüm yapı kara kuvvetlerinin yapısıydı orada bile gerekli değildi. Fakat buna ihtiyaç duyan ve yararlanan çok büyük firmalar mevcuttur. Biz kapısından giremediğimiz için göremedik :)