Forumdaki yeni çay simgelerini beğendiniz mi?

Başlatan Eren, 15 Haziran 2009 - 00:35:51

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 9 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Forumdaki yeni çay simgelerini beğendiniz mi?

Evet
44 (50%)
Hayır
28 (31.8%)
Kısmen
16 (18.2%)

Toplam Oy Verenler: 0

sabian

#100
Alıntı yapılan: heartsmagic - 01 Ağustos 2009 - 16:28:16
Ben tekrar sorayım.

Alıntı Yap
Örneğin * * Atatürk inkılapları yapmış, hayatımız birçok yönde değişmiş. En temel olandan başlayalım: Yeni harfler. Şimdi bu bizim hayatımıza yerleşmiş mi yerleşmemiş mi?

Bu da alışkanlık mı?

Eğer cevabın evetse tartışmanın bir anlamı kalmaz.

Ayrıca:
Alıntı YapMesele tarih değil, benim anlatmak istediğim şey bu. Bana net bir cevap verirsen sevinirim. Sabah, akşam içilen bir içecek nasıl olur da kendine has, özgün bir yer edinmez kültürde?

Alışnaklık diyorsan, ben de diyorum ki öyle ya da böyle, alışkanlık veya değil kültürde kendine yer edinmiştir.



Olayın sen-biz şekline girmesi üzücü, ben zaten kültürümüze girmiştir diyorum ama kendine özgü bir kültürü yok bizde. Lütfen yazdıklarımı dikkatli oku, yoksa anlaşamıyoruz...

Atatürk'ün yaptıklarına gelince toplumsal bir dönüşüm sağladığı ve yeni bir toplumsal yaşam tarzına sebep olduğu için bu konuyla alakalı olarak tartışılabilecek bir konu olduğunu sanmıyorum. Elbette varolan güncel yaşam tarzımızı belirleyen asıl unsur o zamanlar yapılanlardır ama çay durumu farklı. O zaman ben de gider islam öncesi toplumla islam sonrası toplumu sorgula derim sana. Toplumsal değişimlerle yiyecek-içecek işleri birbirine paralel gitmiyor maalesef.

Ya da bugün yaygın olan kafe kültürünün kültürümüzde önemli bir yeri olduğunu söyleyemeyiz değil mi? Ya da çok yaygın olmasına rağmen kültürel bir değer olarak futboldan bahsedemeyiz ama kırkpınar güreşlerinden atasporu diye bahsedebiliriz. Ya da popüler kültürün etkilerine bakıp yaygınlığından dolayı kültürümüzün bir parçası olduğunu söyleyemeyiz.

Ama tekrar ediyorum çay kültürümüze girmiştir, kültürümüzün içinde bir yeri vardır ama kendine özgü bir kültürü yoktur. Türk çayı diyemiyoruz mesela ama türk kahvesi diyebiliyoruz. Konuyu bu açıdan tartışalım.


Mesaj tekrarı yüzünden mesajınız birleştirildi. Bu mesajın gönderim tarihi : 01 Ağustos 2009 - 16:55:31

Alıntı yapılan: bytan - 01 Ağustos 2009 - 16:42:30
Konu zaten "bence"lere taşındıysa tartışmanın anlamı kalmıyor. Eğer bir tarih öğrencisi kendi tarihini Anadolu ile sınırlandırıyorsa ve hatta Anadolu'da olanları da başka toplumlara dayandırmaya başladıysa "bence" o öğretim yeniden ele alınmalı.

İngiltere, Çin'den çayı alıp başkalarına satabilecek ve isim yapmış olacak ama Türkler ticaretini yapmaya kalktığında "Orta Asya'da çay mı yetişir" e kadar gelecek laf. Hem sebep sonuç ilişkisiyle tarihi incelediğinizi söyleyeceksiniz, hem de işin içine "bence"ler katacaksınız. "Bence"lerle tarihe bakılmaz.

Bu arada hitap konusundaki hassasiyetimin de göz önüne alınacağını umuyorum.



Metod dersinde tarihçi tarihe yorum katmamalı ve tarihçi tarihin bir öznesi olarak tarihi yorumlayabilmeli diye 2 ekol var. Ben 2.'sini tercih ediyorum. O yüzden bence diyorum ve bence derken asla bilimsel gerçeklikten şaştığımı düşünmüyorum. Zira coğrafi şartlar gözönüne almadan tarih tartışılamaz. Ben buna vurgu yapmaya çalıştım. Türkler bilmem kaç yılında Çinlilerle ticaretini yapmışlar demek, onların kültüründe önemli bir yere sahip olduğu anlamına da gelmez.

hitap konusundaki iletim senin için değildi, @heartsmagic "tarihe takılmanın bir anlamı yok" dediği için yazdım.

Ayrıca biz Türk tarihi dersleri aldık ve hiçbirinde türklerin çayla olan ilişkisine bu kadar sıkı bir bağla değinilmemişti. sadece ticaretini yapmışlardır. Bir de kültür kavramı zaman, mekan ve insanla sıkı sıkıya ilişkilidir. Tutup Orta asya kültürüyle Anadolu kültürünü bir tutamayız.
"Özgür yazılım ile özel mülk yazılım arasındaki fark sosyal, etik ve siyasidir" Richard Stallman

Debian Sosyal Sözleşme
http://www.debian.org/social_contract.1.0.tr.html  saimbalkaya.blogspot.com guvercincurnatasi.wordpress.com

raspacı

Ben evime gelen misafire çay ikram ediyorsam olay kültür boyutuna girmiştir. Bir de cep telefonu var. O bile bir kültürdür artık. Telefonunun kalitesine göre statü belirliyor mesela. Halbuki ne Türk icadı ne de eski bir geçmişi var. 10 yıllık bir geçmişi olsa da kimse evden onsuz çıkmıyor.
nereye gidersen git kendini de götürürsün.

sabian

Alıntı yapılan: levi - 01 Ağustos 2009 - 17:17:19
Ben evime gelen misafire çay ikram ediyorsam olay kültür boyutuna girmiştir. Bir de cep telefonu var. O bile bir kültürdür artık. Telefonunun kalitesine göre statü belirliyor mesela. Halbuki ne Türk icadı ne de eski bir geçmişi var. 10 yıllık bir geçmişi olsa da kimse evden onsuz çıkmıyor.

Popüler kültürü eleştirdim zaten. Yeni veya yaygın olan hiç birşey kültürel bir değer taşımak zorunda değil, teknolojinin ve popüler kültürün etkileri için çokça sosyoloji kitabı halihazırda kitapçılarda bulunmakta. Kültür kavramı hakkındaki düşüncelerimiz uyuşmuyor galiba. Ben çayın kültürümüze girdiğini ama kendine özgü bir kültürü olmadığını bir alışkanlık olduğunu söylüyorum ve örnek olarak ingilizlerin çay kültürünü veriyorum ve çay kültürümüzü kahve kültürümüzle kıyaslıyorum. Bu kırmızı et ve tavuk-balık'ta olduğu gibi dönemsel hareketlenmelerin getirdiği bir alışkanlık ve insanlar bu alışkanlıkları kültür olarak algılıyor.

Bir zamanlar kırmızı et dışında bişey yemeyen ülkemizde 90'lı yıllarda tavuk eti yaygınlaştı, sebebi deli dana hastalığı.
Tavuk yemeklerin vazgeçmezi oldu son zamanlar da bir de Kuş gribi çık(artıl)tı, derken kırmızı et yeniden gündeme geldi. Bu iki alternatife karşın henüz hastalığı icat edilmeyen balık olduğu sofralarımıza daha sık girer oldu. sıklık tartışılır tabi :D İşte çay da internette yazılanlara göre 1980'li yıllarda ekonomik kriz sebebiyle kahvenin pahalılaşmasıyla yaygınlaşmış ve o yaygınlığını halen sürdürüyor. Kanserli çaylar piyasaya çıktığı zaman çay satışlarındaki düşüşü hatırlatır, bu tür durumların uzun vadede yol açtığı bu sonuçları daha iyi değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum.


Mesaj tekrarı yüzünden mesajınız birleştirildi. Bu mesajın gönderim tarihi : 01 Ağustos 2009 - 17:30:26

Bu arada ben de evime gelen misafire çay ikram ederim, :D eğer param varsa Rakı sofrası kurarım. Para sıkıntısı olduğu için çay daha ağır basıyor tabi.
"Özgür yazılım ile özel mülk yazılım arasındaki fark sosyal, etik ve siyasidir" Richard Stallman

Debian Sosyal Sözleşme
http://www.debian.org/social_contract.1.0.tr.html  saimbalkaya.blogspot.com guvercincurnatasi.wordpress.com

heartsmagic

Benim kavramları karıştırdığım falan yok, kasti olarak konuyu oraya çekiyorum. Bak ne güzel sıralamışsın nedenleri Atatürk ve yaptıkları için. Demek ki nedene bakmaya gerek yok, eğer kültüre yerleşiyorsa yerleşiyordur. Özgüdür değildirin tartışmasını yapmak çok garip o aşamadan sonra.

Bence sen özgüdür derken bir şeyleri yanlış ifade ediyorsun. %100 bize aitin falan tartışmasını yapıyorsan zaten ona gerek yok. Ne sen söyleyebilirsin şu anda çayın kökenini ne de biz. Sadece tahmini bilgiler vardır. Bizler zaten kahve ile bir tutmuyoruz ki çayı. Söylemek istediğimiz çayın artık kültürümüze yerleştiği ve bizim için de kültürümüze ait olduğudur.

Ayrıca ben tarihe takılmayalım derken çay simgeleri seçimi konusunda takılmayalım demiştim. Şu an çay dediğimizde hiç yadırgamadan "evet hergün içtiğim şey" diyebiliyorsak yadırganacak ve tarihi boyutuyla tartışılabilecek bir yönü yoktur.

@bytan'ın söylediği hitap konusuysa bana söylediklerin değil. İnsanların görüşleri için kendi açından yanlış ifade içerse bile "gülerim" dediğin için olsa gerek.
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

yvz

Bence su olsun. Kaynak suyu, maden suyu, kireçli su, arsenikli su gibi. Bu da bizim kültürümüze işlemediyse daha ne işleyecek? Hem Anadolu'da hem Orta Asya'da en başından beri su içiyorduk. Hem küresel ısınmaya ve su kaynaklarının azalmasına da güzel bir gönderme olur. En başta musluk oluruz. Daha sonra giderek hortum, kanalizasyon, su kanalı, çay(burada çay taraftarlarını da memnun etmiş oluyoruz :))ırmak, deniz okyanus derken artık nereye kadar giderse.

Bu arada affınıza sığınarak biraz esprili bir dille yazdığım bu mesajımı tekrar okuyunca fena da fikir olmadığını farkettim ne yalan söyleyeyim :D

sabian

#105
Esprili dilden zarar gelmez, arada iğne yemek iyi gelir insana :) Ama benim bir türlü anlatamadığım konu şu, "çay kültürümüzde kendine yer etmiştir, öyle ya da böyle ama kendine özgü bir kültüre sahip olamamıştır. Mesela gloria jeans'e gittiğinizde (ben pek gitmem, çok nadirdir) yüzlerce çeşit kahve görebilirsiniz. İngilizlerin çay kültürüne baktığınızda yine en azından sütlü çay gibi ekstra bişeylerinin olduğunu ve 5 çayı kültürünün de işlediğini görürüz. Bizde sabah akşam tiryakilik ayarında çay içilir tamam ama çay ya demlidir ya açık kişiye göre. Bizde ekstra bir çay kültürü yok" diyorum. Bunun anlaşılmayacak tarafı ne bilmiyorum. Ulusalcı damarlar mı kabarıyor da dediklerim anlaşılmıyor anlamıyorum. Oysa kabul edilebilir bir fikir attım ortaya...

Çayın kültürümüzde yeri vardır ama kendi kültürünü oluşturamamıştır...
"Özgür yazılım ile özel mülk yazılım arasındaki fark sosyal, etik ve siyasidir" Richard Stallman

Debian Sosyal Sözleşme
http://www.debian.org/social_contract.1.0.tr.html  saimbalkaya.blogspot.com guvercincurnatasi.wordpress.com

raspacı

Alıntı YapÇayın kültürümüzde yeri vardır ama kendi kültürünü oluşturamamıştır...
@devrim ulusalcı damarım da yok ama  yine de bu cümleyi anlayamadım. Kültürümüze girdiyse artık kendi kültürünü oluşturmuştur demektir. Çayın kendine özgü kültürü vardır. Tavşan kanı çay deyimi kendine özgüdür. Tavşan kanı kahveden yada tavşan kanı koladan bahsedemezsin. 1oo yıldır tavşan kanı çay içiyoruz. Kimilerimiz törenle kıtlama çay içerler. Bu kendine özgü bir kültürdür. Semaverde kahve içen de görmedim. Odun ateşinde doğada içilen çayın tadı da başkadır. Bu da bir kültürdür. Hem de kendine özgü.
Buda Rizeden bazı atasözleri:
Kiz çay yaprağina bencer, zamanini keçurdun mi kartlaşur.
Rize'ye vali olacağina, çay alum yerine bi sepetçi ol.
Çayeli diye ilçemuz bile vardur daa. Pardon hatlardan.
http://www.biriz.biz/rize/atasozu.htm  bu da kaynak.
Sabah kahvaltısından gecenin geç saatlerine kadar hayatımızın içinde bulunan çay, değişik kültürel değerlerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.

Çayla ilgili; tekerlemeler, bilmeceler, mani ve türküler, ilahiler, efsaneler, fıkralar, gelenek ve görenekler başlı başına kültürel değerlerdir. Hatta, çay kelimesi Çince olduğu halde, sözlüklerde ve deyimlerde yerini bulmuş geniş bir kelime ve deyim sayısına ulaşmıştır. Çay, Çay Bahçesi, Çay Bardağı, Çay Demlemek, Çay Fincanı, Çay Fidanı, Çay Fidesi, Çay Kaşığı, Çay Takımı, Çay Vermek, Çay Molası, Çaycı, Çaycılık, Çaydanlık, Çay Parası, Çayevi, Çaygiller, Çayhane, Çay Kazanı gibi kelimelerin yanında; Tavşan Kanı Çay, Çay İçmek, Kıtlama Çay, Çayı Höpürdetmek, Çay İkram Etmek, Paşa Çayı gibi deyimlerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.

Yetiştirilmesinden, hazırlanıp tüketilmesine varana kadar olan çay kültürü, bir çay etnografyasını da ortaya çıkarmıştır. Çay kesilmesine yarayan makaslar, sepetler, kutular, demlikler, semaverler, çay kazanları, bardaklar, fincanlar, kaşıklar, tepsiler vb. hepsi çay kültürünün etrafında oluşan etnografik maddelerdir.


Bu da üstteki yazı için kaynak:
http://www.biriz.biz/cay/kultur/turkcaykul.htm
nereye gidersen git kendini de götürürsün.

sabian

Avrupalıların çayı 16. ve 17. yüzyıllarda ancak tanıyabilmiş olmaları, Haçlı seferleri boyunca Avrupa ordularının Anadolu ve Ortadoğu'da çayla karşılaşmamış olduklarını gösterir. Oralarda çay vardı da onlar mı içmedi ? Demek ki ne Anadolu'da ne de Ortadoğu'da çay bilinmiyordu.

Kahve ülkesi olarak bilinen Türkiye'de ne oldu da insanlar çay tüketir oldu ?

Önce Doğu Karadeniz Bölgesinde çay tarımı başarılı olunca yerli mahsul çay ithal çaydan çok daha ucuza pazarda yerini aldı. Çay, elitlerin içeceği olmaktan çıkıp halk içeceği oldu.

Çayın, Türkiye'de yaygınlaşmasının ikinci halkası İkinci Dünya Savaşı sırasında oldu. Kahve ithalatı yapılamayınca kahve yerine çay içme alışkanlığı oluştu. Üçüncü halka ise 1979-80 yıllarında Türkiye döviz transferi yapamadığından ithalat yok denecek kadar azaldığında oldu. Tabii, kahve de diğer yoklukların yanında nasibini aldı.

Denilebilir ki 1979-80 ithalat krizi sırasında kahve tiryakilerinin bir kısım Nescafe'ci gerisi ise çaycı oldu.

http://www.yemekicmek.com/cayintarihi.php


Şeker ithalati hassaten Fransa'dan ve bir miktar da Rusya'dan yapilirdi. Rusya'dan gelen mallar arasinda semaver de sayilmaktadir.

http://www.biriz.biz/cay/kultur/turkcaykul.htm  ayrıca anlatılan hikayelerin, söylenen manilerin tek geçim kaynağı Çay olan Laz halkının üretimi olduğu da gözümden kaçmadı. Bir de söylediklerimi daha iyi anlamak için önceki mesajlarıma ve verdiğim linklere göz atarsanız daha iyi olur. Yeniden aynı şeyleri yazmak istemiyorum. Mesajın girişindeki pararaf ne demek istediğimi ve önceki mesajlarımda ne dediğimi özetler niteliktedir.

"Özgür yazılım ile özel mülk yazılım arasındaki fark sosyal, etik ve siyasidir" Richard Stallman

Debian Sosyal Sözleşme
http://www.debian.org/social_contract.1.0.tr.html  saimbalkaya.blogspot.com guvercincurnatasi.wordpress.com

raspacı

Ne oldu da oldu yada ne zaman oldu boşverirsek sonuçta çay kendine özgü kültürünü bu topraklarda oluşturdu. Futbolu düşün. Ata sporu güreş kahve olsun futbol da çay. Futbolun hikayesi de 100 yıllıktır bu topraklarda. İngiltereden gelmiştir ama tribünleriyle gazozuna maçlarıyla, halı sahasıyla kendine özgü bir kültürdür. Bugün kimse güreşi pek takip etmez ama futbolun hastasıyız. Çay da bu duruma tam uyuyor.
nereye gidersen git kendini de götürürsün.

heartsmagic

@dewrim2, ulusalcı damarların kabarması gibi bir durum yok. Aksine eğer bu şekilde bir ithamda bulunacaksan öncelikle kendi yazdıklarına bakman gerekmekte. Anadolu haricindeki diğer bölgeleri kestirip atan senin karşında bizlerin tutumu pek de şaşkınlık vermese gerek. O konulara girmeyelim lütfen, bunu senden rica ediyorum. Aksi takdirde çok farklı şekillerde olgunlaşacak bu başlık.

Bizim de anlamadığımız şu, sen neden bu kadar kişinin ısrarla savunduğu bir şeyi kabul etmek istemiyorsun da hâlâ ayak diretiyorsun? Ha illâ çoğunluğun algıladığı değil, benim söylediğim doğrudur demek istiyorsan lütfen bunu belirt.

Kimse zaten çayı biz icat ettik demiyor. Fakat çayın bize ayrı bir kültürü olduğunu kabul etmemek de garip ve bir noktadan sonra komik oluyor. Bir çok farklı insan, bir çok farklı nazardan, bir çok farklı örnek veriyor sana ancak sen hâlâ kökene ya da alışkanlıklara takmış durumdasın. İngilizlerin sütlü çayı varsa, bizlerin de kahvaltıyı çayla yapma kültürü var. Elalem kahveyle, portakal suyuyla yaparken bu işi bizde çayla oluyor. Elalem misafirine "nescafe" verirken bizde Türk kahvesinin yanında ve hatta artık çoğunlukla çay ikram ediliyor. Şirketler bangır bangır çaya özel bisküviler üretiyor, TV'de boy boy reklamını yapıyor ancak çay bizim kültürümüze girmiş oluyor ama ögzün olmuyor. Elaleminki özgün oluyor ama bizimkisi sadece alışkanlık oluyor. Bu hangi mantığa sığar?

Benim şu kadar zamandır anladığım konu ne yazık ki seninle bu konuda anlaşamayacağımız, hatta bırakalım anlaşmayı ortak bir paydada bile buluşamayacağımız. Kaldı ki konuşma gittikçe farklı noktalara kayıyor ki, savunduğum düşüncelerin herhangi bir ideoloji kapsamında değerlendirilmesinden şahsım adına nefret ederim. Sanırım bu tartışmaya dahil olan herkes de en az benim kadar hassastır.

Lütfen konuşma farklı noktalara kaymasın ki cevap verme yükümlülüğü hissetmeyeyim.
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

sabian

#110
Arkadaşlar benim bişeyi dayattığım yok, Milliyetçi damara yaptığım göndermenin sebebi de, inatla önceki yazılarda Orta Asya vurgusunun bulunması ve çayın Türk kültürünün parçası olduğu fikrinin savunulmasıdır. Ben diyorum ki çay bizim için bir alışkanlıktır ve aslında ekonomik düzeyimize bağlı bir yaygınlığı vardır. Hayvancılıkla uğraşan adam çocuğuna süt içirir, zengin toplumlarda (nasıl zengin olduklarına girmeyeceğim) doğru! kahvaltıda meyve suyu içilir ama bizim gibi geliştirilmemiş toplumlarda çay bir alışkanlık bir tiryakilik olarak karşımıza çıkıyor. Ben alışkanlık diyorum, bu şekilde toplumun kültürüne girmiştir, siz kendi kültürü olduğunu söylüyorsunuz.

Senin de anan babanın binlerce dolar aylık maaşı olsaydı, çocukluktan sana çay içirilmeseydi de meyve sularıyla beslenseydin sen de ona alışacaktın. Ben koşullandığımızı düşünüyorum arkadaşlar, çocukluktan ve ekonomik durumumuzdan kaynaklı bir koşullandırma. Bu sebeple çay hayatımızda büyük bir yer kapladı ve size göre bir kültür oluşturdu bana göre koşullandırmaya bağlı bir alışkanlık halini aldı.

Evet zannedersem anlaşamayacağız, farklı bakıyoruz ve sanırım hepimiz benzer kişiliklere sahibiz bu yüzden düşüncemizden sapmıyoruz
ideolojik benzetme dediğim gibi söylemden kaynaklıydı, hassasiyetine saygı duyarım elbet istenildiği taktirde konuyu kapatmaya hazırım. Ama yazılan cevaplar benim söylediklerime yönelik olunca cevap verme hakkım doğuyor.

Yazıyı yeniden düzenlemek zorunda kaldım atladığım bazı yerler olmuş.

Öncelikle Anadolu kültüründen bahsederken Orta Asya'yla bağlantı kurulması bana doğru gelmiyor. Türkiye Anadolu üzerine kurulmuştur ve kültürü Anadolu kültürüdür. Anadolu kültürünü savunmak da milliyetçilikten başka birşey ve dah çok kardeşlik kültürü oluyor. Bu yüzden olayı sadece kan bağı çerçevesinde bir Türk anlayışına sıkıştırınca ben ona karşı çıkarım. Türk diye onunla aynı kültürü paylaştığım yok, onun alışkanlıkları töreleri daha farklıdır

Başkalarının doğru gördüğünü doğru görmek zorunluluğum yok, konuya yaklaşımımız farklı ben kendi fikirlerimi savunuyorum ve genelin dışına çıkıyorum. Bundan gocunduğum da söylenemez, farklılıklarımız renklerimizdir diye düşünüyorum. Düşüncede tek tip insana karşıyım.

"Özgür yazılım ile özel mülk yazılım arasındaki fark sosyal, etik ve siyasidir" Richard Stallman

Debian Sosyal Sözleşme
http://www.debian.org/social_contract.1.0.tr.html  saimbalkaya.blogspot.com guvercincurnatasi.wordpress.com

heartsmagic

Cevap hakkı herkes için doğuyor zira ortada bir tartışma, fikir teatisi dönüyor. Bu çok normal. Ancak cevap hakkının içinde farklı yerlere kayma varsa durum değişir. Eğer ortada bir ögzünlük olmadığı iddiası varsa, kökene iniliyorsa insanlar elbette Orta Asya'dan bahsedecektir, bundan daha doğal ne vardır ki? Neden milliyetçilik olarak algılanması gerekir ki?

Konuya dönersek kültür nedir? Bir anlamda şöyle geçiyor:

Alıntı YapBir halkın ya da bir toplumun özdeksel ve tinsel alanlarda oluşturduğu ürünlerin tümü : Yiyecek, giyecek, barınak, korunak gibi temel gereksemelerin elde edilmesi için kullanılan her türlü araç gereç; uygulanan teknikler; düşünceler, beceriler, inançlar, geleneksel, dinsel, toplumsal, politik düzen ve kurumlar; düşünce, duyuş, tutum, davranış ve yaşama biçimlerinin topu.

Bu araç gereç veya yaşama biçiminin içinde alışkanlıklar yok mudur? Kaldı ki kültür biraz da alışkanlıklardan ötürü oluşmaz mı? Biz büyüklerin elini öperiz, şimdi her el öptüğümüzde "evet, bu bizim kültürümüze has bir özelliktir, bizimle doğmuştur, kesinlikle bize özgü olduğu için yapmaktayım" mı diyoruz? Yoksa alışkanlık hasıl olduğundan ötürü gidip büyüğümüzün elini mi öpüyoruz?

Eğer olaylara senin bakış açınla bakacak olursak hayatımızdaki birçok şey şu an salt koşullanma yoluyla kazanılmış durumda ve kültür değil hepsi alışkanlık konumunda. Eğer "Evet ben böyle düşünüyorum" diyorsan ben fikir teatisini burada noktalayacağım.
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

sabian

Arkadaş şu cümle çok mu anlaşılmaz bir cümle.

Çay kültürümüze girmiştir, kendine yer bulmuştur ama kendi kültürünü yaratamamıştır.
"Özgür yazılım ile özel mülk yazılım arasındaki fark sosyal, etik ve siyasidir" Richard Stallman

Debian Sosyal Sözleşme
http://www.debian.org/social_contract.1.0.tr.html  saimbalkaya.blogspot.com guvercincurnatasi.wordpress.com

heartsmagic

Alıntı yapılan: dewrim2 - 03 Ağustos 2009 - 16:00:16
Arkadaş şu cümle çok mu anlaşılmaz bir cümle.

Çay kültürümüze girmiştir, kendine yer bulmuştur ama kendi kültürünü yaratamamıştır.

Aynen soruyorum:
Çay kültürümüze girmiştir, kendine yer bulmuştur ve de kendi kültürünü yaratmıştır.

Bunun neresi anlaşılmaz? Kısacası olaya farklı gözle bakıyoruz. Bizler (en azından benim) için kendi kültürünü yaratmıştır ve nedenlerini de sıraladım. Alışkanlık diyorsan, alışkanlık kültürün bir parçasıdır diye de kendi penceremden izahını yaptım. Şimdi sen bunun üzerine bir şey eklemeden sadece bu soruyu sorarsan tutar tartışmanın başına döneriz. Bu da ancak kısır döngüye sokar bizleri.
Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.
Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkân var mıdır?


Böylece yalan, dünyanın düzenine dönüştürülüyor.

raspacı

Bak bu cümle anlaşılamaz ama nedeni bizim anlama engelli olmamız değil. Cümle kendi içinde çelişkili olduğu için. Kültürümüze giren bir şeyin kendi kültürünü nasıl oluşturmadığını o kadar örneğe, ritüele, atasözü ve deyime rağmen hala savunuyorsan bu gerçekten de anlaşılamaz. Şu kendi kültürünü oluşturm işini başka nasıl yapacak bu çay bi anlatsan da anlayabilsek. Ekonomik sıkıntılardan dolayı halk çaya yöneldiği için kültürünü oluşturmamış mı? Ekonomi, tarih vs bunlar topluca zaten kültürü oluştururlar.  Bugün bir çok insan trilyoner de olsa çaydan vazgeçmez. Gerçekten de anlayamayan sen misin biz mi onu da anlayamadım. Bence kavramlara saplanmak yerine şu gerçeği kabul etmelisin: Çay bu halkın yaşayışında kendi ritüelleriyle, kurallarıyla kültürüyle bambaşka bir yerdedir. Bu arada bizim oralara uğrarsan bir çayımızı içmeye bekleriz. Uzun uzun bu konuyu tartışırız.
Not: @Hearstmagic arada yazmış bunlar @dewrime hitaben yazıldı.
nereye gidersen git kendini de götürürsün.

sabian

Alışkanlıklar kültürün bir parçasıdır ama kedisi değildir. Çay kültümüze girmiştir evet, kendine özel bir yeri de vardır ama kendine özgü  kültürü yoktur. Kahvaltıda çay içilmesi bir alışkanlıktan başka birşey değildir ve tiryakiliktir belki de. Her akşam hatta sabah akşam alkol alan bir insan için bu bir kültür olabilir mi? bu bir alışkanlıktır.

Çay kültürü için Van ve Erzurum halkının kültürü vardır, kırtlama çay-semaver vs. bunlar da özellikle semaver Ruslardan alınan bir değerdir. Ya da Türkiye'de genel olarak bir kahve(hane) kültüründen sözedebiliriz. Bizim halkımızın bir kahvehane kültürü vardır ve çay da bunun bir parçasıdır.

Burdan bana aslında çok güzel bir seminer konusu çıktı, bu konu üzerine araştırmalar yapıp Çağdaş dünya tarihi dersi çerçevesinde bir sunumunu yapma fikri doğdu. 2010 mart-nisan ayları içerisindeki sunuma yetiştirip yaptığım araştırmanın sonucunu bu sitede sizlerle paylaşamayı düşünüyorum. Hatta kültür kavramı çerçevesinde özel bir çalışmayı daha öncesinde sizlerle paylaşmak isterim. O zaman yanılan ben de olabilirim siz de. O zamana kadar tartışmaya ara vermenin doğru olduğunu düşünüyorum.

@levi

Alıntı YapBak bu cümle anlaşılamaz ama nedeni bizim anlama engelli olmamız değil.

Alıntı YapGerçekten de anlayamayan sen misin biz mi onu da anlayamadım.

bunlar yanlış ithamlar ben böyle bişey ima dahi etmedim konuyu saptırma.




"Özgür yazılım ile özel mülk yazılım arasındaki fark sosyal, etik ve siyasidir" Richard Stallman

Debian Sosyal Sözleşme
http://www.debian.org/social_contract.1.0.tr.html  saimbalkaya.blogspot.com guvercincurnatasi.wordpress.com

bytan

İngiliz çaya süt katarsa kültürdür, bizler çaya limon katarsak alışkanlıktır.

Buyurun tartışma konusu. Ne kadar ciddiye alınırsa artık..
Umut en büyük kötülüktür; işkenceyi uzatır. - F.N.


Bir şey ne ise odur, bu kadar. Öyleyse, iki şey arasında bağdaşıklık varsa, bu aralarında iletişim kuruyorlar demek değildir.
"... kavrayışını bilgi ile derinleştir ..."
PF @ ST

raspacı

#117
Arkadaş şu cümle çok mu anlaşılmaz bir cümle.

Çay kültürümüze girmiştir, kendine yer bulmuştur ama kendi kültürünü yaratamamıştır.


Alkol alan tekil bir adamın  alışkanlığıyla bir toplumun yıllarca ortaklaşa içtiği çay elbette ki bir tutulamaz. Neyse bence de artık anlaşamadığımız için bu konuda bu işi bırakalım. Çayı tiryakilikten içiyoruz ve bu yüzden kendi kültürünü oluşturamadıya geldik şimdi de. Cafein bağımlılığı olsa da önemli değil onu kültürden sayıyorsun ama iş çaya gelince yan çiziyorsun. Bu halk topluca senelerce esrar da çekse sonuçta bu bir kültürdür. Kültür öyle steril ortamlarda kültür mantarı yetiştirir gibi yetişmez. Hayatın içinden türer. Çay bir alt kültür filan da değildir. Tüm Anadolu'da istisnasız tüketilir. Senin bu çayla alıp veremediğin nedir bilmem ama zaman geçtikçe bir şeyin hayatımıza nüfuz etme hızı artıyor. Matbaa 100 yılda ülkemize girerken bugün internet 10 yılda her yana yayıldı.
nereye gidersen git kendini de götürürsün.

sabian

#118
Konu geldi yine tuhaf yerlere, biri dalga geçer gibi çaya limon katmaktan bahsediyor her biri kapitalizmin piyasa koşullarını gözardı ederek İnternetin ve çayın yayılmasını örneklemeye çalışıyor. Ne derseniz deyin arkadaşlar, alt yapı (ekonomi) üst yapıyı (kültürü) etkiler ve meydana getirir. Kültürü ekonomiden bağımsız düşünemezsiniz. Ekonomik durumlarımız çok daha iyi olsaydı hiç zannetmiyorum ki çay içmeye devam edelim. Onun yerine sağlığımıza faydalı başka şeyler tüketirdik. Böylece alışkanlıklarımız değişir sizin deyiminizle yeni bir kültür oluştururduk.

Ben olayın bir alışkanlık olduğunu, kültürün daha genel bir kavram olduğunu bu yüzden bir çay kültüründen sözedemeyeceğimizi söylüyorum.

Alıntı YapKültür öyle steril ortamlarda kültür mantarı yetiştirir gibi yetişmez. Hayatın içinden türer
evet ben de öyle diyorum zaten. Senin nasıl algıladığına göre farklı yorumlanabilir elbette cümleler. @levi


Mesaj tekrarı yüzünden mesajınız birleştirildi. Bu mesajın gönderim tarihi : 03 Ağustos 2009 - 18:04:26

Kısaca benim cay hakkındaki görüşlerim kendisinin kültürel bir değer olmadığı yünündedir. Simge meselesine gelirsek önerdiğim şeyler bence daha iyi olurdu. Ama bu seçilmişse de saygı duyarım, yapacak başka birşey de yok zaten.
"Özgür yazılım ile özel mülk yazılım arasındaki fark sosyal, etik ve siyasidir" Richard Stallman

Debian Sosyal Sözleşme
http://www.debian.org/social_contract.1.0.tr.html  saimbalkaya.blogspot.com guvercincurnatasi.wordpress.com

raspacı

#119
Arkadaşım (sen böyle hitap ettiğin için kullanıyorum. İstemezsen kullanmam) Kapitalizmin etkisi, alt-yapının üstyapıyı belirlemesi ve diğer çözümlemeleri kabul ediyorum. Evet herşeyde olduğu gibi çayın günlük hayatımıza girmesi de ekonomik temelli oldu. Ekonomik temelli diye kültürümüze girmedi denebilir mi? Bu bakışla hiç* bir şey kültürümüze girmemiştir. Zengin olursak bırakırız herşeyi. Kömür bir zamanlar kültürümüze girmişti ama bırakmıştık. Kömür hem sağlığa zararlı hemde sürdürülebilir değil. Çayı ise bırakacağımızı sanmıyorum. Çay sağlığa son derece faydalı bir bitkidir. Kaynak;
http://www.neleryokki.com/cay/siyah_cayin_faydalari.htm
Çayla ilgili çalışma yapmak istersen çay Kültürü isimli bir kitap var: https://www.netkitap.com/ayrinti_yeni.asp?id=1&txtbul=kitap-demlikten-suzulen-kultur-cay-deniz-gursoy-oglak-yayinlari
100 yıldır; Van civarında çok daha eskiymiş; Evliya çelebi seyahatnamesinde bu yöre halkının çay içtiğinden bahsetmiş.
Alıntı YapVANLILAR BİR ASIR ÖNCESİ ÇAY VE SEMAVERLE TANIŞTI
Bildirisinde, ilk çayın biraz keyif, biraz da tıbbi nedenlerle içildiğini, çay içerek zihni uyanık tutmak, bin bir derde deva özelliklerinden yararlanmanın hep söz konusu edildiğini vurgulayan İkram Kali, Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde; Vanlıların çaydan önce Erek Dağı'nda yapılan bal şerbeti, 'Sergüloğlu Şiyan' adlı üzüm şırası, elma ve 'Dibas' denilen içecek içtiklerini rivayet ettiğini anlattı. Geçmişi 5 bin yıl olan çayın Anadolu'da yaygınlaşmasının 16. yüzyıldan itibaren olmasına karşın Van'ın sınır ili olması ve çeşitli nedenlerle Anadolu'da çay ve semaver ile 19. yüzyıl öncesinde tanışan yörelerden biri olduğunu,
Kaynak: http://habervan.com/haber_yorumla.php?haber_no=1807&kat=5
nereye gidersen git kendini de götürürsün.

bytan

Ciddiye alınmadığınız zaman canınız yandı galiba? Şayet ciddiye alınmak istiyorsanız, önce siz karşınızdaki insanları ciddiye alacaksınız.

Kendi içinde bile tutarlılığı olmayan düşünceler sarf edeceksiniz, daha ileri gidip tarihi bile "bence"lerle yorumlayacaksınız; bunları yaparkende karşıt fikirli olanlara "güleceksiniz" ve en sonunda ciddiye alınmak isteyeceksiniz.

Tartışmanın ciddiye alınacak bir tarafı yok. Süt kattığında kültür, limon katınca alışkanlık. Hem de ekonomik koşullardan kaynaklı alışkanlık. Ama İngiliz süt katarken, ekonomik durumlar söz konusu olmuyor. Onca ekonomik gelişmişliğe rağmen çay içiyorlarsa kültürden içiyorlardır olacak.

Defalarca kaynak ve örnek gösterildi. Kültüre ve dilimize yerleşen örnekler. Hiç birine elle tutulur karşılık yok, sadece alışkanlık var ve tekrar eden aynı laflar. Ekonomik kriz..

Ciddiye alınmak için, ciddiye alacaksınız.
Umut en büyük kötülüktür; işkenceyi uzatır. - F.N.


Bir şey ne ise odur, bu kadar. Öyleyse, iki şey arasında bağdaşıklık varsa, bu aralarında iletişim kuruyorlar demek değildir.
"... kavrayışını bilgi ile derinleştir ..."
PF @ ST

raspacı

Eh biraz gülmüşsün doğrusu. Olay @Bytanla da ilgili değil tüm çayseverlere gelmiş ama neyse konu uzadı gitti. Senin geri adım atmayacağına ikna oldum. Tarih biliminde bir takım çalışmalar yapmak için daha esnek olman gerekecek diye de düşünüyorum.
nereye gidersen git kendini de götürürsün.

Dixie

Brezilya dizisi gibi oldu valla. Yeni bölümler gelecekse ben gidip ayçekirdeği alayım :)

ubuntuki lilith

#123
silinecek

sabian

Alıntı yapılan: ubuntuki - 03 Ağustos 2009 - 18:55:36
çay simgeleri güzel olmuş.semaver ve çaydanlıklar biraz tuhaf geldi bana görsel olarak.bireyselleştirmek taraftarı da olmasam da toplumsal kültürle birlikte insanların her birinin de yaşamı sırasında edindiği kültürleri vardır. yani ben limonlu içersem limonlu çay içme zevkim var demektir ama bunun bir sunumu servisi bir yöntemi oluşursa o zaman kültür halini alır gibi geliyor.misal közde semaverle çay bu bir kültür olabilir ancak sadece çay demleyip içmenin bir kültürü yoktur, tıpkı sigara gibi.ama beş çayı dersek çay ve bazı birkaç şeyin oluşturduğu ve her evde benzer şekilde tekrar eden bir zaman diliminden söz ederiz ve 5 çayı bir kültürdür.
ayrıca gerginlik yaratacak denli mühim bir olay değil bu,çok da tatsızlık uzamadan kapansa bu mesele daha güzel olur kültür mü değil mi tartışması seçilen sözcüklerin ve üslubun tartışmasına girdikçe sorun çıkacağa benziyor.

yazdığın herşeye kelimesi kelimesine katılıyorum, kurmaya çabalayıp da kuramadığım cümleleri kurmuşsun, teşekkürler..
"Özgür yazılım ile özel mülk yazılım arasındaki fark sosyal, etik ve siyasidir" Richard Stallman

Debian Sosyal Sözleşme
http://www.debian.org/social_contract.1.0.tr.html  saimbalkaya.blogspot.com guvercincurnatasi.wordpress.com