Forumdaki yeni çay simgelerini beğendiniz mi?

Başlatan Eren, 15 Haziran 2009 - 00:35:51

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Forumdaki yeni çay simgelerini beğendiniz mi?

Evet
44 (50%)
Hayır
28 (31.8%)
Kısmen
16 (18.2%)

Toplam Oy Verenler: 0

bebek

Konuya çok geç dahil oldum, birkaç sayfa mesajı okudum; ama cidden artık aynı şeyleri okumaktan sıkıldığım için ve dewrim2 nickli arkadaşımıza bir soru yönlendirmek istediğim için bodozlama dalıyorum konuya. Eğer ola  ki başka bir mesajda sorulmuş ve cevaplanılmışsa affola..
Savunulan şey, çay kültürümüzde vardır; fakat kendi kültürünü oluşturamamıştır. Zira İngilizlere baktığımızda 5 çayı, ot çayı bilmem ne çayı görüyoruz; ama bizde sadece açık ve koyu çay kavramları var. Bunun yanında kahvenin asıl bizim kültürümüz olduğunu ve çaydan çok önce yer aldığını, ama ekonomik durumlar yüzünden çaya yerini kaptırdığını söylüyoruz. O zaman benim merak ettiğim şey bizde yer alan kahve kültürü "sade,orta ve şekerli" dışında neyi içeriyor? 5 kahvesi, ot kahvesi ya da benzeri sıfatlar alamayıp kendini geliştirememiş bi kültür olarak sence o da bizim kültürümüzden çıkarılmalı mı?(zavallı çaya yaptığımız gibi). Benim fark ettiğim o da kendi kültürüne sahip değil o zaman, hiçbir zaman da olmadı. Sen çay için bir yer örnek vermişsin, ben de Sturbucks ı veriyim. Sence o kadar kahve çeşidi içerisinden hangisi bizim kültürümüzden geliyor? Bu tarz şeyleri tartışmak bence gereksiz, zira baklavayı tartışsanız bir sonuca varırsınız; çünkü o bir hammadde değil bir sonuç ürünüdür. Bir ürün nerede yetişiyorsa ve halkı tarafından tüketiliyorsa oranın kültüründe yer alır. Kendi kültürünü oluşturmak farklı bir mevzudur, fakat başına çeşitli sıfatlar almıyor diye kendi kültürü yok diye iddia edilemez. Türkiye'deki çay kültürü açık ve kapalı çayla tatminine ulaşmıştır, ülkenin kültüründe yer almıştır ve kendini daha da geliştirmek ihtiyacı duymamıştır. O yüzden zavallı çayın peşini bırakın.
Ayrıca ikonlar gayet sempatik ve başarılı olmuş, bizim kültürümüzle de uyuşmuş.

Sypro



"Milliyetin çok belirgin vasıflarından biri dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan, Türk kültürüne, topluluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz."

sabian

Kahvehane bile senin soruna bir cevaptır bence. orta şeker, sade ya de başka şekilde içilebilir ama kurum olarak kahvehaneler kurulmuş bu topraklarda. Ayrıca kahve bu şekilde tek değil "mırra" adında ve urfa yöresinde tüketilen acı kahve kültürü sözkonusudur.

Ayrıca Türk kahvesi adıyla nam salmıştır, sturbuck'taki hiçbir kahve bizim kültürümüzden gelmez, firmanın kendisi bir kere yabancıdır ve kendi üretimlerini sana pazarlar. Başka kültürleri temsil eder.Bizim kültürümüzle ne yakından ne de uzaktan alakalı değildir.

kültürel karşılaştırma için

http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/316884.asp
"Özgür yazılım ile özel mülk yazılım arasındaki fark sosyal, etik ve siyasidir" Richard Stallman

Debian Sosyal Sözleşme
http://www.debian.org/social_contract.1.0.tr.html  saimbalkaya.blogspot.com guvercincurnatasi.wordpress.com

yvz

Kahveyi pişirişimiz kendine özgüdür, servis edişimiz keza öyledir. Türk kahvesinin tepsisi, fincanı, cezvesi ayrı. Mesela kız istemeye gidildiğinde kahve ikram edilmesi bir gelenek, kahve falı dediğimiz yine öyle. Kahve atasözlerimize de girmiştir. "Bir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır" gibi. Örneğin "Kahvaltı" dediğimizde, bunun "Kahve altı"ndan evrildiğini de biliyoruz. Yöresel anlamda farklı kahve içimleri ve pişirimleri yine mevcut. Bu kahve kültürünün bizde ne kadar önemli olduğunun göstergesi. Çay kültürü tabii buna göre daha yeni ve zayıf kalıyor.

Ama burada bunun tartışılması çok anlamsız. Yani ben çay yapraklarını estetik bulmadığım için hayır demiştim ama tutup da bunun kültürel ve tarihi anlamını irdelemek gereksiz. Sonuçta bir karar söz konusu ve bu kararın ille belli şartlara göre verilmiş olması beklenmiyor. Burada asıl olan beğenidir. Bu forum ne kadar yeri bilmem ama böyle güzel bir konunun gerçekten araştırılması ve tartışılması ama esas konunun kendisi olması şartıyla pek güzel olurdu tabii. Yoksa çay yaprakları logo olsun mu neden olmasın derken bunları tartışmak abes kaçıyor biraz.

Beğenilmezse değiştirilir zaten diye düşünüyorum çünkü bu forumda ben herkesin fikrine ve düşüncesine saygı duyulduğunu görüyorum. Bu tartışmanın tırmanmasını engelleyebilecek üslup da yine hepimizin aşina olduğu bir üsluptur. Naçizane fikrim budur.

sabian

@yvz'e katılmakla beraber tartışmanın buraya boyutlanması iletime gelen cevaplar üzerine oldu. Ben aslında simgeler hakkında yorum yapmıi bir-iki de fikir atmıştım ortaya ama konu dallandı budaklandı açıldı saçıldı buraya kadar geldi. Ben artık cevap yazmamayı düşünüyorum zira her yorum yapan arkadaş kendinden önce sorulan soruları tekrar iletiyor ve ben herşeyi yeni baştan tartışıyormuşum gibi oluyor.

Benim konu hakkındaki görüşlerim belli, simgeler daha farklı ve bizi temsil ediyor olabilirdi. Ama çay da bizim bir alışanlığımız olarak simgeleşebilir. teşekkürler...
"Özgür yazılım ile özel mülk yazılım arasındaki fark sosyal, etik ve siyasidir" Richard Stallman

Debian Sosyal Sözleşme
http://www.debian.org/social_contract.1.0.tr.html  saimbalkaya.blogspot.com guvercincurnatasi.wordpress.com

ChoPin

forumlarda yöneticilik yapıyorum. karşılaştığım en ilginç simgeler oldu desem yalan olmaz. ben kararsızım diyeceğim. :)

command


bebek

Alıntı yapılan: dewrim2 - 03 Ağustos 2009 - 20:59:44
Ayrıca Türk kahvesi adıyla nam salmıştır, sturbuck'taki hiçbir kahve bizim kültürümüzden gelmez, firmanın kendisi bir kere yabancıdır ve kendi üretimlerini sana pazarlar. Başka kültürleri temsil eder.Bizim kültürümüzle ne yakından ne de uzaktan alakalı değildir.

kültürel karşılaştırma için

http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/316884.asp
istersen sana uluslararası ticaret dersinde proje olarak sunduğum Sturbucks'ın tüm profil bilgilerini ve detaylarını göndereyim. Bahsettiğimi yanlış anlaman komik olmuş. Kahve herkesin kültürü olabilir, aynı çay gibi. Sadece bir milletle özdeşleştirmek yanlış olur demeye çalıştım. Onların kahveye bakış açısı farklıdır, bizimki farklı: aynı çayda olduğu gibi.
Alıntı yapılan: yvz - 03 Ağustos 2009 - 21:34:33
Kahveyi pişirişimiz kendine özgüdür, servis edişimiz keza öyledir. Türk kahvesinin tepsisi, fincanı, cezvesi ayrı. Mesela kız istemeye gidildiğinde kahve ikram edilmesi bir gelenek, kahve falı dediğimiz yine öyle. Kahve atasözlerimize de girmiştir. "Bir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır" gibi. Örneğin "Kahvaltı" dediğimizde, bunun "Kahve altı"ndan evrildiğini de biliyoruz. Yöresel anlamda farklı kahve içimleri ve pişirimleri yine mevcut. Bu kahve kültürünün bizde ne kadar önemli olduğunun göstergesi. Çay kültürü tabii buna göre daha yeni ve zayıf kalıyor.

Ama burada bunun tartışılması çok anlamsız. Yani ben çay yapraklarını estetik bulmadığım için hayır demiştim ama tutup da bunun kültürel ve tarihi anlamını irdelemek gereksiz. Sonuçta bir karar söz konusu ve bu kararın ille belli şartlara göre verilmiş olması beklenmiyor. Burada asıl olan beğenidir. Bu forum ne kadar yeri bilmem ama böyle güzel bir konunun gerçekten araştırılması ve tartışılması ama esas konunun kendisi olması şartıyla pek güzel olurdu tabii. Yoksa çay yaprakları logo olsun mu neden olmasın derken bunları tartışmak abes kaçıyor biraz.

Beğenilmezse değiştirilir zaten diye düşünüyorum çünkü bu forumda ben herkesin fikrine ve düşüncesine saygı duyulduğunu görüyorum. Bu tartışmanın tırmanmasını engelleyebilecek üslup da yine hepimizin aşina olduğu bir üsluptur. Naçizane fikrim budur.
"Preparation and serving
Turks prepare tea using a double tea pot. Water is boiled in the lower (larger) pot and the loose-leaf tea is steeped in the top (smaller) pot. This method allows each person to drink the tea as they desire: strong and steeped, or light with lots of water added. In central Anatolian towns such as Amasya, and in Eastern Turkey, tea is prepared in a samovar.

Turks prefer to drink tea in small tulip-shaped glasses. Though the origins of this shape are not known, the clear glass allows the drinker to appreciate the crimson color of the tea. The tea glass is so important in Turkish life it is used as a measurement in recipes. As you pass tea gardens and tea houses you will hear the clinking of tiny tea spoons in the tea glasses. In large cities like Istanbul, and the capital Ankara, tea may be served in porcelain cups and mugs as in England and the United States, but the small tea-glass is by far the container of choice.

Generally, two small sugar cubes will accompany tea that is served in public. In Erzurum and other towns in Eastern Turkey, tea is taken in the "KITLAMA" style, where a lump of sugar is placed between the tongue and cheek. Turks never add milk to their tea; sometimes lemon may be preferred"


İngilizce olduğu için üzgünüm ama sanırım çay için de bize özgü hazırlama ve servis etme şekiller var.  Bakınız resmi kaynaklar

Estetik olması açısından da şöyle söyleyebilirim: (bunu da aldığım tasarım derslerine dayanarak söylüyorum) 100*x bir imaj kullanılacaksa, bu belirli bir pozisyonu bildirecekse ve insanların görsel hafızasına yerleşmesi isteniyorsa kişilerin günlük hayatlarında ortak bulunan tanıdık imgelerin kullanılması algılamada ve hatırlama da çok iyi bir avantajdır. Dolayısıyla hem fonksiyonel hem de estetik açıdan gayet başarılı bir seçim. Eğer amaç ülkenin dağlarını,ovalarını ve diğer başka unsurlarını öğretmek değilse bulan arkadaşın ellerine sağlık: gayet başarılı olmuş.

yvz

Hiç yakınından bile geçmediğim tasarım derslerine dayanarak turuncuyla yeşili birbirine yakıştıramıyorum ve sebebim bundan ibaret :) Ama bu, yani yeşil çay yaprakları Ubuntu-tr ye olan sevgimi azaltıyor mu? Elbette ki hayır. O yüzden argümanlarımı kendime saklayayım ki, alınganlık, cevap hakkı vs. olmasın. İster yeşil çay, ister kırmızı yıldız, ister mavi ördek, her türlü Ubuntu ftw :)

sabian

 @bebek yanlış anlayan ben değil sensin. Ben çay bir milletin kültürüdür demiyorum. Dediğim şey çayın bizde sıradan bir içecek olması fakat bir alışkanlık sonucu (ekonomik temelli zorunlu bir alışkanlık) yaygınlık kazanmıştır. Hem anlamadığım şey neden beni illa senin ya da sizin düşündüğünüz gibi düşündürtmeye çabalıyorsunuz. Ben böyle düşünüyorum çünkü benim argümanlarım ve yaklaşım açım farklı. Saygı duymak zorundasın, saldırgan bir tavırla ders vermek senin veya kimsenin haddi değil, keza benim de öyle.

Çay bizim kültürümüzde bir alışkanlık şeklindedir ve kültürel değeri maalesef yoktur. Ama Japonların çay serenadı, çinlilerin çay kültürü ve İngilizlerin 5 çayı bir kültürdür, çay etrafında sergilenen ritüellerdir. Ve birşeyin kültür değeri taşıması için etrafında ritüeller oluşması gerekir diye düşünüyorum. Bizde bu yok! bu kadar açık. Çayı demliğe koy demle sonra iç bunlar ritüel değil çayın çay olması için gereken zorunluluklardır. Ama yukarda saydığım farklı kültürel örnekler ona ait özel ritüelleri varetmişlerdir ve bunlar kültürel değere sahiptir.

olayı belge döküman savaşına çevirmenin bir anlamı yok. Ortalığı kızıştıracak söylemlere de gerek yok. Hitap önemli bir iştir, kime nasıl hitap edersen karşılığını aynı alırsın.

Alıntı YapBahsettiğimi yanlış anlaman komik olmuş.
senin kurduğun bu cümle bu noktada benim senin hakkımdaki düşüncemi özetler yalnız.
"Özgür yazılım ile özel mülk yazılım arasındaki fark sosyal, etik ve siyasidir" Richard Stallman

Debian Sosyal Sözleşme
http://www.debian.org/social_contract.1.0.tr.html  saimbalkaya.blogspot.com guvercincurnatasi.wordpress.com

Yiğit Ateş

Alıntı yapılan: dewrim2 - 04 Ağustos 2009 - 02:03:18
@bebek yanlış anlayan ben değil sensin. Ben çay bir milletin kültürüdür demiyorum. Dediğim şey çayın bizde sıradan bir içecek olması fakat bir alışkanlık sonucu (ekonomik temelli zorunlu bir alışkanlık) yaygınlık kazanmıştır. Hem anlamadığım şey neden beni illa senin ya da sizin düşündüğünüz gibi düşündürtmeye çabalıyorsunuz. Ben böyle düşünüyorum çünkü benim argümanlarım ve yaklaşım açım farklı. Saygı duymak zorundasın, saldırgan bir tavırla ders vermek senin veya kimsenin haddi değil, keza benim de öyle.

Çay bizim kültürümüzde bir alışkanlık şeklindedir ve kültürel değeri maalesef yoktur. Ama Japonların çay serenadı, çinlilerin çay kültürü ve İngilizlerin 5 çayı bir kültürdür, çay etrafında sergilenen ritüellerdir. Ve birşeyin kültür değeri taşıması için etrafında ritüeller oluşması gerekir diye düşünüyorum. Bizde bu yok! bu kadar açık. Çayı demliğe koy demle sonra iç bunlar ritüel değil çayın çay olması için gereken zorunluluklardır. Ama yukarda saydığım farklı kültürel örnekler ona ait özel ritüelleri varetmişlerdir ve bunlar kültürel değere sahiptir.

olayı belge döküman savaşına çevirmenin bir anlamı yok. Ortalığı kızıştıracak söylemlere de gerek yok. Hitap önemli bir iştir, kime nasıl hitap edersen karşılığını aynı alırsın.

Alıntı YapBahsettiğimi yanlış anlaman komik olmuş.
senin kurduğun bu cümle bu noktada benim senin hakkımdaki düşüncemi özetler yalnız.
@dewrim2 biraz daha yumuşak bir dil kullanırsan bence daha iyi olur, konuya gelince diğer şehirleri bilemem ama bir Karadenizli olarak çay bizim kültürümüzde kesinlikle vardır bir şeyin kültürümüzün bir parçası sayılması için ille de ritüele sahip olması gerekmez. En azından bizim oralarda öyle :D

sabian

Cümle bana karşı kullanıldı ben de iade ettim yalnızca. Dikkatli ve yumuşak bir dil kullanmaya özen gösteriyorum ama insanlar yazılanları okumadan, kafasındaki yazıya cevap veriyor. Ben de aynı uyarıyı diğer arkadaş(lar)a yaptım. Sert bir dil gibi geldiyse kusura bakmayın.
"Özgür yazılım ile özel mülk yazılım arasındaki fark sosyal, etik ve siyasidir" Richard Stallman

Debian Sosyal Sözleşme
http://www.debian.org/social_contract.1.0.tr.html  saimbalkaya.blogspot.com guvercincurnatasi.wordpress.com

bebek

@yvz, sizin yakıştırmanızın bir önemi yok; yapılan araştırmakar var olan gerçekler ve hatta bunun üzerine yazılmış onlarca kitap yüzlerce makale var, lütfen beni bir de siz yanlış anlamayın :)

@dewrim2, kullandığın kelimeleri o kadar yanlış seçiyorsun ki ve maalesef ya da benim şansım eseri hep bildiğim yerden sözlüye çekiyorsun beni:) ritüel fransızcadan gelen bir kelimedir ve anlam 1: ayin ; anlam 2: Âdet hâline gelmiş bakınız tekrar resmi kaynaklar
ayrıca bunu kişisel bir kavgaya mı dökelim yoksa kaynaklar göstererek kimin neyi düşündüğünün değil neyin gerçek olduğunu mu görelim? Senin dışında sanırım kimse iddia etmiyor böyle bir şeyi.
Japonların çay seremonisi zen budizminden gelen ve "çay"ın rahatlatıcı, sakinleştirici etkisinden dolayı oluşturulan bir ritüeldir. Onlar çayı kutsallaştırmışlar kendilerince. Çinliler yemek sonrasında rahatlatıcı bir içecek niyetinde kullanmışlardır ve bla bla. Yani biz çayı kutsallaştırmadık diye kültürümüz olamadı; ama kahvaltımıza, yemek sonralarımıza, komşularımızla buluşmamıza bahane olarak ekledik ve hala kültürümüz haline getiremedik. Bence siz inadı bırakıp bu gerçeği kabul edin, yılda yaklaşık 213 bin ton çay tüketen bir toplumda çayın bir kültür olmadığını iddia ediyorsunuz hala. 1500lerde bile bilindik yöntemlerle olmasa da türklerin çay tükettiğini(suyun içinde yaprak kaynatmak) ispatlayan belgeler var; 1878de çay üretimi için ilerlemeler yapılmış, irsaleler yayınlanmış. Bir maddi kriz yüzünden 1900lerde ön plana çıktı diye kendi kültürü yok iddiasıyla aşağılanamaz. Bizim kültürümüz yıllarca yaprağı çay olarak kullanmıştır belki kutsal sebeplerle değil, keyfi değil; ama lokmanların bile yaptığı iyileştirme formüllerinde çay büyük bir yer taşımaktaydı. Bunu da mı inkar edeceksiniz?
Bence şekeri için ağlayan çocuk gibi davranmaktan vazgeçip şekerimizin aslında bizim dişlerimizi çürütebileceği gerçeğini kabullenelim :)

sabian

Birşeyin kendi kültürü yok iddiasıyla onun aşağılanması çok farklı şeylerdir. Kültürünün olmadığını söylemek onu aşağılamak değildir. Çay'ın kültürümüzde yeri olduğunu ben de söylüyorum tamamen reddettiğim yok ama kendine ait bir kültür (yemeklerde, kahvaltılarda tüketim dışında) edinememiştir. Bu çaya yeterince bir anlam yüklenmediği anlamına da gelebilir. Erzurum ya da Vanı'ın çay geleneğini bir tarafa bırakırsak Türkiye'nin geneli için bir çay geleneğinden söz edemezsiniz. Tek gerçek olarak kahvaltının vazgeçilmezi olması ve günün her saati tüketilmesidir.

Ritüel'i evet verdğin anlamda kullandım, dediğim şey tam da bu. İlla kutsallaştırman gerekmez, günlük kullanımın dışında bir anlamı bir değeri varsa kültürel değeri de var demektir. Bakınız birçok Anadolu şehrinde o şehre özgü kıyafetler bayramlarda ya da özel günlerde kullanılır ama günlük hayatta kullanan ya çok az insan vardır ya da hiç yoktur. Yani kendine özel günleri ya da ritüelleri yoksa benim açımdan kültürel değeri de yok demektir. Bu bir bakış açısı saygı duyman gerektiğini düşünüyorum. Saygı duymayacaksan o da senin bileceğin iş.

Hem çayı her türlü nesnenin suda kayatılması olarak algılayacaksak "çay" farklı bir anlama girer. Ot koyup kazana kaynatmakla bu günkü çay arasındaki fark kör gözlere girecek kadar büyüktür. Demlenen herşeyi çay olarak algılamayalım, o zaman evet bir çay kültüründen en azından geçmişinden bahsedebiliriz.

Bu benim fikrim ve arkasında durmaya devam edeceğim,sunduğun her bilimsel gerçeklik bir bakış açısını ispatlama çabasıdır. Düşünce halindeki fikrin bilimsel olarak doğruluğunu ispatlama çabası. O yüzden ben de aynı argümanları kullanıp farklı bir gerçekliği ortaya koyabilirim. Malzeme aynı fakat düşünce farklı, nasıl olacak? Nasıl sonuca varacaksın? Verdiğin her belge benim eleştirilerim için yeni bir kaynaktır başka da birşey değil. Ayrıca herkes biri diğerini taklit etseydi nasıl bilimsel ilerlemeden sözedebilirdik. Siz yazılanları gerçek olarak kabul edebilirsiniz ama ben, alanım dahilinde doğruların belgeler ışığında herzaman değişebileceğine inandığımdan olsa gerek bu bakış açısına uzak durmaya özen göstereceğim. Zira "değişmeyen tek şey değişimin kendisidir" ve ardından "aynı ırmakta iki kere yıkanılmaz" demiş bir filozof bize de alkış tutmak düşer.

Bir de işi asla kisisel kavgaya dökmeyelim böyle bir durumda cevap vermeyi düşünmüyorum, zira kişisel olarak tanımadığım bir insanla kişisel kavgaya girişmek anlam karmaşasına yol açacağı gibi bir anlamı olmayacağından tarafımdan tercih edilmeyecektir. 

Alıntı YapBence şekeri için ağlayan çocuk gibi davranmaktan vazgeçip şekerimizin aslında bizim dişlerimizi çürütebileceği gerçeğini kabullenelim Gülümseme
böyle şeylere hiç gerek yok, birbirimize karşı saygısızlık yaptıktan sonra tartışmanın bir anlamı da kalmıyor. İki laf yedim diye düşüncemden vazgeçecek değilim, bu da kimsenin derdi olmamalı tıpkı kimsenin düşüncesini kendime dert edinmediğim gibi.

Kaldı ki ben simgeler hakkında bir yorum yapmışken dolaylı yollardan tartışmanın buraya gelmesi kısır döngüye yol açıyor. Ben simgeler hakkında yorum yaptım, lütfen siz de aynını yapın, bana laf yetiştirmeyin ki ben de size laf yetiştirmeyeyim bu başlık da görevini yerine getirsin. Başlık bu tartışmanın boyutlanmasıyla sabote ediliyor, her yeni yorum yapan bana cevap verme gereği duyarsa gerçekten de öyle olur. Zira yapılan yorumlar aynı olmakla beraber ben her yoruma cevap vermek zorunda kalıyorum.



 
"Özgür yazılım ile özel mülk yazılım arasındaki fark sosyal, etik ve siyasidir" Richard Stallman

Debian Sosyal Sözleşme
http://www.debian.org/social_contract.1.0.tr.html  saimbalkaya.blogspot.com guvercincurnatasi.wordpress.com

raspacı

Ben pes ediyorum. Semaveridir, akşam doğada ateşin etrafında demlenip saatlerce sohbetler eşliğinde içilmesidir. Pikniklerde demlenmesidir, kıtlanmasıdır, Tavşan kanı diye kutsanmasıdır, tüm bunlar ritüel değildir. İnce belli bardak bizim kültürümüz de değildir. Dış mihrak ürünüdür. Hatta şöyle saçma hikayeleri de Çinliler kafamıza sokar:
Alıntı YapKEMAHLILARIN ÇAY SEVGİSİ Kemahlı Değirmenci Halil Ağanın eşi Efsane Kahraman Aziz Ağanın annesi Hanım Ağa Kemahıların Çayı neden bu kadar çok sevdiklerini şöyle anlatmış; Çayın alt demliği, suyun devamlı kaynayıp durduğu kap evin kaynanasıdır. Üst, küçük demlik evdeki gelindir. Alt demlik kaynadıkça o olgunlaşır,demlenir. Gelinin kocası ise bardaktır.Biraz gelin doldurur birazda kocanın anası. Çocuklar Çayın şekeridirler.Tad verirler. Görümce ise Çay kaşığıdır.Arada bir gelir ve karıştırır gider. Kaynataya gelince o da bardak altıdır, dökülenleri bir araya toplar.
ÇAY BİZİM KÜLTÜRÜMÜZDE YOKTUR.
Böyle açık bir konuda iki farklı görüş varsa biri diğerini ikna etmelidir bence. Yoğurt ak mı kara mı meselesine döndü. Bence karadır yoğurdun rengi. Bu tartışma bitsin artık kaybettik kabul ediyorum. Tebrikler @dewrim. Bence de artık uzamasın bu konu. Bu da son mesajım olur umarım.
nereye gidersen git kendini de götürürsün.

heartsmagic

Alıntı yapılan: dewrim2 - 01 Ağustos 2009 - 13:51:45
Çay bizi temsil ediyor diyen arkadaşlara gülüyorum :D ahan da güldüm, zira çayın Anadolu topraklarına giriş süreci belli. Çok geç dönemlerde Anadolu'ya gelmiştir çay ve çay gerçek anlamda seylan (ceylon-sri lanka ve çin) ı temsil etmektedir. Ve çay denince akla kaçak çay yani seylan çayı ve ingiliz çayı gelmektedir. Ubuntu forums'daki kahve çekirdekleri çok orijinal çünkü kaffeine programının sembolü de kahve çekirdeğidir ve bir gönderme var. Ama çay bir linux simgesi değil. Bu bakımdan hem Anadolu simgesi hem de Linux simgesi olmadığı için alakasız durmuş ama hepimizin çay tiryakisi olduğunu düşününce göze hoş geliyor.

Ben oylamayı kaçırmışım fakat simgeler daha değişik olabilirmiş, mesela Anadolu kültürünü temsilen tarihi yapılar ve kalıntılardan faydalanılabilirdi veya bir fikir daha belki abes olacak ama yükseltilerine göre dağ isimlendirmeleri güzel olurdu. Ağrı dağı-elbruz- everest,alpler... gibisinden, hem doğaya bir gönderme hem de espri olması açısından benim hoşuma giderdi.

Mesela aklıma şimdi gelen bir şey daha var küresel ısınmaya dikkat çekmek için soyları tehlikede olan hayvanların simgeleştirilmesi de olabilirdi. Zaten ubuntu sürümleri bu yolu izliyor ve her sürüm soyu tehlikede olan bir canlıyı temsil ediyor. Ben bu bakımdan Ubuntu'nun çalışmalarına bayılıyorum. zira Pardus da Anadolu aslanı olarak bilinen ve soyu yakın zamanlarda tükenen bir tür ve bize özgü... Hoş bir bağlantı kurulup yalnızca bilgisayarla uğraşan insanlardan ziyade tüm insanlığı ilgilendiren toplumsal olaylara karşı sessiz kalmadığımızı göstermiş olurduk.

@dewrim2, başlığın canlanmasına sebep olan yorum. Eğer makul bir şekilde yorum alınmış olsaydı ne tartışma başlardı ne de başlık uzardı. Fakat bu şekilde yapılan bir yorumdan sonra başlığın buralara gelmesini ne yadırgamalısın ne de şikayette bulunmalısın. Kısacası ne ekersek onu biçiyoruz.

Tartışma farklı noktalara kaydıkça kayıyor. Herkes anladığı üzere devam etsin ve daha da fazla canımız sıkılmasın. Benim için çay kültürümüze yerleşmiş ve kendi kültürünü oluşturmuştur. Başkası alışkanlık demiş, ritüel olmadığı için kültür olamaz demiş çok bir anlamı yok. Sanırım aynı şekilde bizim kültüre kendine has şekilde yerleşmiştir demiş olmamızın da karşıt görüşteki arkadaşlar için bir anlamı olmayacaktır.
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

localhost

@heartsmagic`e katiliyorum. Tartismayi bitirirseniz cok sevinirim. Her gün "yeni iletileri göster" sekmesinde bu basligi görmekten SIKILDim.
Linux LPIC1 - MCSA

raspacı

Alıntı yapılan: Kirmizi - 04 Ağustos 2009 - 15:40:26
@heartsmagic`e katiliyorum. Tartismayi bitirirseniz cok sevinirim. Her gün "yeni iletileri göster" sekmesinde bu basligi görmekten SIKILDim.
Zaten tartışan tarafların son yazdıkları mesajlara bakarsan herkes konunun sonlandırılması konusunda hemfikirdi ve konu noktalanmıştı. Buraya yazılan her mesaj da cevap hakkı doğuracağı zaman cevaplanır. Tıpkı mesajın gibi. Böylece kendi açımdan bir kez daha bitirmiş olayım bakalım.
nereye gidersen git kendini de götürürsün.

localhost

@Levi, burasi tartisma forumu degil. Baslik ile sizin tartisitiginiz konuda bu basliga ve bu foruma uymuyor. Varsa aranizda anlasmazlik cikin baska yerlerde yazin. Burasi Kultur forumu degil. Bu arada forum kurallarinda her atilan mesaj icin cevap hakki dogar diye bir kural yok. Istersen cevaplarsin istemezsen cevaplamazsin. Ben aslinda burada sana cevap vermek istememistim ama, tipki senin mesajin gibi cevap hakki dogar bölümüne takilmis bulunmaktayim. Ne tartistiginiz konu nede yazdiginiz ileti beni alakadar etmiyor. Ben sadece benim icin bos icerige sahip bir tartismanin hergün güncellenmesinden SIKILDIGIMI belirtmek istemistim.
Linux LPIC1 - MCSA

raspacı

Burası tartışma forumu değil diyorsun ama forum tartışmak içindir. Bu konu forum simgeleriyle ilgili ve konuyu açan bir yönetici. Evet konu dallandı budaklandı ve çok uzadı sebebi ise bir arkadaşımızın yürüttüğü az çok bilimsel, kültürel bir tartışmayı sonlandırmak içindi. Ben her başlık cevap hakkı doğurur demiyorum.
Alıntı YapBuraya yazılan her mesaj da cevap hakkı doğuracağı zaman cevaplanır.
Sıkılmış olabilirsin. Ben de bazen ubuntuyla çok ilgisiz başlıkları okurken sıkılıyorum ama bir tartışma sonlanmadan bitirmek te biraz saçma oluyor. Ki artık sonlandı diyoruz 2 sayfadır ama bir türlü sonlanamıyor. Bu sefer ne yazarsanız yazın buraya cevap yazmayacağım. Bu iki oldu biliyorum ama bu son olsun. :)
nereye gidersen git kendini de götürürsün.

Sypro

Benim burada gördüğüm şey (zavallı çay dışında) bir grubun kendi fikirlerini gayet güzel ortaya koyarken aradan bir kişinin çıkıp tüm gerçekliği 'bana uymuyor' şeklinde düşünüp reddetmesi. Bu bir tartışma bile değil. Kimse fikrinden vazgeçmeyeceğine göre devam etmemek en iyisi olacaktır.
Simgeleri beğenmek/beğenmemek ile ilgili konuşalım; fakat kültürel şoklara gerek yok.


"Milliyetin çok belirgin vasıflarından biri dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan, Türk kültürüne, topluluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz."

Eren

Maddi durumum çok şükür her öğün kahve içmeye yetecek durumda ama sabah akşam çay içiyorum. 2 üniversite mezunu, kültürlü bir ailede yetişmiş maddi durumu iyi olan biriyim ama sürekli çay içiyorum. Çay içmenin maddi durumla alakası olduğunu sanmıyorum.

agritux

Aman allahım :) tartısmaya bambaska bir boyut geliyor. :D bu konu kapanmaz :D neden foruma bizim için yenilik yapılmak istendi, oluru buydu, bize güzel olup olmadığı soruldu deyip geçmiyoruz ki? Forumda kullanılan simge bizim kültürümüzü yansıtcak diye bir olay yok sanıyorum. Zira ne bilgisayar, ne linux, ne ubuntu, ne internet, ne forum... kültürümüzde yok diye biliyorum :) sorulan da zaten begenip beğenmediğimiz :) anket son buldu, simgeler kalıcı olarak yerleşti. Daha neden tartışıyoruz ki? :)

localhost

@sessizce, sana tamamen katiliyorum. Olay bundan ibarettir. Begendin, begenmedin, evet, hayir.
Linux LPIC1 - MCSA

Yusuff

Bu kaçıncı bilmiyorum ama yine söyleyeceğim çaydanlıklar çok kötü duruyor :(
Linux Registered User #493230  Ubuntu User #28068