[Çeviri] Stallman: Eğer Özgür Olmak İstiyorsanız Linus Torvalds'ı Takip Etmeyin

Başlatan burk, 05 Aralık 2011 - 23:47:44

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

burk

@yakusha'nın şu sayfanda görüp çevirdiğim bir röportajı buraya eklemek istedim. Yazının yer aldığı siteye şuradan ulaşabilirsiniz. Sitede 4 sayfa halinde yer aldığı için yazıya sayfaları da ekledim. Konuyu doğru yere açıp açmadığımdan da emin değilim, hatalarım için şimdiden özür dilerim, buyrun;


STALLMAN: EĞER ÖZGÜR OLMAK İSTİYORSANIZ LINUS TORVALDS'I TAKİP ETMEYİN

Özgür Yazılım Vakfı'nın kurucusu olan Richard Stallman "Lütfen GNU'Linux' olarak çağırmayın" diyor. Ayrıca bu röportajda, okuyuculara özgürlük için savaşacaklarını mı yoksa kafa tutmak için için fazla mı üşengeç olduklarını soruyor.

Siz Eylül 1983 yılında GNU projesini özgür bir Unix-benzeri  işletim sistemi yaratmak için oluşturdunuz ve proje o günden bugüne lider planlayıcı ve organizatör oldu. İlk etapta bu işe neden başladınız? O zamanlar yazılımın mülkiyete dayalı hale geldiği belirginmiydi?

Stallman: 1983 yılında tüm işletim sistemleri mülkiyete dayalıydı, özgür olmayan yazılımlardı. Bir bilgisayarı satın alıp onu özgürce kullanmak imkansızdı. Mülki yazılımlar kullanıcıların parçalanmış ve çaresiz halde olmasına dikkat eder, bunu da kaynak kodların paylaşımını yasaklayarak ve onları değiştirmeye izin vermeyerek yapar.
Benim özgür bir şekilde bilgisayar kullanabileceğim tek yol başka bir işletim sistemi geliştirip onu özgür yazılım yapmaktı. Planı Eylül 1983 yılında duyurdum ve Ocak 1984 yılında GNU sistemini geliştirmeye başladım.

3 Şubat 1976 tarihinde Bill Gates "meraklılar için açık mektup" yazısını kaleme aldı ve bu yazıda yazılımın tıpkı donanım gibi ücretli olması gerektiğini belirtti. O dönemlerde bu manifestoyu okudunuz mu? O zamanlar sizi etkileyen ne olmuştu?

Stallman: O dönemlerde bu yazıyı hiç duymadım. Zaten ben bir amatör değildim, MIT 'Yapay Zeka' Laboratuar'ında sistem gelişirici konumundaydım. Sırf zevk olsun diye küçük bir uğraşla labaruvardaki PDP-10'lar için 2.5 megabayt hafızaya sahip 16-bit bir mikrobilgisayar yapmıştım. Pascal hem zayıf hem de kaba olması bakımından Lisp ile karşılaştırıldı, bizim yüksek düzeyli dilimiz, hızlı olması için yapılmıştı, derleyici dil olarak daha esnekti.
O zamanlar o bildiriyi görseydim nasıl tepki verirdim bilmiyorum. AI laboratuar deneyimi bana paylaşım ruhuna ve özgür yazılıma değer vermem gerektiğini öğretti fakat özgür olmayan(mülki) yazılımın adaletsizlik olduğu yargısına daha varmamıştım. 1976 yılında hiç özgür olmayan yazılım kullanmadım. Sadece 1977'de Emacs özgür olmayan Twenex zaman-paylaşımlı sistemi porta açtığı  zaman mülki yazılımın berbatlığını tecrübe ettim. Bundan sonra bunun bir etik ve politik sorun olarak tasdik etmek için zamana ihtiyacım oldu.

Fikri mülkiyet hakkında ne düşünüyorsunuz?

Stallman: Bu kafa karıştırıcı terimi düşüncelerimde kullanmamaya dikkat ediyorum çünkü bu terim, yanıltıcı görünmesine rağmen, kolay anlaşılır bir şeye yönlendirmiyor. Terim öbekleri yasalarla beraber tamamen farklı sorunlara yol açıyorlar, sanki bunlar söz konusuymuş gibi.
Çeşitti telif hakları vardır ve ben telif hakkı yasası ile ilgili bazı düşüncelere sahibim. Patentler zaten var ama patent kanunu telif hakkı kanunundan neredeyse tamamen farklıdır. Zaten benim patent yasası ile ilgili görüşlerim telif hakkı yasası ile ilgili görüşlerimden tamamen farklıdır. Bir de marka kanunu var ve bu kanun telif hakkı veya patent kanunlarıyla hiçbir ortak noktaya sahip değildir. Eğer bu kanunlarla ilgili herhangi bir şeyi açıkça düşünmek istiyorsanız ilk adım olarak bu kavramları üç farklı konu olarak düşünüp onları kesin olarak işlemek gerekir.
Siz "fikri mülkiyet" ile ilgili bir şey söylediğinizde aslında birbirinden tamamen farklı bu üç yasa hakkında genelleme yapmaya çalışıyorsunuz. Söyleyeceğiniz her ne olursa olsun bu aptalca bir genelleme oalcaktır çünkü bu terim sadece buna neden oluyor.
Ben bu terimi asla kullanmayarak bu tuzaktan kurtulmaya karar verdim. [bkz http://www.gnu.org/philosophy/not-ipr.html]

[1. sayfanın sonu]

Sizin için hangisi daha önemli; GNU'nun koca kullanıcı tabanı mı yoksa geniş geliştirici tabanı mı?

Stallman: Ben onların ikisini de takdir ediyorum ve her ikisi de önemlidir. Biz GNU projesini sadece teknik bir zafer ya da başarı için geliştirmedik. Bizim asıl amacımız kendimizi ve sizleri özgür kılmaktı.
GNU için önemli olan şey bilgisayarları özgür kullanmak için bir yol sağlamaktır. Ancak bu başarı şüphelidir çünkü yüzlerce GNU/Linux dağıtımı bazı özgür olmayan yazılımların hemen hemen hepsini içerir.
GNU/Linux 1992 yılında ilk zamanlar özgürlüğünü koruyarak bilgisayar kullanmayı mümkün kıldı. 2000'lerde ironik olarak GNU/Linux dağıtımlarının her versiyonu özgür olmayan yazılım içerdi ve böylece kullanıcılar bazı yüklemeler yoluyla özgürlüklerini yitirdiler. Bugün Ututo ve gNewSense dağıtımlarının %100 özgür yazılım olduğunu söylemekten gurur duyuyorum.

Bunca yıldan sonra, nihayet tünelin sonunu görüyor msunuz? Özgür yazılım, sunucu bilgisayarlarda sonraki on yıllık süre boyunca egemen olarak ait olduğu yere tekrar gelecek mi?

Stallman: Sunucu operatörleri tabi ki özgür olmalı çünkü bu tipteki bilgisayarlar birçok kullanıcının özgürlüğünü doğrudan etkiler. Bu tip bilgisayarların özgür yazılıma adapte olması çok önemlidir. Mülki işletim sistemleri, kullanıcıları giderek daha fazla sınırlamak ve egemenlik altına almak üzerine tasarlandılar. Bunu dijital yönetim araçlarıyla yaptılar. Bu işletim sistemlerinin kullanıcıları şu an geçmişte hiç olmadığı kadar hüküm altına alınmıştır. Eğer bileklerinizde prangalar istemiyorsanız sizin tek kurtuluşunuz bu tip işletim sistemlerini özgür olanlarıyla değiştirmektir.

İnsanlar "özgür yazılım" ve "açık kaynak kod" terimlerini aynı anlama geliyormuş gibi kullanıyorlar. Bu doğru bir kullanış mı?

Stallman: Terimlerin özünde, özgür yazılım ve açık kaynak kod birbirinden olabildiğince farklıdır. Özgür yazılım politik bir harekettir; açık kaynak kod ise bir gelişim modelidir.
Özgür yazılım hareketi etik ve sosyal değerler için endişelenir. Bizim amacımız bilgisayar kullanıcıları için onlarla el ele verip onları  özgür kılmak ve  kendi bilgisayarlarının sahibi olmaları için bu mücadeleyi kazanmaktır. Bu yüzden kullandığınız her program için şu dört temel özgürlük ilkesine sahip olmalısınız;
0. Bilgisayarınız dilediğiniz gibi çalıştırmak için. 1. Kaynak kodu incelemek ve onu değiştirip programın istediğiniz gibi olmasını sağlamak için. 2. Asıl kopyayı hem bağışlamak hem de satmak amacıyla dilediğinizde çoğaltmak için. 3. Dilediğinizde dağıtım kopyalarını modifiye etmeniz için.
"Açık kaynak" 1998 yılında "ücretsiz" veya "özgür" terimlerini kullanmak istemeyen kişiler tarafından geliştirildi. Onlar bu terimi uygulamaya elverişliliğin değerli olduğu bir felsefe ile birleştirdiler.
Açık kaynağın geliştiricileri (ki ben bunlardan biri değilim) kullanıcıların da gelişime katıldığı bir "kalkınma modeli" teşvik ettiler. Bu modelin genellikle yazılımı "daha iyi" yaptığını idda ediyorlar ki onlar "daha iyi" dediğinde aslında sadece teknik anlamı kastediyorlar. Bu terimin kulanımı yoluyla üstü kapalı olarak sadece uygulamaya elverişli meseleleri kastediyorlar-- özgürlüğü değil.
Onların yanlış olduğunu söylemiyorum, onlar sadece bir noktayı kaçırıyor. Eğer siz özgürlüğün ve sosyal dayanışmanın değerini ihmal eder ve sadece güçlü ve güvenilir yazılımı takdir edersen korkunç bir hata yaparsın.

[2. sayfanın sonu]

Aynı şey Linux ile de yaşanıyor, kodları 1991 yılında yayınlandı. İnsanlar Linux'u GNU'nun eşanlamlısıymış gibi kullanıyorlar, tıpkı Windows'un PC işletim sistemi halini alması gibi. Ama bunlar aynı şey değil öyle mi?

Stallman: "Aynı" kelimesi ile neyi kastetğinizden emin değilim. Windows, Microsoft tarafından  kullanıcıyı egemenlik altına almak için geliştirilen, mülki işletim sisteminin resmi adıdır. (eşanlamlı değil). Oysa ki Linux bir işletim sistemi değildir, onun sadece bir parçasıdır. Linux çekirdektir: işletim sisteminin tamamlaycı bir unsurudur ki diğer programların çalışması için makinenin kaynaklarını paylaştırır. 1991 yılında ilk olarak özgür-olmayan yazılım şeklinde yayınlandı: onun lisansı ticari dağıtım olmasına izin vermedi.
1984 yılında ben GNU işletim sistemini geliştirmeye başladım, amacım onun özgür yazılım olması ve bu sayede kullancılara bilgisayarlarını istedikleri gibi çalıştırma izni verip onları özgür kılmaktı. GNU projesi oldukça büyük bir iş üstlendi ki benim birçok arkadaşım bu işin imkansız olduğunu söylemişti. 1992 yılında GNU sistemi çekirdek işlevi dışında tamamlandı. (Bizim çekirdek projemiz 1990 yılında başladı, yavaş ilerliyordu.) Şubat 1992'de Linus Torvalds Linux lisansını değiştirip onu özgür yazılım yaptı.
Çekirdek Linux, GNU içinde büyük bir boşluğu doldurdu: GNU/Linux bir PC üzerinde çalışabilen ilk özgür yazılım işletim sistemiydi. Sistem GNU'ya Linux eklenmiş halde yola koyuldu. Lütfen onu sadece "Linux" olarak anmayınız; eğer bunu yaparsanız asıl geliştiricilere hiç bir itibar kazandırmamış olursunuz. Lütfen "Linux"u "GNU/Linux" olarak kullanın ve bizden aynı oranda bahsediniz.

Özgür Yazılım Vakfı son olarak GNU genel kamu lisansı versiyon 3 (GPLv3)'ün ikinci taslağını piyasaya sürdü. Bu sürümde iyileştirmeler nelerdir ve kullanıcılar bu uyarlamadan ne bekleyebilirler?

Stallman: Biz GPL'in final belgesini 3 Haziran'da resmi olarak yayınladık ve bir çok program bu belgenin altında duyuruldu. 3.versiyonun temel amacı, GNU genel kamu lisansınında her zaman olduğu gibi olduğu gibi, tüm kullanıcılar için özgürlüğü savunmaktır. Değişiklikler detaylardadır.

Linus Torvald "GPLv2 en olağanüstü lisanstır ama 50 kadar farklı açık-kaynak lisansı var ve neticede GPLv3 sadece bir tane daha" şeklinde düşüncelerini belirtmişt. Linus sizinle veya özgür yazılım gelişimindeki GNU ile işbirliği halinde mi?

Stallman: Aslında Linus "açık kaynak" terimini "özgür yazılım" teriminin yerine kullanarak nereden geldiğini gösteriyor. Ben GNU GPL'i kullanıcıların her bir programdaki özgürlüğünü savunmak için yazdım. 3. versiyonu da bu işi daha iyi yapması ve yeni tehditlere karşı koruması için geliştirdim.
Torvalds bu amacı reddettiğini söylüyor; bu onun neden GPLv3'ü takdir etmediğinin muhtemel sebebidir. Her ne kadar onların aptal olduğunu düşünsem de  onların kendi görüşlerini ifade etme hakkına saygı duyarım. Bununla beraber eğer özgürlüğünüzü kaybetmek istemiyorsanız onu izlememeniz daha iyi bir iş olur.

Microsoft son zamanlarda Linux, OpenOffice ve bazı e-posta programları gibi özgür yazılımların 235 kadar patenti ihlal ettiğini idda etti. Ancak Microsoft şu an için makemeye gitmeyeceklerini açıkladı. Bu yeni yasal bir kabusun başlangıcı mı?

Stallman: Yazılım patentleri- bu tip ülkelerde onları yetkilendirmek için yeterince sayıda  aptal var- tüm yazılım geliştiricileri için yasal bir kabustur. Herhangi bir alanda tüm patentlerin yaklaşık yarısı mega-şirketlere aittir, bu da onlara teknoloji üzerinde mutlak bir güç veriyor. Yazılım patentlerine izin veren ülkelerde yazılım alanında bu tip olaylar olur.

[3. sayfanın sonu]

Geçtiğimiz 5 Haziranda Microsoft şu açıklamayı yayınladı: "Microsoft dağıtım sertifikalarının Novell destek hizmetleri, Novell ile birlikte çalışabilirlik işbirliği, GPLv3 lisansının kabulünün yürürlüğe girmesi gibi konularda bazı iddalar var, bu tip iddaların anlaşma, fikri mülkiyet veya herhangi bir yasal temel kapsamında olduğuna inanmıyoruz." Microsoft savaşa mı hazırlanıyor?

Stallman: Microsoft bu dedikleriyle Novell ile olan anlaşmasını inkar etmeye çalışıyor. Bu şunu gösterir ki bizim harcadığımız çabalarla GPLv3, Microsoft'a yaptığı anlaşmalarda geritepme yaşattı ki bu çabalarımızn işe yaradığı anlamına geliyor. Ben Novell'in Microsoft ile bu noktada fikir ayrılığı yaşadığına inanıyorum çünkü onlar yazılım için anlaşmanın GPLv3 kapsamında yapıldığını söylüyorlar.
Onların kullandığı "fikri mülkiyet" terimi propagandanın bir parçasıdır. Bunun anlamı sizi mülki ve patent alanındaki yasalara odaklanmdaktan alıkoymaktır, tıpkı özgür yazılım kullanımını men etmeye çalıştıkları gibi. Örneğin onlar Brezilyalıları " Eğer Microsoft yazılım patantlerini işletim sistemleri üzerinden devlet tekeli elde etmek için kullanmak isterse, Brezilyalılar neden onlara bu şansı versin ki? Brezilyalılar yazılım patentlerinde yetkili olmamalı." şeklinde düşündürtmek istemez.

Sizce özgür yazılım topluluğu bu savaşı Microsft' karşı kazanabilir mi?

Stallman: Bu savaşı kimin kazanacağını hiç kimse bilemez çünkü sonuç sizin ve takipçilerinizin akışına bağlıdır. Özgürlük için savaşacak mısınız? Windows, MacOS ve diğer özgür-olmayan yazılımları reddedip onları GNU/Linux ile değiştirecek misiniz? Veya kafa tutmak için fazla mı üşengeç olacaksınız?

Bazı analistler Microsoft ve Novell arasındaki gibi anlaşmaların tüketiciler için olumlu olduğunu ve bu anlaşmaların özgür yazılımın popüleritisini arttırabileceğini de idda ediyor. Bu nedenle  tüketiciler, birlikte çalıştırılabilirlik ve uygulamalarını daha iyi çalıştırabilmeleri bakımından sağlaycılara daha çok destek olacaktır. Siz bu görüşe katılıyor musunuz?

Stallman: Bu görüş tıpkı tütünlü mamüllerin sizin sağlığınıza iyi geldiğini çünkü size kilo verdirmede yardımcı olacağı görüşü gibi bir görüştür. Ben popülerlikle ilgili iddalarının dar anlamda doğru olup olmadığını bilmiyorum ancak ana noktayı kaçırdıklarına eminim.
GNU/Linux size özgürlük sunmakta başarısız olduktan sonra ne kadar popüler hale geldiği hiç önemli değildir. Microsoft'un Novell ile yaptığı anlaşmasında amaç insanları korkutup Microsoft'a yetki için ödeme yapmadan GNU/Linux'e kaçırtmaktı. İşte biz böyle bir durumda geritepme yapması için GPLv3'ü tasarladık. Birlikte çalışabilirlik konusuna gelirsek, tam olarak birlikte çalışabilirlik elde etmek için bizim özellikle ihtiyaç duyduğumuz şey mülki yazılım geliştiricilerini engelleyerek durdurmaktır.
Özgür olmayan yazılımla birlikte kullanıcılar egemenlik altındadır. Çoğu zaman kullanıcılar birlikte çalıştırılabilirlik ister ve yazılım özgür olduğunda bunu alırlar. Özgür-olmayan yazılımlarda, geliştiriciler kullanıcıları egemenlik altında tutar. Geliştirici ona ne zaman uygunsa birlikte çalıştırılabilirlik için izin verir. Kullanıcıların ne istedikleri ana planın dışındadır.
Microsoft son zamanlarda birlikte çalıştırılabilir-olmayan yazılımlar dayatıyor; şu an örneğin "Open Document Format"'ı destekelemek yerine patentli ve düzmece bir "standart" OOXML formatını destekliyor.
Microsoft uyumsuz bir format tasarlayabilecek kadar güçlü olduğuna inanıyor, diğer uygulamaları aracılığıyla engeller yaratıp çoğu kullanıcıya kendilerini seçmeleri için baskı uyguluyor. Sizce kullanıcılar gerçekten onların öngördüğü kadar aptal mı?

grayloop

hüzün ki en çok yakışandır bize
belki de en çok anladığımız
                                 H. Yavuz

burk


yakusha

@burk, görüp ilgilenmeniz ve tercüme etmeniz için ne kadar teşekkür etsem azdır...

müsade olursa yazıyı bloguma da almak istiyorum...

teşekkürler...

ilaveten şu başlığı da takibe alabilir misiniz, mutlaka ilginizi çekecek söyleşiler çıkacaktır: http://www.linuxhaber.com/?cat=11

mesela şunlar da güzel konular olabilir...

Ubuntu Kurucusu Mark Shuttlework İle Söyleşi http://goo.gl/BABUI
Linus Torvalds İle Linuxcon Europe 2011 Etkinliğinde Bir Seri Söyleşi http://goo.gl/GIxXw
Artık bu forumu kullanmıyor.

burk

Alıntı yapılan: yakusha - 06 Aralık 2011 - 00:32:06
@burk, görüp ilgilenmeniz ve tercüme etmeniz için ne kadar teşekkür etsem azdır...

müsade olursa yazıyı bloguma da almak istiyorum...

teşekkürler...

Elbette yazıyı blogunuza ekleyebilirsiniz ancak benim de sizden küçük bir ricam var, ben bu yazıyı aslında kendi blogum için çevirmiştim, içeriğini okuudukça burada paylaşmaya karar verdim o yüzden kendi blogunuza koyarken benim blogumu adres gösterirseniz ço mutlu olurum. :)


Mesaj tekrarı yüzünden mesajınız birleştirildi. Bu mesajın gönderim tarihi : 06 Aralık 2011 - 00:47:44

@yakusha
Tüm bağlantılar için söz veremem ancak  Mark Shuttleworth söyleşisi vakit bulursam ilk çevireceğim yazıdır. :)

rutku

Mükemmel çeviri olmuş çok teşekkürler. Yatmadan önce iyi geldi. Rüyamda sakallı amca görürsem Stallmandır :D
Hayallerini kodla ...

uKiriş
Mezgeldek

burk

Alıntı yapılan: rutku - 06 Aralık 2011 - 00:59:23
Mükemmel çeviri olmuş çok teşekkürler. Yatmadan önce iyi geldi. Rüyamda sakallı amca görürsem Stallmandır :D
:), teşekkür ederim, beğenmenize sevindim.

doğuş26

Teşekkürler.
Baştan sona faydalanarak okudum.
Zahmetli bir işe girişmişsiniz. Ama hem içeriğin önemi hem çevirinin güzelliği zahmetinizi karşılamış.
Emeğinize sağlık.

burk

Alıntı yapılan: doğuş26 - 06 Aralık 2011 - 01:16:01
Teşekkürler.
Baştan sona faydalanarak okudum.
Zahmetli bir işe girişmişsiniz. Ama hem içeriğin önemi hem çevirinin güzelliği zahmetinizi karşılamış.
Emeğinize sağlık.
Bu yazıyı okurken temelde birçok şeyi ne denli eksik ve yanlış bilidiğimi göstermesi açısından çok yararlı bir yazı olduğunu düşündüm, sizlerin de faydalanmasını sağladıysam emeğimin karşılığını almışım demektir. Ben teşekkür ederim. :)

MURATSPLAT

Son zamanlardan fark ettim ki, GNU felsefesinin kıymetini insanlar çok geç fark edecek. Fark ettiklerinde de hayıflanacaklar. Özellikle mobil aygıtlarda acilen GNU bir işletim sistemine ihtiyaç var.   İnsanların  her türlü bilgisini izin almadan depolayıp, analiz ediyorlar sonrada bir şeyler kazanmak veya birilerini öldürmek için kullanıyorlar.. Açıkca insan hakkı ihlali bu.

Geçenlerde CIA, resmen Facebook'un kendi programı olduğunu kabul etti.  Halâ birileri, "bunlar komplo" diyor.  İnsanlar için gerçek, Mehmet Ali Brand'ın  bahsi geçen konu hakkında kekeleyerek bir şey söylemesinden ibaret artık. İnsanlarımız giderek aptâllaşıyor.
Donanım:
GA-MA790XT-UD4P Anakart
AMD Phenom(tm) II X4 945 Processor
2048*2 DDR3(1333MHZ) + 2048*2 DDR3(1600MHZ) = 8 GB  Asus Nvidia GeForce GT-430 1GB DDR3 128bit Samsung HD502HJ 500 GB + Samsung HD322HJ 320 GB + Western Box USB 640 GB =1.4 TB ATI Technologies Inc SBx00 Azalia (Intel HDA) SkyStar HD 2 Digital Uydu Kartı Logitech MK250

heartsmagic

- Bana ordan selpağı verir misin?
- Selpak değil! Kağıt mendil, reklam yapma!
- Tamam, tamam anladım ben onu, uzat işte selpağı.

Sürekli temcit pilavı gibi aynı konuşmaları dinlemekten, aynı söylemleri okumaktan, aynı şeyleri duymaktan sanırım baygınlık gelecek bana. Aforoz edilir miyim?

"In this interview, he also asks readers whether they will fight for freedom or be too lazy to resist."

Senelerdir aynı söyleşileri yapacağına, o ülke senin bu ülke benim gezeceğine, bu kadar "lazy" olmasaydı da tutup HURD'ü çıkartsaydı, sonra da bu kadar yaygara yapmasaydı. Atı alan Üsküdar'ı geçti, biz hâlâ selpak deme, sana deme, aygaz deme söylemlerinin peşindeyiz.

Takdir ediyorum kendisini, bizim dünyamızdaki (özgür yazılım, açık kaynak kod, Linux dünyası, GNU vs.) yerini de hakkını da veriyorum ama artık yeter, cidden yeter. Tabi bu serzeniş tamamen kişiseldir, beni de eleştirebilirsiniz elbette ama lütfen bu eleştiri boyutu "RMS dokunulmazdır, nasıl olur!" tarzında olmasın.
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

ubuntuki lilith

Elinize sağlık burk, gerçekten güzel ve faydalı bir çeviri olmuş.

yakusha

Alıntı yapılan: heartsmagic - 06 Aralık 2011 - 02:06:01
- Bana ordan selpağı verir misin?

tercüme ederken arkadaş, ben de yazıyı tweetlerken tarihini dikkate almamışım; söyleşi 2007 aralık ayında yapılmış... Tabii Stellman için değişen bir şey yok; hala aynı şeyleri söylüyor; onu da belirtmiş olalım...

ilaveten mütercim arkadaş 2 yine söyleşi ile bizimle olacağına dair PM attı, üst üste okunduğunda çok faydalı olacak bir söyleşi seline hazır mıyız...
Artık bu forumu kullanmıyor.

MURATSPLAT

Alıntı yapılan: heartsmagic - 06 Aralık 2011 - 02:06:01
- Bana ordan selpağı verir misin?
- Selpak değil! Kağıt mendil, reklam yapma!
- Tamam, tamam anladım ben onu, uzat işte selpağı.

Sürekli temcit pilavı gibi aynı konuşmaları dinlemekten, aynı söylemleri okumaktan, aynı şeyleri duymaktan sanırım baygınlık gelecek bana. Aforoz edilir miyim?

"In this interview, he also asks readers whether they will fight for freedom or be too lazy to resist."

Senelerdir aynı söyleşileri yapacağına, o ülke senin bu ülke benim gezeceğine, bu kadar "lazy" olmasaydı da tutup HURD'ü çıkartsaydı, sonra da bu kadar yaygara yapmasaydı. Atı alan Üsküdar'ı geçti, biz hâlâ selpak deme, sana deme, aygaz deme söylemlerinin peşindeyiz.

Takdir ediyorum kendisini, bizim dünyamızdaki (özgür yazılım, açık kaynak kod, Linux dünyası, GNU vs.) yerini de hakkını da veriyorum ama artık yeter, cidden yeter. Tabi bu serzeniş tamamen kişiseldir, beni de eleştirebilirsiniz elbette ama lütfen bu eleştiri boyutu "RMS dokunulmazdır, nasıl olur!" tarzında olmasın.

Adamın Haklı olduğu noktalar var, sistemin temelini oluşturan Gnu araçları olmadan Linux'dan söz edilemezdi. Hiçbir şey değişmedi. Şimdi de vaka olarak durum aynıdır. GNU/linux denilmemesi üzerine geliştirilen direnç, o insanların emeklerini inkardan faksızdır ve ayrıca büyük saygısızlıktır. Ben böyle düşünüyorum.
Donanım:
GA-MA790XT-UD4P Anakart
AMD Phenom(tm) II X4 945 Processor
2048*2 DDR3(1333MHZ) + 2048*2 DDR3(1600MHZ) = 8 GB  Asus Nvidia GeForce GT-430 1GB DDR3 128bit Samsung HD502HJ 500 GB + Samsung HD322HJ 320 GB + Western Box USB 640 GB =1.4 TB ATI Technologies Inc SBx00 Azalia (Intel HDA) SkyStar HD 2 Digital Uydu Kartı Logitech MK250

heartsmagic

@MURATSPLAT, haklı olduğu noktalar yok demiyorum. Fakat, bu iş çığırından çıkmadı mı sence de?

Şöyle düşünelim. Ben Linux'u çok uzunca bir zamandır kullanıyorum. Bana kimse GNU/Linux söyle diye bastırmadı ancak ben GNU'nun ne olduğunu zaten doğal sürecinde öğrendim ki gayet de güzel öğrendim. İlk durumda GNU/Linux dense de çok farklı olacağını sanmıyorum. Şimdi, RMS kime baskı yapıyor? Yeni gelecek kullanıcılara mı yoksa mevcut eskilere mi? Her iki durumda da pek anlamı yok bence. Yeniler zaten olaydan bihaber, eskilerse zaten söyleyen söylüyordur GNU/Linux diye. Söylemeyeni de "Söyleyin, söyleyin yoksa bu emek hırsızlığı oluyor" diyerek söyletmesi bir yana bence gün geçtikçe daha fazla tepki topluyor. GNU/Linux demiyor olmam benim GNU'yu yok sayıyor düşüncesi taşıdığım anlamına mı gelir? Bu kadar mı aptalız biz söylemeyenler?

Madem böyle, kendisi sırf GNU denmedi diye ortada olan emeğin görülmediğini düşünüyor, Linus hakkında da bu kadar yaygaracı olmasın kendisi. Linux olmasaydı, GNU bu günlere kadar bu kadar çabuk gelemezdi. Nokta.

Parantez açabiliriz tabi. GNU olmasaydı da Linux bugünlere kadar bu kadar çabuk gelemezdi. Şimdi, bu ikinci söylediğimi kabul ediyoruz da, neden ilkini etmiyoruz. Ya da etmediğimizin düşünülme sebebi sadece GNU demediğimiz için midir?

Kısaca bahsetmek istemiştim bir önceki iletimde, bu Selpak/Kağıt mendil meselesine benziyor. Yerleşmiş artık bir kere, söylemeyin söylemeyin demek Selpak reklamı yapmaktan bir şey olmuyor.

RMS işin daha çok politik yönünde, zaten kendisi de bunu bastıra bastıra söylüyor. Politika (burada kastedilen anlamıyla) benim karnımı doyurmuyor, bilgisayarımın da öyle. Hep söylüyorum papağan gibi, Linus gibi biraz da hayatın pratik tarafında olmak lazım. RMS "Şu bu dağıtımı kullanmayın, şu bu donanımı kullanmayın" diyor, diyor da ortada ben bu söylemi olumlu hâle getirecek bir gayret görmüyorum kendisinden yana. Özel bilmem ne malı dizüstü kullanıyor, BIOS'u bile özgür vs. Güzel, herkes alabilecek zaten onu. Ucuzdur, benim sözüm ücretine değil de, dünyanın bir ucundan mı getirtecek herkes?  Nividia, ATI sürücüleri kullanmayalım, Ubuntu gibi dağıtımlar tü kaka, konu komşuya adını sânını duymadığımız dağıtımlar önerelim, bön bön baksınlar, protesto edelim...

Tamam, isteyen bunu yapsın. RMS gibileri de lazım belki biraz da toplumda, ancak insan azıcık yapıcı olur. Bunları yapmayanları bir kalemde silersen sen, seni de bir kalemde silenler olur. Senin önerdiğin şeyleri yapanlar bir avuç insan, kaçı GNU/Linux'u tanıtabilmiş o önerdiklerinle? Bu forumsa önerilmeyen bir dağıtım için destek veriyor, sanırım GNU'yu hepsinden daha çok yayıyoruzdur şu halimizle bile. Tezatın böylesi...
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

if

Şu saatten sonra RMS'in değişmesi zor; ancak torun tombalak sahibi olup biraz elden ayaktan düşerse söylemleri yumuşayabilir.:)

Megatron

GNU/Linux kıtasında, kayıp penguen.

burk

@ubuntuki lilith çeviri tayfasından beğeni ve teşekkür almış olmak çok sevindirdi beni, ben teşekkür ederim. :)
@Megatron yararlı olabildiysem ne mutlu bana. :)

travego0403

@heartsmagic.
Kesinlikle, seninle aynı fikirdeyim. Stalmannın bu şekilde konuşması bana Özgür yazılımı yaymaktan daha çok kendi reklamını yapıyormuş hissi veriyor. Buda bana çok itici geliyor, bu yüzden Stalmannı pek samimi bulmam. Linuxun daha doğrusu GNU/Linuxun bu kadar yaygınlaşması için kilometre taşlarından olan Masaüstü yöneticilerinin fikir babalarını veya geliştiricilerinin hangilerinin isimlerini biliyoruz ki?

Madem Linuxu beğenmiyor neden Hurd çekirdeği üzerinde çalışılmıyor. Sanırım sadece Debian geliştiricileri destek atıyor.

Ayrıca herkes Linus Torvalds'ı 2.adam olarak görüyor olmasına karşı ben Linus'u daha çok severim ve fanlığınıda yaparım. Gerek fiziki görünüş olarak(Biliyorum dış görünüşüyle insanları yargılamak yanlış ama böyle bir konumda insanın biraz presentable şık, alımlı olması gerekmez mi? ) gerekse konuşmalarıyla daha bir severim.


@eribol'un isteğiyle düzenleme: presentable = Düzgün görünüşlü, şık ve bakımlı, alımlı
"Matematik bir dildir ve bu dilde şairlere fizikçi denir." Richard Feynman

yakusha

ne kadar makul bilmem, linus ile stellman bir karı-koca gibiler; kadın ile erkek arasındaki ruhundalık farkını ifade ediyorlar... linus açısından stellman dırdırcı bir kadın gibi, stellman açısından ise linus ruhsuz bir koca konumunda...

aslında "Masaüstü yöneticilerinin fikir babalarını veya geliştiricilerinin hangilerinin isimlerini biliyoruz ki?" cümlesi de bu yaz aklıma takıldı ve Linux Dünyasının 100 Meşhur Kişisinin biyografisi olsa diye iç geçirdim... Linux dünyasının 100 ismini belirleyelim dersek yine kızılca kıyamet kopar, lakin bu 100 hatta 40 olsun ismi belirleyen olursa biyografilerinin toplanması ve oluşturulmasında yardımcı olabilirim...
Artık bu forumu kullanmıyor.

sem

Vikipedi'de GNU/Linux'a girince Linux'a yönlendiriyor... RMS görürse ağzını kırar adamın...
".NET çemberinden geçen lirisist etkisi bir 'Volcano', bir yüzüm Java bir yüzüm Badalamenti Don Tano"
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
"Her yer ölüm yine, burası dünya
Derken ölüm bile bu nasıl dünya?
Benden ölüm dile, batıyor gün yine
Burası dünya?

krwlng

@burk, öncelikle bu harika çeviri için teşekkür ediyorum ellerine sağlık, bir solukta okudum.


@heartsmagic, birçok açıdan söylediklerine katılıyorum, artık olay bir şeyler yapmaktan çok söyleme dayalı olmaya başladı RMS tarafından, her konuşmasında aynı şeyleri söylemesi birçok insanı bıktırdı. Ben elimden geldiğince "GNU/Linux" olarak yazıp söylemeyi tercih ediyorum, bunun sebebi GNU olmadan Linux felsefesinin tam oluşamayacağını düşünmemdir, ama bunu bu şekilde söylemeyenlere de "neden GNU/Linux demiyorsun" diye bir çıkış yapmıyorum, çünkü bu durum o hep lafını ettiğimiz fikri özgürlüğe saldırı olur, "GNU/Linux" sözü üzerinden değil de "GNU ve Linux" kavramı üzerinden olaylara yaklaşmamız gerekiyor, yoksa popülist politikadan öteye geçmez sözlerimiz. RMS, bu kadar gelişmiş bir çekirdek altyapısı varken, beğenmediği şeyleri sisteminden çıkarabilir, veya kendi fikir babası olduğu lisans aracılığı ile yeni bir çekirdek meydana getirebilir, bu eskiden belki çok zordu ama artık değil, her röportaj ve konferansında terimler üzerinden emeğinin karşılığını almaya çalışırsa bir süre sonra ciddiyetini kaybeder bence.


@MURATSPLAT, GNU felsefesinin değerinin anlaşılamaması konusundaki görüşünüze katılıyorum, belki bunu "GNU/Linux" söylemi üzerinden düşünmüyorum fakat terimleri bir kenara bırakırsak, özgür yazılım mantığının yara almasına yol açan her gelişmeden sonra GNU felsefesinin kıymetini daha iyi anlıyorum kendi adıma. Ayrıca Linux'un Linus'u aşması gibi GNU'da RMS'i aşmış ve ayrı bir organizma olmuştur.
http://twitter.com/yusuFBrn

Ali İsmail Korkmaz, FENERBAHÇE Yıkılmaz!

burk

Alıntı YapVikipedi'de GNU/Linux'a girince Linux'a yönlendiriyor... RMS görürse ağzını kırar adamın...
Stallman çok fazla cephede kavga ediyor öyle ki bunu görmeyebilir :)

@krwlng rica ederim :)

heartsmagic

Fikirler örtüşüyor kısacası @krwlng. GNU'suz Linux'nun buralara kadar gelemeyeceği ne kadar doğruysa, tersi de bir o kadar doğrudur. En azından bu rüzgârın yakaladığı ivme konusunda doğrudur.
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

hadon

Röportajı çevirip okuyabilmemizi sağladığınız için çok teşekkür ederim.
:)  :)  :)