Çeviremediğimiz gıcık şeyler

Başlatan maydin95, 15 Mayıs 2010 - 14:48:56

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aequitas

Seçke benim de çok hoşuma gitti doğrusu.
Bilmiyorum dayatma gibi mi olur ama çeviri ekibi olarak yeni sürüm çevirilerinde "menü" yerine bu kelimeyi kullanarak çevirilerimizi yaparsak son kullanıcı da bir şekilde bu güzel kelimeye alışabilir. Yıllardır Hollywood sineması ile bilinç altımıza onlarca saçma şey yerleştirdiler, biz de böyle güzel bir kelimeyi kazandırmış oluruz fena mı :)


Öfkelenmeyin.
           Hz. Muhammed (sav)

eribol

Büyük programlarda birden bu değişim yapılırsa tutsa da tutmasa da anlamsız sürüyle tartışma çıkar diye düşünüyorum. Ancak ufak tefek programlarda, iletilerde, cümle içerisinde kullanıldıkça zamanla yerleşir kanaatindeyim.

maydin95

Hiç yerleşeceğini zannetmiyorum. "folder" için dizin diye karar almıştık ancak maalesef şimdi "klasör" diye çıkıyor önümüze. Farkı yok desek de kimse anlamıyor.

Bu yüzden Menü olarak kalması daha iyi. Seçkeyi kimse kullanmaz ki ben de kullanmam. Öz Türkçecilik akımına karşıyım diyebilirim daha doğrusu öz Türkçe bir kelimeden şimdi dilimizde yerleşik olan yabancı kökenli kelimeler türetmeye karşıyım. Çünkü 3-4 kelimenin yerine uydurulan şey konuluyor ve o ahenk kayboluyor.
Din; ilimle birleşirse nefaset, cehaletle birleşirse rezalet, siyasetle birleşirse de felaket olur.

Aequitas

Bugün kullandığımız yabancı kelimelerin çoğu, siyasetçiler ve sanatçılar başta olmak üzere topluma söylemleri ve yaşantılarıyla örnek teşkil eden ve insanları etkisi altında bırakan kişilerin, Türkçe kelimeler yerine "entellik" olsun diye yabancı kelimeler kullanmaya başlamasıyla yerleşmiştir. Türkçe karşılıkları olmadığı için değil. Benim düşüncem "bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp" yönünde. Sadece menü kelimesi için demiyorum. Şu anda günlük yaşantımızda o kadar çok yabancı kelime kullanıyoruz ki eminim şu yazdığım cümlenin içinde de birkaç tane vardır. Bence bu kelimeler yerine asıllarını kullanmamız örnek olma açısından da çok yerinde bir davranış olacaktır. Sonuçta her zaman bir şeyi yıkmak kolay yapmak zor olmuştur. Bu amaç doğrultusunda en önemli adım da kendi çocuklarımıza işin aslını öğretmek olur. Tabi biz biliyorsak.


Öfkelenmeyin.
           Hz. Muhammed (sav)

heartsmagic

@maydin95, yine bir Öz Türkçe olsun, olmasın tartışmasına girmeyelim. Bak mesela "Ben kullanmam" diyorsun onu ama klasör/dizin konusuna en başta sen itiraz ediyorsun. İkilem gibi duruyor bu mesele. Kısacası bireylerin değil, çoğunluğun ne yapıp yapmayacağı önemli burada. Kaldı ki hiç olmadık bir kelime de "uydurulmuyor" burada. "Seçke" zaten mevcut olan bir sözcükmüş. Tabi bu kullanılabilir mi, yaygınlaşır mı, karşı çıkılır mı gibi konulara girmiyorum. Bunlar başlıca tartışma konuları. İtirazını bu yönde yaparsan anlayış gösterilir fakat tutup başka tezlerle gelirsen tartışma bambaşka bir noktaya kayar.

"Seçke" kelimesi tamamen kullanılabilir mi çevirilerde bilemiyorum. Şimdi, öyle ki çevirilerin tek merkezi diye bir şey yok. Ne yazık ki Gnome çevirileri de belirli bir denetime tabi ve bazı şeyleri aşamıyoruz orada. Zamanında ortak çalışma bile denendi ancak bu denetimi elinde tutan Gnome Türkiye ekibi çok atıl kaldı. Atıl kaldıkları gibi anlaşmaya vardığımız noktalarda bile bizim arkadaşlarımıza zorluk çıkarttılar. Siz ne kadar çeviri yaparsanız yapın Launchpad üzerinde, zaman geliyor o çevirileriniz eziliyor.
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

ubuntuki lilith

ibrahimçelik arkadaşın tayfa başvurusu üzerine ben de çevirilerine göz atarken karşılaştığımda bu ne anlama geliyor demiştim. İlk başta anlamakta zorlandım, sonra menü için olduğunu anladım ama düşününce gerçekten güzel bir karşılık gibi geldi. Oldukça yaygın kullanılan bir sözcük olduğundan endişelendim; fakat dilde sözcük yerleşimi konusunda konuşuyorsak bunun en hızlı aracı teknoloji alanında kullanımıdır diye düşünüyorum.

Birisi de daha öncesinde seçki sözcüğünü kullanmış burada yeri gelmişken söylemek isterim, seçki TDK'ye göre;
Alıntı Yap1. isim, bilişim Şairlerin, yazarların, bestecilerin eserlerinden alınmış, seçme parçalardan oluşan eser, güldeste, antoloji
anlamına geliyor bu nedenle oldukça benzer gözükse de anlamları farklı. Seçki seçilecek "şey"lerin seçilmiş bir kısmını anlatırken seçke, seçilecek "şey"lerin tümünün bileşimi gibi bir anlama geliyor.
Belirtke sözcüğünün türetilmesinde de aynı mantık güdülmüş, bundan yola çıkarak söylemek istedim.
Alıntı Yap
Belirtke: 1. isim Soyut bir şeyin, bir kavramın sembolü olan varlık veya eşya, amblem
2. Bir konu hakkındaki açıklayıcı bilgilerin tümü
"Yalın bir söyleyişin altında hemen hep çözümsüz kalan birtakım belirtkeler göze çarpıyor." - S. İleri
3. dil bilimi Gösterge

ibrahimcelik

Selamlar,
Çeviri yaparken takıldığım bir nokta var ayrı bir başlık açmak yerine buraya yazıyorum :) Çevirilerde sık sık <içerik> tarzında büyüktür ve küçüktür işareti içine alınmış yerler karşıma çıkıyor. Mesela: Thank you for taking the time to read the <em>Ubuntu Desktop Guide</em>. We sincerely hope that you will never have to use it. Ben bunu: <em>Ubuntu Desktop Guide</em>ı okumaya zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. Umarız hiçbir zaman kullanmak zorunda kalmazsınız şeklinde çevirmeyi düşündüm. Ama "<em>Ubuntu Desktop Guide</em>" bundan sonra gelecek olan ismin -i halini hangi şekilde yazacağımı tam olarak bilemedim. Ve de içeriğini <em>Ubuntu Masaüstü Kılavuzu</em> gibi çevirmek gerekiyor mu? Tavsiyelerinizi bekliyorum.

if

@ibrahimcelik, tahminim <em> içerisine alınmış metin bir bağlantıya yönlendiriliyordur. Bu durumda hem metni Türkçe'ye çevirmede hem de eki metnin Türkçe okunuşuna göre çevirmenizde sakınca yok.

ibrahimcelik

Teşekkürler @if, o zaman <gui>Mark for Installation</gui> gibilerini içini de çevirmemiz de sakınca yoktur herhalde değil mi?

if

Rica ederim @ibrahimcelik. Evet, o misalde de sakınca yok bence. O da büyük ihtimal kullanıcı ara yüzüyle ilgili bir şeydir. Ubuntu çevirisi yapmadığım için kesin konuşamıyorum.

ibrahimcelik

Tamam anladım şimdi biraz olayı :D tekrardan çok teşekkür ederim.

sakirasci

Alıntı yapılan: heartsmagic - 20 Şubat 2012 - 00:38:59
"Seçke" kelimesini TDK bilmiyormuş :) Öz Türkçe imiş bu sözcük. Şimdi, bana kalırsa "Hızlı Seçke" gayet güzel duruyor, hatta yine bana kalsa "menü" yerine de tümden bu sözcüğe geçiş yapılabilir. Fakat "menü" kelimesi öyle bir yerleşmiş ki şu an dilimize, etkisini nasıl yıkabiliriz bilemiyorum. Kaldı ki bizim istediğimizi genel kullanıcı ister mi onu da bilemiyorum. Genel kullanıcı ne düşünür diye hesap etmeli miyiz onu hiç bilmiyorum :)

Fakat, eğer bu şekilde kullanan ve çeviren olursa ben itiraz etmem. Her kelimeyi Öz Türkçe olarak geriye döndürmek belki mümkün değildir ama ben nice zamandır "menü" için bir karşılık arıyordum. Ara ara kullanmayı deneyeceğim bu sözcüğü.

@ibrahimcelik'in önerisine ben de sonuna kadar katılıyorum. Sözcüklerin kullanımında en büyük etken alışkanlıklar oluyor ve eğer bir sözcük yabancı dilden alınalı uzun süre olmuşsa o sözcüğün kullanılma alışkanlığını ortadan kaldırmak pek olası olmuyor. Bu alışkanlığı ortadan kaldırmak gerekli midir sorusu da bambaşka bir şey.

Her ne kadar Öz Türkçe'den yana olsam da @hearsmagic ile aynı görüşlere sâhibim. Çeviri yaparken tek amaç olduğunca anadile çevirebilmek değil bir yandan da anlaşılır olmak olmalı. Yalnız şu da bir gerçek ki türetimlerin yaşayabilmesi için kullanımlarında bir başlangıç noktası gerekiyor ve uygulayımbilim (teknoloji) en iyi başlangıç noktalarından birisi.

Seçke'ye dönersem, ben kullandığım sözcüklerin çoğunun Türkçe olmasından yanayımdır, eğer düşündüğümde o türetilen yeni sözcük anlamlanıyorsa bence kullanılmalıdır diyorum.

Seçke: seçilen şey. Bence bir sorun yok kullanılmasında, hattâ beğendim; menüye göre çok daha anlamlı :)

Seçke Türk Dil Kurumunda yok; ancak şöyle bir yazı var hoşuma giden, @heartsmagic ve dil ile ilgilenen herkes için paylaşıyorum:
http://turkcesivarken.com/yelvereni-bilmeyen-yokmus/
Dil uslanmadan davranış arlanmaz.

Aequitas

@sakirasci, bağlantıdaki yazıyı çok beğendim. Siteyi enine boyuna kurcalamak gerek. Paylaşım için teşekkür ederim.


Öfkelenmeyin.
           Hz. Muhammed (sav)

heartsmagic

@sakirasci, fikirlerini paylaştığın için teşekkürler.

Verdiğin bağlantıya daha önce uğramıştım :)  Konuşmuş olduğumuz "seçke" kelimesi orada da geçiyor doğru. Ayrıca o bağlantıdaki "yelveren" sözcüğünü de çok beğenmiştim. Kafamı kurcalayan tek şeyse "klima" kelimesi ile "vantilatör" kelimesini tek başına "yelveren" kelimesinin karşılayıp karşılayamayacağı. Şöyle ki, yazıda aslında iki aygıtın da aynı vazifeyi yaptığı söyleniyor, doğrudur fakat ikisinin de satıldığı bir mağazaya girdiğimizde hangisini istediğimizi nasıl anlatacağız? :)

Konu dışına çıktık toparlamaya çalışalım. Ben çevirilerde nasıl bir tercih belirlenecek bilmiyorum ancak normal yaşantımda "seçke" kelimesini kullanmayı deneyeceğim. Ayrıca "uygulayımbilim" sözcüğünü de gözüme kestirmiş durumdayım :)
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

maydin95

Alıntı Yap@maydin95, yine bir Öz Türkçe olsun, olmasın tartışmasına girmeyelim. Bak mesela "Ben kullanmam" diyorsun onu ama klasör/dizin konusuna en başta sen itiraz ediyorsun. İkilem gibi duruyor bu mesele. Kısacası bireylerin değil, çoğunluğun ne yapıp yapmayacağı önemli burada. Kaldı ki hiç olmadık bir kelime de "uydurulmuyor" burada. "Seçke" zaten mevcut olan bir sözcükmüş. Tabi bu kullanılabilir mi, yaygınlaşır mı, karşı çıkılır mı gibi konulara girmiyorum. Bunlar başlıca tartışma konuları. İtirazını bu yönde yaparsan anlayış gösterilir fakat tutup başka tezlerle gelirsen tartışma bambaşka bir noktaya kayar.

Tartışmaya girmek gibi bir niyetim yok. O eskiden girdiğim tartışmaları nasıl yaptığımı da bilmiyorum. ("Forum yerine" bile bir karışılık bulmaya çalışıyordum o zamanlar) Ancak menü yerine seçke'nin yerleşeceğini zannetmediğimden kullanmam dedim sadece. Dizin konusuna gelirsek de sonuçta directroy yerine kullanılan bir kelime oluduğu için folder yerine kullanılması daha mantıklı dedim. Ona bakarsak TDK klasör yerine "sıralaç" demiş. Eğer bir tezatlık oluşsaydı sıralaçı kullanalım derdim.

Alıntı Yaphttp://turkcesivarken.com/yelvereni-bilmeyen-yokmus/

Buradaki yelverene hakkında bir şey söyleceksek insanlar tabii ki ne kastedildiğini anlar sonuçta ana dilleri Türkçe fakat lisan böylece yozlaşıyor diye düşünüyorum ben. Bu yelveren "yelpaze", "vantilatör", "klima", "fan", "pervane" yerine de kullanılır. (son ikisi için farklı şeyler kullanılailir). Ancak dil böylece tereddi ediyor (yozlaşmak kullanacaktım ancak bu daha iyi oturuyor sanki) Bu da Türkçeyi öz türkçe yapalım derken aşiret diline götürüyor.

Bence bir lisan ne kadar gelişmişse sağ ve sol kolun dahi isimleri farklı olmalıdır. Yoksa acaba bu ingilizcede neydi diye düşünür dururuz. Seçmek bile ingilizcede basit olarak select, choose, pick ve elect diye ayrı ayrı. İngilzce bir şey ararken hangisini kullansam diye düşünüyoruz.
Din; ilimle birleşirse nefaset, cehaletle birleşirse rezalet, siyasetle birleşirse de felaket olur.

travego0403

@maydin95'in son söylediğini fark etmiş ve hep kafama takılmıştır. Okuduğumu çat pat anlayabilecek kadar İngilizce, adımı söyleyebilecek kadar da Fransızca biliyorum. İngilizce malum yukarıdaki iletide de bahsedilmiş. Bir olayı anlatan fiil, duruma göre farklı kelimeler kullanılıyor. Fransızcada ise olay daha da garip. Bldiğimiz bir kalemi erkek kullanıyorsa bir kelime, bir bayan kullanıyor ise başka bir kelime kullanılıyor.(Feminen dil mi ne deniyor? ) Bu durum dilin zengiliğinin bir göstergesi midir?
"Matematik bir dildir ve bu dilde şairlere fizikçi denir." Richard Feynman

ibrahimcelik

Selamlar,
Çeviri yaparken yine bir yerde sorun yaşadım :D Çevirilerin bazılarında "Home folder" geçiyor. Bunu Brezilyalılar kendi dillerine "pessoal interia" diye çevirmişler. Ama Bosnalılar da "Home" olarak bırakmışlar. Forumda aratınca "ev klasörü" diye de bulunuyor "home klasörü" diye de. Ayrıca başlatıcıda da "Ev Klasörü" diye çevrilmiş. İngilize aslında da bir iki yerde küçük harfle "home" çoğu zamanda büyük harfle "Home" olarak yazmışlar. Herhalde bu bi fark yaratmıyordur. Asıl sorum ise: Bunu nasıl çevirmeliyim?

heartsmagic

#217
@maydin95, tartışmaya girmeyelim dediğim buydu aslında. Tartışmadan kastım birbirimizle yaka paça kavga etmek değil elbette.

Dizin/klasör konusundaki yorumumu yanlış anlamışsın. Orada tezat olacak şey birbirleri için karşılıklarının yanlış olduğu vs. değil. Sen "seçke" kelimesi için kullanmam demişsin. Eğer birilerinin kullanıp kullanmadığını duymak bu iş için belirleyici unsur olacaksa, senin görmek istediğin "dizin" kelimesini kullanmayacak insanlar da olduğundan dolayı onun da çevrilmesine ihtiyaç kalmıyor mu diye sormak istemiştim. Zira sen kuvvetli bir şekilde "Bu yüzden Menü olarak kalması daha iyi. Seçkeyi kimse kullanmaz ki ben de kullanmam." demişsin. Tartışma burada çıkıyor ortaya. Bir kişinin "Ben kullanmam" demesi birilerinin belirleyici unsuru olmalı mıdır? Eğer olacaksa senin "dizin" kelimesi için ısrarcı olman tezat değil midir? Öyledir.

Farklı kelimelerin aynı veya yaklaşık anlamları taşımalarının bir zenginlik olup olmadığı konusunda kesin kanı belirtmek zor. Konunun uzmanı olmadan o kadar uzun boylu yorum yapmak beni ürkütüyor açıkçası. Fakat yine de kişisel görüşüm zenginlik olduğu yönünde. Ancak bizim tartıştığımız konu ile birebir örtüşmüyor bu durum bence. Zira bizim konumuz gelişen uygulayımbilim (teknoloji) ile dilimizin gittikçe saldırıya uğraması ve bizim bu konuda çaresiz kalıyor oluşumuz. Bu konuda bence en güzel örnek forumda kullandığımız "imleçsürer" kelimesidir. Bu kelimenin çıkışına ortak olanlar veya sonradan öğrenip de arada biraz daha görenler için artık yadırganmıyor galiba. Çünkü kullanan arkadaşlar görüyorum, çok da hoş oluyor bu durum. Gerçi, "fare" kelimesini bile tam yerleştirememişken, forumda "mouse", "mause", "mos" ,"maus" ,"mous" veya kablosuz ağ için "wireless", "wirles", "wayles", "vayles" kelimelerini bile görüyorken uğraşımız ne kadar verimli bilmiyorum...  Görülebileceği üzere basit bir kelimeyi bile zamanında Türkçeye aktarmadığımız için neler oluyor.

"Menü" kelimesi ise daha önce söylediğim gibi benim için ayrı bir sorun. Lokantalarda "menü" mü desem, "mönü" mü desem diye kıvrandığımı bilirim. Bu "Aman ayıp olmasın" diye değil, benim takıntılarım yüzünden. Yoksa gelen garson için benim "menü" veya "mönü" demem ne kadar fark edecek ki? Bilgisayarda ise her "menü" görüşümde aklıma lokantalar geliyor neredeyse... Bilsem insanların kullanabileceği yerleşik bir Arapça ya da Farsça kelime onu bile kullanabilirim. İşte burada yerleşik olmasa bile "seçke" kelimesi imdadıma yetişti. Çünkü cidden -benim için- hem uygun hem de çok oturuyor anlam olarak.

Bu konuda başka örneklerim, takıntılarım da var. Mesela "pardösü" kelimesi. Herkes "pardesü" olarak bilir ama yanlış diyor TDK. Bir harf için değer mi diyorsak eğer zamanında karşılığını bulsaymışız, bulamadıysak eğer bari ilk geçirildiği gibi kullansaymışız demek geliyor içimden. Zira, eğer fark etmez diyorsak "fare" kelimesi için bundan bir 30 sene sonra etrafta "mous", "mause" gibi kelimeleri görmek bizi rahatsız etmemeli.  Bir başka örnek ise "yerleşke" kelimesidir. Zamanında "kampus" mu, "kampüs" mü diye çok bakınmıştım. Yanlış da hatırlamıyorsam eğer TDK "kampus" diyordu kendisi için, şu an ise "kampüs" diyor. O zamanlar "yerleşke" benim imdadıma yetişmişti.

Neyse, konuyu yine çok uzattım. Dil meselelerinde de tutamıyorum kendimi. @ibrahimcelik, çeviri için "Ev dizini" bence en güzel olanı. Fakat "Ev klasörü" ve hatta "Başlangıç" bile kullanılıyor yanlış bilmiyorsam. Çeviri yapan arkadaşlar daha iyi yorum yapacaklardır.
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

sakirasci

#218
Ayrı ayrı yanıtlar yazmak yerine tek bir iletide toplayayım yanıtlarımı  :)

@Aequitas, sayfada birçok güzel yazı var, eğer anadil ile ilgiliysen daha da hoşuna giden yazılar bulabilirsin.

@maydin95 ve @travego0403, dediklerinizde haklılık payı vardır ve katıldığım noktalar var. Ancak kendi düşüncemi şöyle özetleyeyim:

Ben dilimde îtibar sözcüğünün de pirestij sözcüğünün de bulunmasını bir zenginlik olarak kabûl ederim. Ancak bu sözcüklerin dilimde bulunması dilimin zenginliği olarak görülüp de türetilen saygınlık sözcüğü anadili Türkçe olan birisi tarafından kabûl edilemez bir sözcük olarak nitelendiriliyorsa o zaman bu zenginlik olamaz. Zengin olabilmen için önce kendinde olacak sonra komşundakiler de olacak.

İngilizce'de birden fazla sözcük var çünkü İngilizce, Fıransızca-Latince-Yunanca üçlüsünden epeyce beslenen bir dil, hattâ kimi zaman Arapça'dan bile (bkz. "alkol" sözcüğü) etkilenmişliği olmuş. Bu yüzden bir eylem için birden çok sözcük var, ve her birisi de farklı durumlarda kullanılacak şekilde daha dar anlamlar kazanıyor. Türkçe'de ise durum bunun tam tersi, eylemlere bakıldığında bir eylemin insanın hiç usuna gelmeyecek, hiç ilişkisi olmayan başka bir anlamı oluveriyor kimi zaman. Bu yüzden bana göre Türkçe ve İngilizce birbirinden çok ayrı yerlerde durmaktadırlar (ki zâten dil âilesi olarak da öyleler  :D) Bir de, forum yerine yazışmalık sözcüğünü kullanıyorum ben @maydin95 belki seversin :)

@heartsmagic, epey uzun bir yazı yazmışsın; ama güzel olmuş. Dile giren sözcükler konusunda düşüncelerim seninle çok örtüşüyor. Eskiden yabancı bir sözcüğün dile girmesi için daha çok süre gerekirdi; ancak şu anda bunu sağlayan en büyük araç uygulayımbilim oldu. Uygulayımbilim geliştikçe ve geliştirenler biz olmadığımız sürece yeni sözcükleri oluşturmak yerine ancak türetmek/karşılık bulmak konumundayız ve dediğin gibi bu çok hızlı ve ânında yapılmalı. Sözcük dile yerleştikten sonra yerine yenisini yerleştirmek olanaksız olmasa da (bilgisayar sözcüğü güzel bir örnek bu duruma) pek kolay olmuyor.

Ben şöyle düşünüyorum, dilde yeni türetimlerin oturması yabancılarının oturmasından her zaman daha kolaydır. Ne de olsa anadilde türetim yapıyoruz ve kendi dilinin türetimleri bir insana daha mantıklı gelmeli. Ancak iki sorun var bence:

Birincisi türetim yapılan sözcüklerin kökenlerinin Türkçe'de kullanımda olmaması, yâni dili konuşanlar o türetimin kökünü zâten kullanmadıkları için (örneğin fitness için çevişim diye bir öneri görmüştüm; çevik sözcüğü kullanımda olsa da çev- kökü kullanımda değil bu yüzden çevişim de duyunca insana tuhaf geliyor) türetimler de türetimden çok anlamsız başka bir dil hissi uyandırıyor.

İkincisi ise alışkanlıklar. İnsanın kendini güvende hissettiği ânı alıştığı şeyleri yaptığı ândır. Herkes alışkanlıklarını sever ve korumak ister, bilinmediklere düşmanca yaklaşılır ilk başlarda (Man is the enemy of unknown diye de bir söz de var). Neyse işte, durum böyle olunca seçke sözcüğü menü'ye göre daha az güven veriyor insana, çünkü bu sözcükle deneyimi yok, bir alışkanlık kazanmamış. Senin verdiğin örnek çok güzel açıklıyor bence demeye çalıştığımı, imleçsürer sözcüğünün kullanımı.

Alıntı yapılan: heartsmagic - 27 Şubat 2012 - 10:53:22
Gerçi, "fare" kelimesini bile tam yerleştirememişken, forumda "mouse", "mause", "mos" ,"maus" ,"mous" veya kablosuz ağ için "wireless", "wirles", "wayles", "vayles" kelimelerini bile görüyorken uğraşımız ne kadar verimli bilmiyorum...  Görülebileceği üzere basit bir kelimeyi bile zamanında Türkçeye aktarmadığımız için neler oluyor.

Bilgisayarı da zamânında Türkçeye aktarmadık ve Aydın Köksal olmasaydı belki de hâlâ kompüter'di adı. Alışkanlıklara bir başka örnek olarak da sıpor oyunlarını örnek verebilirim. Futbol, basketbol, voleybol, hentbol demişiz ama gidip votırbol dememiş de sutopu demişiz. Ancak hangi arkadaşımla tartışırken niye ayaktopu, sepettopu, uçantop, eltopu olmasın diye sorduğumda çoğu kez güldüklerini görmüşümdür. Ben votırbol dediğimde ve aynen okuduğum şekliyle votırbol olarak yazdığımdaysa bana o ne diye soruyorlar. Özetle, aslında türetimlerin çoğunun yerleşmesi alışkanlıklarla birebir bağlantılı.

Benim de imdâdıma yetişen benzeri sözcükler var. Burada ya da başka bir yerde yorum yazarken de türetimini yazdğım sözcüğün daha yaygın kullanımını parantez içinde vererek açıklıyorum, uygulayımbilimde yaptığım gibi. İmdâdıma yetişenlerden birisi  (İtalyanca'dan) parola ve (Fıransızca'dan) şifre olarak geçip de bir türlü karşılığını göremediğim sözcük, açarsöz diyorum artık. Yalnız bu sözcük Türkiye türetimi değil, sözcükle karşılaşmam diğer Türk dillerini araştırırken oldu, Türkmence yazışmalıklara (forum) bakınırken giriş ekranlarında gördüm bu sözcüğü (örneğin http://www.talyplar.com/login/) ve çok hoşuma gitti. Açan söz işte. O gün bu gündür şifre yerine açarsöz kullanıyorum.

Neyse ben de epey uzun yazmışım, eğer konusu açılırsa/çevirilerde gerekirse diğer kullandığım türetimlerden de bahsederim.
Dil uslanmadan davranış arlanmaz.

heartsmagic

@sakirasci, evet düşüncelerimiz kesinlikle örtüşüyor. Fakat sen benden daha duyarlı ve kararlısın :) Gözüme kestirdiğim bazı sözcükleri ufak ufak kullanmaya başladım zaten forumda, diğerlerini beklemeye aldım :) Bir kısmını da normal yaşantımda denemeyi planlıyorum hemen. Bakalım ne tepkiler alacağım.
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

sakirasci

Tepkiler genelde sert oluyor ama kullana kullana oturuyor bâzı sözcükler :) O yüzden benim de beklemede olan bâzı sözcüklerim var :D
Dil uslanmadan davranış arlanmaz.

heartsmagic

Zaten şu an amacım tepki ölçmek :)
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

sakirasci

#222
Tepki ölçmeden bırakınca düşünceler yalnızca sende kalıyor, o yüzden paylaşmak güzel :)

Başlığın konusuna dönüp nasıl çevirsem diye düşündüğüm bir kısaltmaya değinmek istiyorum: Heads-Up Display (HUD)


Ubuntu 12.04 ile Unity'ye yeni bir özellik olarak geliyor bu Heads-Up Display.
Şu an için HUD olarak bırakılmış Launchpad çevirilerinde burada ve burada.

Unity'deki Heads-Up Display
Peki nedir bu Heads Up Display? Ubuntu 12.04'te Unity'ye gelecek olan Heads-Up Display, uygulamaların tüm özelliklerine (Dosya-Düzenle-Yardım vb.) yalnızca Alt tuşuna basarak ulaşabilmenizi sağlayacak olan yeni bir özellik. Tam olarak anlaşılması için 12.04'ü deneyen birisinin paylaştığı izletiye bakabilirsiniz (0:32'den 01:10'a kadar olan aralığı izlemeniz yeterli).

Heads-Up Display'in Çıkış Noktası
Vikipedi'ye baktığımızda oyunların köşelerinde bulunan kalan can sayısı, hız, süre, silah, harîta gibi bildirimlere/araçlara Heads-Up Display deniliyor. Ancak, her şey bununla da sınırlı değil, oyunlardaki kullanımının çıkış noktası ise savaş uçaklarında "başın üstünde" bulunan ve veri görüntüleyen saydam bir ekran.

Bunca bilgi verdikten sonra bulduğum sonuçlara geçeyim:
- Tureng üzerinde yaptığım arama başüstü göstergesi sonucunu veriyor.
- TMMOB Makina Mühendisleri Odası V. Ulusal Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisliği Kurultayı'ndan bulduğum şuradaki belgede de yine Baş-üstü Göstergesi denilmiş.
- BMW'nin Türkiye sayfasındaki bir otomobilin tanıtımında da yine Baş üstü göstergesi kullanılmış.


Tüm bu bilgilerden sonra, Heads-Up Display (HUD) sözcüğünü Başüstü Göstergesi olarak çevirmeyi öneriyorum. Daha farklı çevirilere açığım, kendim de düşüneceğim; ancak HUD ya da Heads-Up Display olarak kalmasındansa Başüstü Göstergesini yeğlerim :)
Dil uslanmadan davranış arlanmaz.

MURATSPLAT

" Başüstü Göstergesi "
Kulağa hoş geliyor bence  :)
Donanım:
GA-MA790XT-UD4P Anakart
AMD Phenom(tm) II X4 945 Processor
2048*2 DDR3(1333MHZ) + 2048*2 DDR3(1600MHZ) = 8 GB  Asus Nvidia GeForce GT-430 1GB DDR3 128bit Samsung HD502HJ 500 GB + Samsung HD322HJ 320 GB + Western Box USB 640 GB =1.4 TB ATI Technologies Inc SBx00 Azalia (Intel HDA) SkyStar HD 2 Digital Uydu Kartı Logitech MK250

ibrahimcelik

"Başüstü göstergesi" bence de güzel çeviri olur :)