Çevirilerde Sık veya Ender Kullanılan Sözcükler ve Anlamları

Başlatan EsatYuce, 19 Şubat 2010 - 07:52:55

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

heartsmagic

"toggle" için birebir çeviriye gerek yok. Kendi anlamı üzerinden gidersen ikilemde kalabilirsin. Uygulamada "toggle stars" dediği şey yıldızların görünüp/görünmemesini sağlıyorsa gayet rahat bir şekilde "Yıldızları göster" şeklinde çevrilebilir. İşaretleyince gösteriyor, işaret kaldırılınca saklıyordur sanrıım?

"attach" ve "attachment" ise kişiye göre değişebilir. Örneğin bir epostaya yapılan ek için "eklenti" kelimesi kullanılabilir, Türkçede zaten karşılığı "bir şeye eklenmiş olan parça" anlamında geçiyor. Fakat bana kalırsa "attachment" için "ek" desek bile yeterli. Zira eposta için "eklenti" sanki kulak tırmalıyor gibi ya da bana öyle geliyor.

"İlgili verileri eklentideki dosyada görebilirsiniz"
"İlgili verileri ekteki dosyada görebilirsiniz"

"attach" ise zaten eylem ifade ettiği için yerine göre "ekle" yerine göre "ek yapmak" şeklinde tercüme edilebilir.
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

kulkke

#426
Daha çok sözcük anlamındaki gibi (iki konumlu düğme) işliyor aslında; yani tıklayınca gösteriyor, tekrar tıklayınca gizliyor - kutu doldurma gibi değil. O yüzden kararsız kaldım; diğer dillerdeki çevirilerinde de gizle/göster dışındaki çeviri yapılan sözcüklerin de türkçe'de tam karşılıkları yok.

"Ek" güzel gibi kulağa gelme açısından, "eklenti" daha çok plugin gibi geliyor kulağa, ki karıştırılabilinir eklentileri olan bir posta uygulamasında örneğin. "İliştirmek" olarak çevrilmesi önerilmiş eski paketlerde ama o da kullanılmamış hiçbir yerde. "Ekle" ise, aynı uygulama ve paketlerde kesin olarak "add" sözcüğü geçiyor; ikisinin karışmasını getirmez mi?

Ve tekrar bir ek soru olarak; message sözcüğünü, anlık ileti anlamına geldiği durumlar dışında, nasıl çeviriyoruz? "İleti" mi "mesaj" mı?

heartsmagic

"toggle" için bu durumda bence "Göster/gizle" gayet hoş duruyor.

"attach" içinse tekrar düşününce "iliştirmek" daha doğru görünüyor. Kaldı ki TDK üzerinden bakıldığında da "iliştirmek" daha makul, eklemek biraz daha farklı kapıya çıkıyor gibi. Ancak dil öyle bir şey ki, kullanıldığında bir kelime kendisini o yöne doğru evirebiliyor. Hani "eklemek" diye kullansak da bence yanlış olmaz, fakat "iliştirmek" gibi genelde günlük hayatta kullanmadığımız fakat bence çok hoş olan bir kelime gayet iyi duracaktır "attach" kelimesinin karşılığı olarak. Gerçi TDK Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu'nda "ek" için "attachment" denilmiş :)

Not: Ben mesaj kelimesinden uzaklaştım uzun süredir, ileti diyorum. Tabi bazı yerlerde sırıtabiliyor.
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

kulkke

#428
TDK'ya dil konusunda pek güvenim olduğunu söyleyemem ben kendi adıma; doğru çalıştığı söylenebilinecek bir kurum değil dil açısından genel anlamda. Sözcükler konusunda ve yazımlar konusunda referans alamıyorum ben orayı o yüzden. =)

Hmm; attach için ise, add sözcüğünden nasıl ayıracağız ekle dersek?

Gene sözcük sorusu ekleyeceğim ama; genel olarak kullanımı kesin yerler haricinde type için tür ve ya tip sözcükleri arasında belirlenmiş bir seçim var mı?

heartsmagic

Alıntı yapılan: kulkke - 01 Eylül 2011 - 02:04:03
TDK'ya dil konusunda pek güvenim olduğunu söyleyemem ben kendi adıma; doğru çalıştığı söylenebilinecek bir kurum değil dil açısından genel anlamda. Sözcükler konusunda ve yazımlar konusunda referans alamıyorum ben orayı o yüzden. =)

Genel anlamda doğru çalışıyorlar aslında, kaldı ki sağa sola bakmaktansa ilk olarak oraya bakılmalı referans noktası olarak. Özel bazı durumlarda doğru çalışıp çalışmadıkları da tartışılabilir. Konumuz bu olmasın ama bence.

Alıntı Yap
Hmm; attach için ise, add sözcüğünden nasıl ayıracağız ekle dersek?

Gene sözcük sorusu ekleyeceğim ama; genel olarak kullanımı kesin yerler haricinde type için tür ve ya tip sözcükleri arasında belirlenmiş bir seçim var mı?

Ayırt etmek çok sorun olmasa gerek, çeviri Türkçeye doğruysa kullanıldığı yere göre zaten anlaşılacaktır ne olduğu. Kaldı ki kimse add olup olmadığını düşünmez. Örneğimizde olduğu gibi eposta uygulamalarında eklemek dediğimizde akla dosya eklemek gelecektir rahatlıkla. Durum "iliştirmek" kelimesi işin içine girdiğinde karışacaktır aslında. Mesela birisi yemeğe tuz eklemek için kullanılan "add" kelimesini "iliştir" diye çevirirse o zaman etraf şenliğe döner.

"type" kelmesi için ikisi de kullanılabiliyor gördüğüm kadarıyla, fakat daha genel olarak "tip" karşılığı geçmekte. Belirlenmiş bir şey var mıdır ben de bilmiyorum. Eğer olacaksa Türkçe olsun deniyorsa "tür" daha makul bu durumda. "tip" ve bir başka karşılık olabilecek "çeşit" kelimeleri Türkçe değil gibi. Fakat Türkçede kendilerine yer etmiş, kemikleşmiş kelimeler bunlar.
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

maydin95

Alıntı Yap"tip" ve bir başka karşılık olabilecek "çeşit" kelimeleri Türkçe değil gibi.

Bana kalırsa Türkçe'de günlük hayatta kullanırken dilimizi zorlamayan her kelime Türkçe'dir. Ancak Türkçe olsun diye 'tip' yerine 'tür' her yerde söylenmez tabii ki. Ayrıca:

Eskiden yorumlarıma da bakınca görebileceğiniz ben de her şeye Türkçe olsun derdim. Ancak artık lisan konusunda her kelimenin bağlama göre kullanılması gerektiğini ve saçma sapan uydurma 'Türkçe'(!) kelimelerden kaçılması gerektiğini düşünüyorum. Mesela İngilizce'de kullanılan yere göre "choose" veya "select" veya "elect" veya başka bir şey kullanılıyor. Biz bunu hep Türkçe'ye "seç" olarak çeviriyoruz ancak onlara göre kullanım yerine göre bir farklılık var. İşte Türkçe'de de böyle yere göre değişen kelime yapısının kullanılması gerektiği yönünde düşünüyorum. Şimdi Türkçe olsun diye flip ile translate kelimelerinin ikisine de 'çevir' demek hata geliyor bana. Tercüme varken Türkçe olsun diye neden 'çevir' kullanıyoruz ki?

Tamam Arapça'dan ya da Farsça'dan Türkçe'ye geçmiş olabilir ancak Cumhuriyet'in ilk yıllarında ilkokul kitaplarında okutulan Türkçe'ye bakıyoruz ve çok zengin bir Türkçe var ortada. Kelime sayısı şimdiki kitaplara göre oldukça da fazla. Gelişmiş ülkelerinin ders kitaplarına baktığımızda bizim 10 katımız kelime var. Ancak bizim kitaplarda nedense çok az kelime var. Bunun 1. sebebi de her şey Türkçe olsun diye kelimelerin temizlenmesidir. Bence böyle bir lisan Osmanlı Türkçesi varken çok gereksiz çok.
Ayrıca Türkçe karşılığı yok diye 'defibrilator' gibi kelimeleri de Arapça asıllı kelimelerden türetsinler bari. Ya şimdi İngilizce kelimenin köküne inince onun Türkçesi var. Mesela detective Türkçe'ye dedektif (TDK deTektif diyor) olarak tercüme ediliyor. Ancak detect kelimesine gelince ise 'tespit' etmek. Madem böyle o zaman bu tespit kelimesinden türetin bu detective Türkçesini. Arapça'da 'cı' veya yapan eden anlamında olan (haber > muhabir) 'mü' ekini kullanarak mütespet (yanlış olabilir emin değilim) gibi bir kelime türetmek mantıklı değil mi? (Bu belki dedektör için de olabilir)

Edebiyatım iyi olmadı için yazılarımda birlik olmuyor ancak düşüncelerimi iletmek istedim.
----------------------------------------------------
Asıl konuya dönersek...

Toggle kelimesini nerede geçtiğine bağlı olarak 'göster' veya 'aç/kapa' olarak tercüme ederim. Hangisi uygunsa onu kullanmak en mantıklı.
Attachment ise 'ek' ve attach da eklemek olarak tercüme edilebilir. Hotmail'e girince Microsoft böyle yazmış ve Opera'da da böyle geçiyor.
Type kelimesine gelirsek 'tür' diye yazmaya çalışırım ancak 'adamın tipi' gibi bir şey çıkarsa 'tip' yazılabilir. Bazen de yazmak, tuşlamak gibi geçiyor.
Din; ilimle birleşirse nefaset, cehaletle birleşirse rezalet, siyasetle birleşirse de felaket olur.

kulkke

#431
TDK, tekrar başka bir biçimde kurulduğundan beri yararlı birşeyler geliştirebilmiş bir kurum olmadığı geçilirse de, bunun harirince; keyiflerine göre yazım kurallarını değiştiren, türkçe'nin birleşik sözcük kurallarını - değiştirmemesine rağmen bu kuralları - yoksayıp birleşik sözcükleri, anlamca kaynaşmış olmasına karşın ayıran (ki diğer dillerde birleşik sözcük yaratmak için uğraşılıyor tam tersine), aşınmış harfleri kafasına göre sözcüklere geri getirdiğini ilan eden ve bunun yanında eser miktarda yıl yıl yabancı dilden çok önceden gelmiş fransızca sözcükleri, ingilizce fonetiğine göre evirip çevirmeye çalışmak gibi işlerle uğraşan bir yapı. Kurulduğundan beri yaptığı işlerin hiçbirini gerçekleştirmemekte olmasının yanında bunlar da varken, referans almaya en azından, hmm; çekiniyorum diyeyim. Ancak, elbette konu TDK olmasın bence de =) çok uzar gider.

@maydin95 arapça kökten sözcük türetmek o kadar doğru olmayabilir aslında. Yani, kendiliğinden türemişler için değil ama, kök halindekki yahut arapça dil kuralları ile türetilmiş bir arapça (ki tdk bunları kök kabul ettiği gibi, kimse Arapça'nın dil kurallarını bilmediği için herkes de kök gibi davranıyor) sözcüğü alıp, üzerine türkçe bir yapım eki yahut Farsça'daki mü' türetimlerini getirmek ne kadar sağlıklı, çok tartışmalı. Bir de, Arapça ve Farsça'dan giren sözcükler zaten türkçeleşirken tamamen önceki dilden tamamen farklılaşmış durumdalar veya dile tüm kökü unutularak girmiş ( - yahut Osmanlıca döneminde fonetik olarak ilginçce türevlendirilmiş), ama bunun haricinde doğrudan arapça (veya farsça) sözcük dağarcığına girip, oradan doğrudan sözcük ithal edip onlardan türetim yapmak sağlıksız. Tüm diller için bu böyle.

Seçmek ve diğer dillerdeki karşılıkları konusunda ise; çoğu sözcüğün başka bir dilde karşılığı olması yahut bir sözcüğün yerine göre birden fazla karşılığı olması ya da birden fazla sözcüğün bir sözcük ile karşılanması, o dilin yapısına özgüdür. Elbette buna göre türetilme yapılabilinir ancak kullanımı olduğu sürece. Örneğin, başka dillerde 20 tane gitmek sözcüğü var; hepsi başka bir türde ve başka bir şey ile gitmek, ancak Türkçe'de kullanılmıyor. Bunlar tek tek dillere özgü. Kullanım alanı doğar ise, elbette türetilme yapılmalı veya zaten, gereksinim gereken durumda gereksinenler türetim gerçekleştiredebilirler kendiliğinden - zaten TDK'nın yapmadığı halde sözcük türetimleri bu yolla olmakta.

Gene çevirmek bence güzel bir sözcük; bir sözcüğün ikinci, üçüncü anlamları olması doğal * bir şey ve zaten dilin yürüdüğü ve geliştiği yollardan biri bu.

Neyse çok uzun bu konular ama ve tartışmaya açık. O kadar yeri de değil başlık elbette.

Hmm, tip ve tür için kalıplaşmış önceden kullanım yok ise tür ve ya tip arasında geçiş yapayım paketteki çeviri bütünlüğüne göre.

Tekrar sözcük sorusu olarak; qualification için kalite veya nitelik arasında bir seçim yok değil mi?

Bir de, mime types nasıl çevriliyor? Current ve de; geçerli diye mi çevrilmekte?

URL ve de, doğrudan URL mi?

maydin95

Alıntı Yaparapça (veya farsça) sözcük dağarcığına girip, oradan doğrudan sözcük ithal edip onlardan türetim yapmak sağlıksız.

Aslında yazmak istemiyordum ancak küçük bir şey söyleyeyim dedim. Arapça veya Farsça sözlük dağarcığına girip oradan türetmek değil zaten. Şimdi 'teftiş etmek' herkes kullanır, Türkçe bir sözcük denebilir ve bir de 'müfettiş' var teftiş eden manasında. Ben de dedektör veya dedektif gibi (ya fonetiğe göre niye detektör diyor bence de saçma Türkçede d den sonra t okuyamıyor dil zorlanıyor değil mi) sözcüklere tespitten mütespet veya başka bir şey yapması daha doğru bence doğrudan dedektör kullanmak yerine. Yoksa Osmanlı Türkçesinde bile kullanılmayan bir Arapça sözcüğü alıp türetsin demiyorum.

Ayrıca bağlama göre değişiklik gösteren bir Arapça kökenli sözcüğü Türkçe olsun diye başka bir şey de kullanması da doğru değil bence. O zaman da ders kitaplarındaki kelime sayısı da azalıyor, yani bu da Türk dilinin yozlaştığını gösteriyor. Ya madem bağlama göre değişen bir şey var onu niye değiştiriyorsun ki öyle kalsın o dilin zenginliğinin göstergesidir.
---------------------------------------
mime types'daki mime eğer Multi-purpose Internet Mail Extensions değilse ki değile benziyor mim türü olacak herhalde. Çünkü bir yerde mim türü diye geçiyor. Ama kullanıldığı yer tabii ki değiştirir.

Current için ise "şu anki" gibi kullanıyorum genelde. Mesela oyun duraklatıldığında Current Oyundan Çık gibi bir şey çıkıyor. Burada geçerli biraz garip geliyor bana ondan Şimdiki Oyundan Çık diyorum. Sanki diğer oyunlar geçersiz gibi geliyor.
Din; ilimle birleşirse nefaset, cehaletle birleşirse rezalet, siyasetle birleşirse de felaket olur.

kulkke

#433
@maydin95 dediğinize aslında karşı değilim pek de. Yani, tüm arapça-farsça sözcüklerin toptan silinmesi taraftarı değilim, tabii türkçe sözcükler türetildiğinde diğer sözcüklerin unutulup unutulmaması ayrı bir süreç. Ancak, Osmanlıca dağarcığında olan tüm sözcükler için taraftar değilim açıkcası. Mufattiş örneği için, sözcük zaten Arapça ve Arapça'dan fonetik olarak değişiklik geçirttirilerek dile girmiş bir sözcük. Arapça türetme yöntemleri farklı, yani bükümlü dil olduğu için köklerden alınıyor; mu önek bir anlamda. Eğer dediğiniz, Osmanlıca'da bulunan Arapça kökenli sözcüklerden Arapça dil kurallarına uygun türetim yapmak ise, pek uygun değil bence ithal etmek dediğim bu. Eğer, Arapça-Farsça kökenli sözcüklerden Türkçe'ye özgü biçimde türetim yapmaktan bahsediyorsanız, bu da Türkçesi varken o kadar iyi bir yöntem değil bence; sözcük garipleşiyor bana kalırsa. Sizin dediğiniz gibi türetimler için kullanılan aslında Farsça, -man var. Yani, örneğin, denetmen; denetleyen man-kişi anlamında.

Arapça'daki sözcükler ve de, aslında bağlama göre değişkenlik gösteren değişik sözcük grupları aslında yahut aynı kökten türetilenler. O da ayrı * bir şey gerçi de.

Bağlama göre değişiklik göstermek ise; aslında bağlama göreden öte, birincil anlam, ikincil anlam, soyut anlam, somut anlam. Çevirmek örneği için, ikincil anlam olarak gayet uygun. Sözcük karşılıyor da. Bu sadece Türkçe'de değil, tüm dillerde olan * bir şey. Bunun yanlış bir yanı yok ki.

Arapça için * bir şey daha söyleyeyim, söylemek istediğinizi anladım ancak Arapça'da dediğim gibi türetimler Türkçe gibi değil. Yani sonek gibi işlemiyor. Arapça'da sözcük türetmek için, Arapça kurallarına göre türetmek gerekir ki Türkçe'de kullanılan Arapça sözcükler deforme olmuşlardır dile geçmek için. Bu yüzden, Arapça sözcük dağarcığına gidip, sözcük deforme oldu ise özgün olanına ulaşıp, oradan türetim gerçekleştirip (-ki türetilmiştir büyük olasılıkla yahut başka bir sözcük kullanılıyordur) oradan da tekrar Türkçe'ye almak gerekir.

Örnek verdiğiniz sözcükten yola çıkayım; tesbit örneğin, sabitleme demek. Hangisi birincil hangisi ikincil oldu bilinmez ama bir anlamı sabitleme bir anlamı ise kesinleştirme. Çeviri sözcüğü gibi aslen. Tesbit, zaten türemiş bir sözcük. Sebat'tan geliyor. Sebat aynı yerde durma ve vazgeçmemek (aynı "yerde" durmak olarak) anlamında gene. Sabit, aynı kökenden gene sebat ile. Şimdi, iki sorun var; birincisi, Arapça'ya göre türetirsek örneğin, kalıcılık kazanma anlamında olarak sübut sözcüğüne ulaşırız. Eğer arapça sabit'i alıp, Türkçe'ye göre sözcüğe yardımcı eylem katarsak sabit olmak yahut sözcüğü eylemleştirirsek türetip sabitlemekten alıp edilgenleştirip sabitlemek olur. Sizin dediğiniz, Arapça'ya göre türetmek yani subūt oluyor. Verdiğim örnek farklı tabii, örneğin subūt, zamanında sübut olarak Türkçe'ye girdi vakti zamanında. Ancak bu örneği tüm diğer sözcükler için genişletebiliriz. Diğer türlü de, yani örneğin sabit gibi artık tamamen Türkçeleşmiş bir sözcük yerine, tam olarak anlamını kaybederek ya da aşınarak Türkçe'ye girmemiş sözcükleri alıp onlardan türetmek de biraz sorunlu yer yer. Demek istediğim bu.

Bir de, Türkçeleştirme sürecinde Osmanlıca Arap harfleri ile yazıldığı için sözcüklerin farklı alınışları var yahut gene sözcüklerin fonetiklerinin tamamen alakasızlaşması. Örneğin CVZ => ceviz olurken, MVZ => muz oldu.

Toparlarsam, Arapça bir sözcükten türetim yapmak, eğer var olan bir tamamen Türkçeleşmiş bir sözcük için Türkçe türetim kurallarına göre yapılmayacaksa, üstte dediğim gibi bir zorlukta. Dediğinizi anlamaktayım, ancak bu yazdığım şeylerden dolayı zorluk içerisinde.

Bunun yanında son olarak; işin Türkçe kurallarına göre türetimi ise, anlamını kaybetmişler haricinde, fonetiği değişmiş bile olsa, dil açısından değil ama dilin öğrenimi ve kullanımı açısından ve işlevi, bence biraz sorunlu, daha Arapça'dan Arapça'ya göre türetimi bile es geçince. Sbt, sabit, sebat nedir nereden gelir bilmeden müspet sözcüğünün kullanımı hep sorunlu olarak gelmiştir. Tabii bu eğitimle de ilgili * bir şey dilin gelişiminden çok ama.

Bir de, Arapça kökenli olarak eşdeğer göreceğiniz yahut kullanmayı önerdiğiniz sözcüklerin de çoğu, o dildeki ikili anlamlardan yahut anlam kaymalarından türemiş durumdalar. Yani, Türkçe dağarcığında kabul edilen çoğu Arapça sözcük özel olarak bu durumda. Tercüme'nin etimolojik kökenleri örneğin, çevirmek sözcüğünden daha dolanbaçlı.

İşin katıldığım kısmı ise, Arapça, Farsça, Ermenice sözcükler, kullanımı bitmediği sürece toplumda ders kitaplarında kalmalı, Türkçeler için de geçerli elbet. Zaten tüm sözcükler eğer kullanımları var ise. Ki bildiğim kadarı ile de kalıyorlar. Sözcük sayısının azalması diye bir şey daha çok TDK birleşik sözcükleri ayırıp dağarcıktan yokettiği için oluyor.

Başlık haricinde çok uzun başka konulara girdim ama. =) Tartışmak gibi bir amacım yok ancak, yazmak istedim.

Current window gibi kullanımda örneğin ama, nasıl kullanılır?

Bir de ikimlemde kaldığım bir konu; image, resim diye mi çevrilmeli yoksa görsel diye mi çevrilmeli?

heartsmagic

@maydin95, ben "tip" ve "çeşit" Türkçe değil gibi derken illa kullanılmasın demedim, istemeyen için Türkçe olan "tür" kelimesi mevcut dedim. Bahsi geçen keliemeler Türkçeye yerleşmiş durumda, fakat köken olarak Türkçe değiller. Zaten salt Türkçe için bu kadar takıntım olsa forumda bunu gösteririm. Yeri geldiğinde Arapça, Farsça, İngilizce, Fransızca kökenli ancak Türkçede yer edinmiş kelimeleri de kullanıyorum. Fakat, arada bazılarını terk etme eğilimi içindeyim, bir iki ileti önce verdiğim "mesaj" kelimesi de buna bir örnek. Bazılarını ise istemeye istemeye terk ediyorum, örneğin "mezkur" sözcüğü. Bunu cümle içinde kullansam muhtemelen okuyanların %80'i anlamayacaktır. Eski zenginliği kayboluyor dilimizin, bu bir gerçek belki de istemeye istemeye terk ettiklerim nedeniyle bir suçlusu da benimdir.

@kulkke, TDK meselesi uzar gider haliyle. Söylediklerinde haklılık payın var, eğer olmasaydı zaten bu kadar eleştiren olmazdı kendisini bu kurumun. Fakat ne olursa olsun, temel noktalarda ilk baktığım yerdir kendisi. Herkesin tutumunu da saygıyla karşılarım.

Sözcük önerilerine geri dönelim.

"qualification" için "nitelik" veya "yeterlilik" kullanılabilir. Gerçi "kalite" anlamını da taşıyor fakat onun için başka bir belirli kelime olduğu için "qualification" geçen cümlelerde muhtemelen nitelik veya yeterlilikten bahsediliyordur. Eğer cümlede kaliteden bahsediyorsa bilemiyorum. 

"mime types" için ben @maydin95 gibi değil de "mime türü" olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü "mime" zaten İngilizce bir kısaltma, bunu biz "mim" olarak çeviremeyiz bence. Ya Türkçe karşılığını bulup onu kısaltacağız ya da "mime" olarak devam ettireceğiz. Şu durumda "mime" ne yazık ki daha doğru oluyor, zira mesele İngilizce'den çıkmış, dünya standardı haline gelmiş durumda. Teknolojiye yön veren dile de yön veriyor haliyle. Bu bağlamda URL de aynı kapsama dahil edilebilir.

"current" kullanılan yere göre değişecektir. @maydin95'in verdiği örnekteki gibi oyunsa bu, haliyle "şu anki" hatta "mevcut" gibi çeviiler bile yapılabilir. Ancak kullanılan yer bir uygulamanın, sistemin ayarları hakkındaysa "geçerli" diye çevirmek daha makul, biraz daha iyi oturuyor sanki: "geçerli ayarları koru/geçerli ayarları sil"
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

heartsmagic

Yazarken bir cevap daha gelmiş, gözden kaçabilir diye iletimi düzenlemeden yenisini geçiyorum.

"current window" derken "geçerli pencere" deniliyordur muhtemelen. Biraz garip gibi görünüyor fakat sırıtmıyor. Eğer birebir çeviriye takılmayalım diyorsak "aktif pencere" veya "etkin pencere" de denilebilir. Tabi bunları tahmini olarak söylüyorum, hangi uygulamada ne amaçla kullanıldığı de önem taşıyor burada.

"image" de çok tartışılabilecek bir sözcük. Yerine göre resim olabilir, görüntü olabilir, hatta görsel bile olabilir.
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

maydin95

"mezkur" gibi kelimeleri çok bilinmese de daha fazla kullanmak lazım bence. Tamam yeni nesil anlayamıyor ancak internet gibi bir şey varken kelime hazinesini geliştirmesi çok da zor değil bence. Yoksa çoğu şeyden mahrum kalacağız. Şuradaki gibi kendini bilmezlerin yaptığı şeylerden dolayı kullandığımız dile Türkçe diyemiyoruz. İhtiyaç varken Türkçe olsun diye gereksinim diyorlar ve kelimenin sonuna ulaşıncaya kadar içimde kötü bir his uyanıyor.

Biz böyle dediğimiz için Türkçe'deki kelime sayısı çok çok azalıyor. Bizim kitaplarımız 7-8 bin kelime ile yazılırken batı kitapları 80 bin kelime ile yazılıyor. TÖMER'in araştırmasında da böyle geçiyor ve buradaki bağlantıda da şöyle yazıyor:
Alıntı Yap"Batı dünyası ile aramızdaki fark dilden kaynaklanıyor. İnsan kelimelerle düşünür, konuşur ve yazar. Her insan zekâsını bildiği kelime sayısına göre kullanır. Batılı eğitimciler çocuklarını ilimde, fikirde, sanatta, teknikte lider seviyesinde yetiştirebilmek için 8 yıllık ders kitaplarını 71 bin kelimeyle yazıyor. Bu rakam Türkiye'de 6-7 bin civarında. Yani ilköğretimden geçen çocuklarımız sadece 7 bin kelimeyle okuyor. Bu sayının da yüzde 10'uyla düşünüp, konuşuyor."

Ayrıca http://www.sizinti.com.tr/konular/ayrinti/hayal-his-ve-fikir-dunyasinin-zenginligi-kelime-hazinesi.html adresinde de kelimeler ile ilgili güzel bir tespit yapılmış: Bir Fransız 300 yıl önceki kitapları rahatça okuyabiliyorken biz daha 30 yıl önceki kitapları okuyamıyoruz. İçindeki şöyle bir temsil de tam benim anlatmak istediğimi gösteriyor:
Alıntı YapDilimizde asırlardır kullanılan; deyim, atasözü, şarkı ve türkülere giren; aralarında az çok mânâ farkı bulunan birçok kelime atılarak bu kelimelerin ihtiva ettiği mânâlar tek kelimeyle karşılanmaya çalışılmış, böylece kelimeler arasındaki nüanslar ortadan kaldırılmıştır. Bu durum, mânâ kargaşasına ve yeni neslin anlaşmada zorluklar yaşamasına sebep olmuştur. Meselâ 'onur' kelimesi, 'şeref, haysiyet, gurur kibir, izzeti nefis' kelimelerinin; 'kuşkusuz' kelimesi, 'elbette, muhakkak, mutlaka' kelimelerinin; 'denetlemek' kelimesi, 'teftiş etmek, nezaret etmek, kontrol etmek' kelimelerinin; 'pardon' kelimesi, 'affedersiniz, kusura bakmayın, özür dilerim, müsaade eder misiniz' kelime gruplarının; 'vermek' kelimesi, 'takdim etmek, arz etmek, ihsan etmek, ihsanda bulunmak, lütfetmek, bahşetmek, bağışlamak' kelimelerinin; 'savunmak' kelimesi, 'müdafaa etmek, iddia etmek, ileri sürmek' kelimelerinin; 'izlemek' kelimesi, 'takip etmek, peşinden gitmek, peşine düşmek, seyretmek, temaşa etmek' kelimelerinin; 'düşünce' kelimesi, 'tefekkür, teemmül, tefelsüf, murakabe, kanaat, mülâhaza' kelimelerinin; 'saldırı' kelimesi, 'taarruz, tecavüz, tasallut, savlet' kelimelerinin vazifesini tek başına yüklenmek mecburiyetinde kalmıştır.

Ayrıca ekleme yaparsak "öneri" kelimesi de tavsiye ve teklif kelimelerinin yerlerini üstleniyor. Mesela bu forumdaki "Öneriler" bölümü doğru yazılmış çünkü hem tavsiyeleri hem teklifleri kabul ediyor ancak bir şey yazdıktan sonra "Benim önerim bu" denmesi saçma değil mi? Eğer teklif yaptıysan teklif, tavsiye yaptıysan tavsiye demen lazım.

Alıntı YapBir de, Türkçeleştirme sürecinde Osmanlıca Arap harfleri ile yazıldığı için sözcüklerin farklı alınışları var yahut gene sözcüklerin fonetiklerinin tamamen alakasızlaşması. Örneğin CVZ => ceviz olurken, MVZ => muz oldu.

Evet böyle bir durum var. O da doğrudan harflerin Türkçe'ye geçmesi. Mesela ض (dat), ذ (zel) ve ز (ze) harflerinden ze hariç diğerleri Türkçe'de olmamasına rağmen onlar da kelimenin okunuşuna göre Türkçe'de z olarak okunuyorlar. Mesela Web kelimesindeki W biraz farklı okunsa da biz V gibi okuyoruz. Okunuştaki bu değişiklik yazılışa yansımayınca biraz değişiklik oluyor.

Muz ve Cevize gelirsek Muz galiba موذ olarak yazılıyor. Oradaki vav harfi aslen Arapça'da u, ü gibi harflerin uzatma ekidir ancak Türkçe'de u, ü, o, ö sesi vermek için kullanılıyor. Cevize gelirsek de emin değilim ama جوز veya جوىز şeklide yazılıyor. Bunlarda belli kurallar olduğu için pek sorun olmuyor. Yani bunları hala ile hâlâ daki ayırım gibi görebiliriz. Ayrıca şu konuyu da atlamamakta yarar var biz ne kadar latin harfine göre değerlendiriyorsak da bir akrabamın arkadaşı  üniversite notlarını Arap harfleriyle tutuyormuş. Sebebi de daha hızlı yazılması ve okunması. Bu konuda araştırmalar varmış latin harflerinin yarardan çok zarar getirdiği konusunda ancak girmeye gerek yok.

Neyse asıl mevzuya dönersek benim demek istediğim asıl şey teftiş kelimesi tftş den oluşuyor ve tespit de tspt den oluşuyorsa mfettş deki gibi msppt veya gerçek kural ne ise öyle türeme yapılmasıdır tabii tespitçi gibi bir şey uymuyorsa. Uyuyorsa Türkçe ekler daha doğru tabii ki ancak dedektörün kullanılmasından iyidir müseppit veya mütespet kullanılması.

--------------------------------------------------

Gimp'te mesela Current Layer vardır bunun @heartmagic'inde dediği gibi Etkin olarak tercüme edilmesi en doğrudur.

image için beneklerle çalışan programlarda görüntü en iyi görünüyor tercüme için, bir de genelde işletim sistemlerinde geçen image'in 'kalıp' olarak tercüme edilmesi en doğru.

Qualification için kullanım yerine göre değişen bir çok kelime var sanki: vasıf, nitelik, yeterlik (böyle şeylerin yeterLİlik mi yeterlik mi olduğunu hala çözemedim ama). Ama proficiency yeterlilik olarak daha fazla kullanıldığı için vasıf olabilir diye düşünüyorum

mime types'ı arkadaş küçük yazınca kafam karıştı. Böyle bir şeyle hiç karşılaşmadığımdan sesli sözlüğe yazdım ve orada da @heartmagic'in dediği gibi "mime türü" diye çıktı. Sonra sadece mime yazdım ve o kısaltma çıktı. Galiba MİME oluyor doğrusu kısaltma olduğu için. Ayrıca kısaltmalardaki I - İ karışıklığı da ayrı bir mevzu İnternet ve Internetteki gibi...
Din; ilimle birleşirse nefaset, cehaletle birleşirse rezalet, siyasetle birleşirse de felaket olur.

kulkke

#437
@maydin95 müfettiş sözcüğü dediğiniz gibi oluşturulmuş değil ancak. مفتّش sözcüğün arapça yazılışı ve mufattiş olarak okunur; fattaşa'ya gider yazılımı köken olarak. Taftīş sözcüğü ile aynı kökendendir ancak arada fattaşa ayağı vardır. Sözcüğün kökü tftş değil ftş'dir Aramca'daki ptş'den Arapça'ya girmiş olan. Dediğim gibi, başına önek ekleyerek Arapça sözcük türetemezsiniz. Arapça türetimler farklıdır. Arapça türetim yapmak için, önce sözcüğün Arapça kökenine inip, sorna orada türetim yapıp (ki zaten kullanımı varsa çoktan türetilmiştir büyük olasılıkla yahut yerine başka bir sözcük kullanılıyordur, belki bir olasılık türetilmedi diyelim ama) ardından onu türkçe fonetiğine göre aktarmanız gerekir. Bunun yapmanın ise anlamı olur mu?

Ceviz sözcüğü ise, dediğiniz gibi değil; arapça okunuşu özgün halinde cawz'dir (جوز). Ceviz'e evrilmesi, tamamen fonetik olarak, Türkçe konuşan birinin kolayca dili döndüğü halidir. Muz ise Arapça mūz, Farsça olarak ise moz'dur. Muz olarak okunması gene tamamen fonetik zorunluluktandır. Elbette Arap alfabesi ile yazımında farklılık olmaz ama elinizdeki sözcük artık fonetik olarak kullandığınız biçimi ile, Arapça'nın modifiye edilmiş durumu. Ki bunu tamamen fonetik olarak tekrar köke gidip sonra tekrar kökten gelmeler için belli bir kural olmadığı ve bunu Türkçe'ye geçirirken yapmanız gerektiğini ve Türkçe dağarcığına girmiş olan Arapça sözcüklerin aslında değişmiş olduğu ve kökenine giderken Türkçe'deki durumu ile o kadar da alakası olmayacağını söylemek için yazmıştım.

Bunu kenara koyarsam; önceki eserleri okuyamamanın bir sorun oluşturduğu belirli olmakla birlikte, Osmanlı devrinde İstanbul'un bir bölümünde ve yönetim çevresinin dar kısmında konuşulan dile dönmek yahut onu "doğru" saymak, doğru bir tutum değil.

Şimdi sızıntıdaki yazıya gelirsem; ilk olarak, örnek verilen sözcükler büyük oranda doğru değil. Örneğin "elbette" sözcüğü için doğru hiçbir çeviri vermemiş. Ama ben örnek vereyim; "elbette" sözcüğünü tam anlamı olan "kesin olarak" sözcüğü karşılar. Keza al-battan sözcüğünden söz etmekteyiz ve batta kesin demek burada kullanıldığı anlamı ile. Yakın anlamlı ve yerine göre belki kullanılabilinecek sözcüklerin tam karşılamadığını söylemek sanırım çok da bir buluş sayılmaz. Ancak, eğer "elbette"yi "kesin olarak" karşılamıyor diyor iseniz veya diyen var ise, açıkcası ya sözcüğün anlamını bilmiyor ya da bilmiyorum.

Örneğin, gene yazıda verilen "takip etmek" topuğun-topuk izinin peşinden gitmek demek. Sızıntı yanında yakın anlamlı sözcükler ve "izlemek" sözcüğünü verip karşılamaz demiş. Nasıl izlemek karşılamaz?

Sızıntı yazısında verilen örneklerin tek tek zaten yanlış çeviriler olduğunu, bir iki sözcüğe de doğru çevirisini de verip onları da "karşılamıyor" diye değerlendirdiklerini yazıp açıklayabilirim. Örneklerin tek tek yanlışlığına, bazılarının ise "izlemek" gibi hem doğru ve tamı tamına bir çeviri olmasına karşın her ne hikmetse "tam anlamı karşılamayan sözcük" olarak yer verilmesine değinebilirim yani ama tek tek yazmanın gereği yok sanırım.

O sızıntı yazısında verilen hiçbir sözcük, yanlarındaki sözcükleri tek başına karşılamazlar. Karşıladıklarını öne süren de yoktur.

Bunu bir kenara bırakıyorum, bir sözcüğün birden çok anlamı olması kötü bir şey değildir. Arapça'da da, çoğu sözcüğün birden çok anlamı vardır. Sızıntı yazısı deyişi ile "tek başına tüm anlamları yüklenir". Bu tüm dillerde vardır. Bir başka dilin birçok sözcüğünü tek sözcük karşıladığı gibi, her sözcüğün de birden fazla anlamı ve her anlamın da kullanım yerine göre anlamca türevlenmesi vardır dillerdeki sözcüklerin.

Sizin örneğinize geçeyim. Önce "teklif" için yazayım. "Teklif"in Arapça'daki anlamları, Türkçe'de kullanılanlar ile ayrıktır oldukça. Teklif Arapça ilk anlamı ile zahmet demektir. Diğer anlamı ile ise Arapça'da seremoni sözcüğünü ve başkasına gösterilen saygıyı, alınan yükü karşılar. (Birden fazla anlamı olan ve bu anlamlarda da  birden fazla yabancı içerik sözcüğünü karşılayan bu sözcük nedeni ile de Arapça pek de kısır, yetersiz olmamıştır ve de, bu sav üzerinden gidiliyor ise belirteyim dedim). Teklif'in diğer anlamı yani Türkçe'de kullanılan anlamı (ki Türkçe içinde doğmuş bir anlam gibi daha çok) birinin kabulüne bağlı bir öne sürümdür. Öneri, kötü bir çeviri değildir. Hakeza, zaten teklif sözcüğü Türkçe'de farklılaştırılmış bir sözcüktür, buradan yola çıkacaksak çok ayrı.

Tavsiye sözcüğüne gelince, vesayet olarak Türkçe'de kullanılan waṣāya'dan, o da wasa'dan, o da eski sami dil kökenlerinden gelir yani Aramca'dan yahut İbranice'den giriş yapmıştır. Bu sözcüğümüz de, birden fazla sözcüğün yerine kullanılır ancak tek anlamı vardır. Sızıntı dergisinin kötü diye tanımladığı yani. Vasiyet etmek ve sipariş sözcükleri ile karşılanan anlamlarını Türkçe'de kullanmıyoruz. Kullanılan anlamı, öğütlemektir. Öğütlemek farklı bir hiyerarşi belirtir hale geldiğinden ise, diğer bir çevirisi olarak yol göstermek sözcüğü gene çevirisidir. Yani, öneri, tavsiye sözcüğünün eşanlamlısı yahut karşılayıcısı değildir. Belki sadece yakın anlamlısı denilebilinir.  Karşılayan sözcükler farklıdır. Kimsenin de tavsiye sözcüğüne öneri sözcüğünü önerdiğini hiç düşünmemekteyim.

Şimdi, tekrar Sızıntı yazısına geri dönüyorum ve tekrar tekrarlıyorum; üstte dediğim gibi, yazıdaki örnekler zaten yanlış. Birebir örnek vermek gerekirse, pink sözcüğünü kırmızı, beyaz, lila sözcüklerini karşılıyor yazmakla eşdeğer orada yazılan örnek ve Türkçeleştirme örnekleriyle. Doğru olan bir iki çeviri var, onları da "anlamını karşılayabilir sözcük"ten saymamışlar. İzlemek sözcüğünü, tam tamına mota mot çeviri ile de tam karşılığı olan bir sözcükten (Arapçası ta'ḳīb olan, takip sözcüğü bahsettiğim. tekrar hatırlatırım; akab sözcüğünden türemiş olan ve akab'ı yani, topuğu, topuk izini [ki topuk=topuk izi=peş=ard diyedir Arapça'da ancak bu türetmede kullanılan, peşinden gitmek, izlemek anlamına 2. anlamı ile gelen akab'ın türemişidir ve takip bu 2. anlamdan türemiştir] takip etmek anlamında türemiş bir sözcük bu) ayıran bir yazı. Bunun ise nedeni ya ideolojik ya da iyimser tahminler ile bilgisizlik ve ya duyduğu her Arapça sözcükte bir farklılık, bir "terbiyelilik", bir "bilgi", bir "bilgelik", bir "geçmişin büyük kültür akışı" ve saire aramak. Ben yazdıklarımın üçünden de kaynaklandığını düşünüyorum. Bahsedilen "nüans farkının kaybolması yok" ama bunlar var ve hangisi daha ağır basmakta, tartışacaksak orasını tartışabiliriz.

İşin diğer tarafına geçiyorum;

Latin harflerinin zararı konusunda ise; Kiril alfabesinin, Arap alfabesinin, Devanagari alfabesinin ve ya herhangi bir alfabenin zararı ne olabilir bilemedim. Harfin zararı nedir ki? Bir dile daha çok uygun gibi bir şeyler tartışılabilinir ama zarar diye bir şey mi olur?

Hızlı yazılması konusunda ise, Osmanlıca, Osmanlı zamanında da kullanılan eski alfabe ile not almak daha kolaydır; ve belirtmek isterim ara not olarak - çok bilinen bir yanlıi olsa da - eski alfabe, Arap alfabesi değildir. Osmanlıca'da hızlı yazmak esastır ve örneğin bu yüzden birkaç istisna hareke dışında genellikle Arap alfabesindeki kısa ses harekeleri kullanılmaz. Ancak, iş okumaya yahut okunacak metin yazmaya gelince işbu harekeleri kullanman gerekir. Ki bu dediğim Arapça sözcükler için geçerli. İş Türkçe sözcükleri yazmaya gelince, tüm sesleri göstermen gerekir. Ne kadar kısa, ne kadar uzun, aslında biraz buna da bakar. Görece kısa mıdır, yani sesleri göstermezsen, daha az Türkçe sözcük seçersen, "güzel yazı"dan uzaklaşırsan evet daha da kısalır. Latin harfleri ile de kötü yazarsan kısalır ancak; tabi bazı sesleri atmakta olduğu kadar kısalmaz.

Ama daha hızlı yazmak ise, stenografi var. Kiril alfabesi, Osmanlı'da da kullanılan arabi-farisi alfabe, Arap alfabesi, Latin alfabesi; hepsini hız anlamında listenin gerilerine atar tüm türevleri.

Neyse;

Bu bir yana, sızıntı dergisi bilimsel bir dergi değildir ve referans da değildir. Kimseye, hiç ama hiç olmamalıdır - keza içerisindeki doğru bilgiye rastlamak oldukça zor. Arapça'yı iyi bileceğini düşündüğünüz bir dergi kadrosunun çıkardığı dergideki, bu konuda yazı böyle ise gerisi için bir bakı oluşturuyor ister istemez zaten.

Neyse, sözcük dağarcığı konusunda ise; bunun üç nedenini sıralayabilirim. Birincisi, çok sayıda katledilen birleşik sözcükler. Kalkıp, kuyrukluyıldız gibi sözcükleri yokedip durursanız, haliyle sözcük dağarcığı önemli bir oranda zaten düşer. İkinci olarak Türkiye, okuyan ve günlük dilde fazla sözcük kullanan bir ülke değil. İkinci ve şimdi söyleyeceğim şey birbirini etkilemekte olarak, Türkiye, eğitim-öğrenim sistemi iyi ve sağlıklı bir ülke değil görece.

Son bir şey var, üstte neden türetilemeyeceğini söylediğim gibi belirtmek isterim ki; başka bir dilden olan bir sözcükten türetim yapmak, sözcüğün kökeninin çıkarsanamayacağı sözcükler türetir. Bu, sözcükler ile konuşup sözcükler ile nesneleri imleyen bir süreç açısından sağlıklı değil. Kaldı ki, başka dildeki sözcük türetimi de yukarıda yazdığım gibi zaten.

Çok uzun oldu biliyorum; konuyu dağıtmak istememekteyim, ancak yazmak istedim.

Bunları bir kenara bırakırsam, konu başlığının kendisine dönüp; tekrar bir sözcük sormak isterim. Pipe için ne kullanılmakta? Boru mu, borulama mı, tünelleme mi, iletişim tüneli mi?

@heartsmagic URL için internet adresi gibi bir çeviri kullanılmış Oneric paketlerinde. O yüzden kullanılıyor mu o diye de arada kalmıştım ama bana pek iyi bir çeviri gibi gelmemişti.

Plot için çeviri var mı bir de?

Font, yazıtipi olarak çevriliyor ve de değil mi?

cagriemer

Cevirinin yaninda boyle teorik tartismalarin da yurumesi cok guzel. Sanki cimbizla secmis gibi olacagim ama bir seyi sormak istiyorum.

Alıntı yapılan: maydin95 - 01 Eylül 2011 - 22:28:18
Ayrıca ekleme yaparsak "öneri" kelimesi de tavsiye ve teklif kelimelerinin yerlerini üstleniyor. Mesela bu forumdaki "Öneriler" bölümü doğru yazılmış çünkü hem tavsiyeleri hem teklifleri kabul ediyor ancak bir şey yazdıktan sonra "Benim önerim bu" denmesi saçma değil mi? Eğer teklif yaptıysan teklif, tavsiye yaptıysan tavsiye demen lazım.

Yazinin yukarida alintiladigim kismina istinaden, elma yedigimizde meyve yedigimizi soylersek sacmalamis mi oluruz? Bu biraz bana asiri ozlestirmecilik gibi geliyor. Sizin de fikirlerinizi duymak isterim.

Pipe icin boru ve borulama kullanilabilir. "pipe the output of cat to grep" gibi bir cumlede borulama olarak cevirilebilecekken, "usage of pipe character" tercumesi icin boru kullanmak kanaatimce yanlis olmayacaktir. Gerci her iki durumda da kulaga ilginc geliyor.

Plot icin de yine gectigi yere gore cizim, cizmek, detay, plan, komplo kelimeleri kullanilabilir. Cizmek diyoruz ama aslinda daha cok "yerini isaretlemek" gibi bir anlami karsiliyor grafik olusturma programlarini baz aldigimizda. Zira "plotting data points" icin "veri noktalari isaretleniyor" tercumesi birebir olarak Turkce anlami verirken, "how to plot a graph?" icin isaretlemenin cok hos durdugunu soyleyemem. Dolayisiyla bu ikinci durum icin cizmek kullanilabilir. Tabii eger, tutarlilik adina, yabanci kelimelerin tum projede ayni Turkce kelimelerle karsilanmasi geregi gibi bir gerek varsa benim bilmedigim o zaman cizmek seklinde kullanimi tercih ederdim.

heartsmagic

"pipe" için borulama kullanılıyor sanırım, biraz bakınmak lazım.
"URL" bir kısaltma olduğu için yine öyle bırakılması doğru olur diye düşünüyorum.
"plot" nerede geçiyor?
"font" için "yazıtipi" veya "yazıyüzü" kullanılıyor. 
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

kulkke

@heartsmagic plot birden fazla yerde geçiyor ama pesifik olarak aklımda kalan bir örneği yok. Çevirisi çizim olarak aklıma gelse de, önceden belirlenmiş bir karşılığı var mıdır diye emin olamadım.

Pipe için, iletişim tüneli gibi bir öneri gördüm, boruyu da öneriyorlar gerçi. Ama, boru bazen ilginç duruyor @cagriemerin dediği gibi. Tünel daha az ilginç geliyor ama o da hem borudan daha az ilişkili görünüyor hem de tünelleme daha garip bir sözcük. =)

cagriemer

@kulkke bir de zaten "ssh tunneling" ile "piping commands" cevirileri arasinda bir ayrim yapilmasi gerekiyor.

heartsmagic

"plot" geçtiği yere göre @cagriemer'in belirttiklerinden bir tanesi olabilir, ben de bu nedenle sormuştum zaten. Kaldı ki aslında çeviri yaparken mutlaka geçtiği yer dikkate alınmalı, zira çok farklılık gösterebiliyor. Ancak ilk akla gelen anlamı muhtemelen "işaretlemek" olmalıdır. Zira http://dictionary.reference.com/ üzerindeki bizim işimize yarayabilecek en isabetli anlam bu görünmekte. Bizim işimize yarayabilecek derken, yaptığımız çeviriler bilgisayar ve onun uygulamaları üzerine olduğu için böyle söylüyorum. Pekâla birisi "çizmek" için de kullanmış olabilir bu kelimeyi.

"pipe" için "borulama" her ne kadar garip görünse de aslında çıkışı ve isimlendirilmesi tam olarak "pipeline" üzerinden gelmektedir. Birebir çeviri yapmak zorunda olmasak bile bu kullanımı bence daha doğru.
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

kulkke

@cagriemer, doğru tunneling de var. Tünel sözcüğü onun ayrımında olmalı.

Borulamayı kullanmak ilginç gibi ama duyumu açısından.

Bu arada, preferences için ortak bir sözcük var mı?

Çevirirken pakette hangisi başlandı ise onunla devam edeyim diye baktığımda, daha önce denk gelmediğim biçim bir pakette tercih, seçenek, yeğlenen bir arada dolanıyorlardı. Başka bir paketin alt-paketi idi; genel pakette bir yerde kullanılan "y seçenekleri" diğer yerde "y tercihleri". Biliyorum hakkında başlık var ama orada bir karar yoktu varılmış olunan. Yeni birşey söylemiyorum sanırım ama en azından bir paket için tek bir sözcük kullanılsa sözcük için bir standartizasyon olmasa da, yahut genel olarak pakette "y blablaları" gene "y blabalaları" olsa; kullanımda çorba gibi duracak gibi çünkü.

heartsmagic

@kulkke, borulama duyum açısından ilginç olsa da bence zamanla alışılabiliyor bu duruma. Bizim yadırgama durumumuz sanırım bu alışkanlığı yıkamadığımız için oluyor. Linux veya *nix ailesini kullandıkça aşina olabilir insan bu duruma, hatta genel kullanım açısından aşina olmalıdır da. Biraz daha derine inmek gerekirse borulama işleminde kullanılan | karakterinin bizim taraftaki ismi "boru karakteri"dir. Bu durumda "borulama" olarak çevirmek çok yanlış değil.

Bahsettiğin ortak çeviri meselesi bizim en büyük sorunlarımızdan biri. Hepimiz bunun üstesinden gelmek isteriz ancak çeviri yapan gruplar çok olduğu için, hatta araya bireyler de girdiği için ne yazık ki bu konuda ortak bir çalışma yapmak pek mümkün olmuyor.

"preferences" için TBD "yeğlenenler" diyor, fakat bizim genelde çevirilerde gördüğümüz şey "tercihler", böyle devam etmesinin de yanlış olmayacağını düşünüyorum. "seçenekler" ise daha çok "options" karşılığı için kullanılıyor ve arada bence fark var.
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

kulkke

#445
@heartsmagic option'ın seçenek olarak çevrilemesi ama preference'in çevrilmemesi konusunda ben de sizin gibi düşünüyorum. Ancak, pek az görmedim bu doğrultuda çeviri; acaba "windows Türkçesi" dolayısı ile yerleşmiş bir kalıp gibi mi, geçerli mi diye arada kaldım.

Ortak çeviri için anlıyorum zorluğu; ama en azından aynı pakette, aynı ortak sözcüklerin kullanılmasına dair bir şey yapılamaz mı? Yani, aynı pakette x kullanıldı ise gene x kullanılmasına dair sözcük çevirisi için, yahut y kullanılacaksa da tüm x'leri y yapmak için.

Bu arada, siz tuş demişken aklıma geldi; control tuşu için çeviriye rastlamıştım fi tarihinde, ctrl olarak değil ancak control olarak. Alt ve Ctrl tuşları için bir çeviri yok değil mi? Kontrol demek de doğru gelmedi.

heartsmagic

"options" meselesi Windows Türkçesi midir bilemiyorum ancak önümdeki Firefox'un Windows sürümünde "Seçenekler" olarak çevrilmiş durumda :) Linux tarafında nasılde hatırlamıyorum ancak sanki orada "Tercihler" diye tercüme edilmişti diye hatırlıyorum.

Ortak çevirinin şu durumda kişileri bağlayıcı bir durumu yok ne yazık ki. Dileyen Launchpad üzerinden dilediği gibi çeviri yapabiliyor.  Birinin bu işi üzerine alıp teker teker paketleri denetlemesi gerekmekte belki ya da gözüne çarptıkça düzeltecek. Fakat ileride tekrar aynı sorunun yaşanmayacağının garantisi yok maalesef.

Ben olsam çeviri yaparken ctrl ve alt tuşları der geçerdim.
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

kulkke

Bağlayıcı olmasa bile, bildirim gibi birşeyle örneğin; Launchpad altında bildirim yok sanırım veya ben rastgelmedim ama. Dediğim pek olanaklı olmayabilir tabii, farkındayım. =)

Tuşlar için ise, "ctrl tuşu" demek aklıma gelmemişti aslında, aklıma yattı oldukça. Aynı pakette, hem ctrl hem de control sözcükleri olmasa ctrl deyip geçecektim kendi adıma gerçi ama.

Linux türevinde Firefox'un "tercihler" olarak çevrilmiş bu arada "seçenekler" yerine, doğru hatırlıyorsunuz. =)

heartsmagic

Launchpad geniş bir ortam sayılır, başkalarının çevirilerine bile el atılabildiği düşünülünce bildirim olsa da olmasa da sonucun pek değişeceğini sanmıyorum. Gerçi mesele Launcpad ile sınırlı da değil, büyük çeviriye sahip uygulamalar da aynı kaderi paylaşıyorlar.

Demek ki Linux'cu çevirmen arkadaşlar daha isabetli tercüme yapıyorlar :)
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

kulkke

#449
Hmm, belki işe yarar diye düşünmüştüm, herkes katkı olsun diye çeviri yaptığı için; sonuçta çorba olup çevirinin, uygulamayı garipleştirmek isteneceğini sanmam. Ama pek değişiklik olmayadabilir dediğiniz gibi. =) Yeni * bir şey söylemiyor olsam da, gerçekten aynı pakette bazen çok fazla ayrı çeviri oluyor ayrı sözcük için.

Windows'a uygun hale getirmek için de seçenekler sözcüğü tercih edilmiş olabilir bu arada belki de, iyimse bir tahmin gibi oldu ama.

Bir de; switch sözcüğü için, örneğin "switch to screen %s" gibi bir şey varken, "%s. ekrana geç" diye mi "%s. ekrana geçiş yap" diye mi çevrilmeli? Geç diye çevrilmiş her yerde ama, aslında eylemi kısmen karşılasa da tam olarak çevrilen tümceyi karşılamıyor. Tüm paketlerde oldukça ikilimde kalıyorum belirlenmiş olup olmadığına dair. Bana kalsa "geçiş yap" diye gerçi ama.